Esas No: 2021/280
Karar No: 2021/273
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/280 Esas 2021/273 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/280 KARAR NO : 2021/273 KARAR TR : 03/05/2021 |
ÖZET: Karayolunda meydana gelen trafik kazasında sigortalı aracın uğradığı hasar bedelini ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi gözetildiğinde, ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : Eureko Sigorta A.Ş. Genel Müdürlüğü
Vekilleri : Av. Y. R.
Davalı : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. G. K.
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacı vekili, müvekkili şirketin sigortaladığı 06 ... 6994 plakalı aracın, 03/07/2017 tarihinde sürücüsünün sevk ve idaresinde Ankara/Çankaya/Hitit Bulvarı üzerinde seyir halinde iken, Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yolda yama yapmak için kazılıp kapatılmayan çukura düşerek trafik kazası meydana geldiğini, aracın hasara uğradığını, kaza tespit tutanağında "... kazadan yolun yapım, bakım ve onarımından sorumlu olan kuruluşun 2918 sayılı KTK"nun 13. maddesi gereği kural ihlalinin görüleceği, 06 BC 6994 plakalı aracın kural ihlali görülmediği"nin tespit edildiğini, ekspertiz raporu sonucu ilgililere 6.452 TL ödeme yapıldığını, halefiyet ilkesi gereği davalı idareye rücu mektubu gönderildiğini ancak idarece ödeme yapılmadığını, kazanın oluşmasında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğunu ifade ederek; ilgililere yapılan 6.452 TL tutarındaki ödemenin 29/09/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2018 tarihli ve E.2018/350, K.2018/549 sayılı dosyasında, uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli, mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesiyle davanın usülden reddine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
" Dava, sigortalıya ödenen /arar miktarının rücuen tazminine ilişkindir.
Davacı tarafça iddia edilen kusurun, idarenin yol yapımı ile ilgili hizmetine ilişkin olduğu, iş bu davada 2577 sayılı İYUK"un 2/1-b maddesinde belirtilen hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davası niteliğinde olup, davanın görülmesi ve çözümünün idare hukuku esaslarına göre yapılacağı belirtilmiş olduğundan, mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir."
3. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 24/10/2019 tarihli ve E.2019/495, K.2019/1277 sayılı dosyasında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1 )-b.l maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir.
4. Davacı vekili bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
5. Ankara 8. İdare Mahkemesinin 12/02/2021 tarihli ve E.2019/2300 sayılı dosyasında, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 2., 10., 110. ve geçici 21. maddesi hükmüne, ayrıca2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesinin, anılan kuralı Anayasa"ya aykırı görmeyerek iptal istemini oy birliğiyle reddettiği 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararına yer verildikten sonra; davanın adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca, görevli yargı merciinin belirlenmesi için, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası da temin edilerek, Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
“Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110.maddesi ile Anayasa Mahkemesi"nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sonuçları ile çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesinin 27/04/2020 tarih ve E:2020/266. K;2020/270 sayılı kararı da emsal niteliktedir."
III. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
6. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanun"un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun"un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.
7. 2918 sayılı Kanun"un 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu ifade edilmiştir.
8. 2918 sayılı Kanun"un “Karayolu trafik güvenliği” başlıklı 13.maddesinde de, karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
9. 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun"un 14. maddesiyle değişik 110. maddesi şöyledir:
“İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”
10. 2918 sayılı Kanun"un Geçici 21. maddesi şöyledir:
“Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz”
B. Yargı Kararları
11. Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı (R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147) kararının ilgili kısmı şöyledir:
“… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…”
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
12. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN"ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun"un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyası örneğinin Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
13. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Raportör-Hakim Mevlüt DÖNERTAŞ"ın sözlü açıklamaları ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
14. Dava, davacı şirketin sigortalamış olduğu aracın kaza yapmasında davalı idarenin kusuru bulunduğundan bahisle, sigortalıya ödenen tazminatın, faiziyle birlikte, davalı idareden rücuen tazmini istemiyle açılmıştır.
15. 2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, 11.paragrafta belirtilen gerekçesi ile anılan kuralı Anayasa"ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir.
16. Anayasa’nın 158. maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun"un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
17. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun"un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun"un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
18. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Ankara 8. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2018 tarihli ve E.2018/350, K.2018/549 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Ankara 8. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/11/2018 tarihli ve E.2018/350, K.2018/549 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
03/05/2021 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN"ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Celal Mümtaz AKINCI |
Üye Şükrü BOZER |
Üye Mehmet AKSU |
Üye Birol SONER |
|
Üye Aydemir TUNÇ |
Üye Nurdane TOPUZ |
Üye Ahmet ARSLAN |
K A R Ş I O Y
İdarenin kendi kuruluş kanununda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun"da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum. 03/05/2021
ÜYE
Ahmet ARSLAN