Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/6988 Esas 2022/19424 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/6988
Karar No: 2022/19424
Karar Tarihi: 11.10.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/6988 Esas 2022/19424 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/6988 E.  ,  2022/19424 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Hakaret, tehdit

    KARAR
    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanık ...’ın eylemini kamu görevlisine hakaret suçu ile birlikte gerçekleştirmesi nedeniyle uzlaştırma hükümlerinin uygulanamayacağı anlaşıldığından tebliğnamedeki bu yöndeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede,
    1- Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan hükmün temyizinin incelenmesinde,
    Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlendiğinin kabul edilmesi karşısında, TCK'nın 129/3. maddesi gereğince "ceza verilmesine yer olmadığına" yerine "ceza vermekten vazgeçilmesine" şeklinde karar verilmesi,
    Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde görüldüğünden, HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak; bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak hükümden ''ceza vermekten vazgeçilmesine'' kısmının çıkartılması, yerine "sanık hakkında TCK'nın 129/3. gereğince ceza verilmesine yer olmadığına" ibaresinin eklenmesi suretiyle, HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    2- Sanık ... hakkında hakaret suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı ile sanık ... hakkında tehdit suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak,
    a) Hakaret fiilinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye yönelik olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir.
    Yargılamaya konu somut olayda; sanığın söylediği kabul edilen sözlerin muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu, dolayısıyla hakaret suçunun unsurları itibari ile oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine mahkumiyet kararı verilmesi,
    b) Hakaret suçunun karşılıklı olduğunun kabul edilmesi karşısında, TCK'nın 129/3 maddesi gereğince "ceza verilmesine yer olmadığına" yerine "ceza vermekten vazgeçilmesine" şeklinde karar verilmesi,
    c) Sanık ...’ın sabıkasında görülen kararların hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olması, CMK’nın 231/8. maddesine 28/06/2014 tarihli ve 6545 sayılı Yasanın 72. maddesiyle “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez” cümlesi eklenmiş ise de, daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, temyize konu suç tarihi itibariyle engel oluşturmaması karşısında, sanık hakkında, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği konusunda bir değerlendirme yapılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, "daha önceden verilmiş hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı bulunduğundan sanık hakkında kanunen CMK 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” şeklindeki kanuni olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    d) 17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK’nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK’ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesinin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 karar sayılı kararıyla “basit yargılama usulü” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK’nın 251/1. maddesi kapsamına giren suçlar yönünden Anayasa’nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 7 ve CMK’nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirdiğinden, katılan sanık ... müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 11/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara