Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-179 Esas 2004/209 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2004/6-179
Karar No: 2004/209

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2004/6-179 Esas 2004/209 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2004/6-179 E., 2004/209 K.

Ceza Genel Kurulu 2004/6-179 E., 2004/209 K.

  • HÜRRİYETİ TAHDİT
  • SİLAHLA YAĞMA SUÇU
  • YASAL KISITLILIK
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 471 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 179 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 497 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 499 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 95 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık Erol T....."ın TCY.nın 499/1, 59, 31,33 ve 40. maddeleri ile 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, ek iddianame ile açılan kamu davasının CYUY.nın 253/3. maddesi uyarınca reddine, hürriyeti tahdit suçundan beraetine,

    Sanık Hakan A......"ın TCY.nın 497/2, 59, 81/2-3, 31, 33, 179/2-son, 59, 81/1-3, 71/1 ve 75/2 maddeleri uyarınca sonuçta 19 yıl 12 ay 2 gün ağır hapis ve 5.396.666 TL. ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ve ceza süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına, Doğanhisar Asliye Ceza Mahkemesince verilen 26.12.1994 gün ve 85-65 sayılı erteli ilamdaki cezasının TCY.nın 95/2. maddesi gereğince aynen infazına,

    Sanık Fatih A...."nın TCY.nın 497/2, 59, 81/2-3, 31, 33, 179/2-son, 59, 81/1-3, 71/1 ve 75/2 maddeleri uyarınca sonuçta 19 yıl 12 ay 2 gün ağır hapis ve 5.531.000 TL. ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, ceza süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına,

    Sanık Muammer A...."nın TCY.nın 497/2, 59, 31, 33, 179/2-son, 59, 71/1 ve 75/2 maddeleri uyarınca sonuçta 19 yıl 12 ay ağır hapis ve 5.066.666 TL. ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, ceza süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmasına,

    İlk iddianame ile yağma için adam kaldırmak suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının CYUY.nın 253/3. maddesi gereğince reddine, haklarında TCY.nın 40. maddesinin uygulanmasına, tutukluluk hallerinin devamına ilişkin Akşehir Ağır Ceza Mahkemesince verilen 14.12.2000 gün ve 6-107 sayılı hüküm, kısmen re"sen temyize tabi olmasının yanında, sanıklar Muammer A...., Hakan A...... ve Erol T..... vekilleri tarafından da temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 9.5.2001 gün ve 5273-7827 sayı ile;

    Sanık Erol T..... hakkında TCY.nın 499. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi yerine, 1. cümlesi ile uygulama yapılmasındaki isabetsizlik aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmayıp hakkındaki hüküm onanmış,

    Sanıklar Fatih A...., Hakan A...... ve Muammer A.... haklarında kurulan hükümlerin,

    1- Hürriyeti tahdit eyleminin TCY.nın 499. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine uyan suçun unsuru bulunduğu gözetilmeyerek sanıklar hakkında ayrıca bu suçtan da yazılı şekilde hüküm kurulması

    2- Kabule göre de;

    Hürriyeti tahdit eyleminden kurulan hükümde, karardan sonra 22.12.2000 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4, 5 ve 6. bentleri hükmü karşı-sında, yeniden takdir ve değerlendirme yapılarak hüküm kurulması,

    İsabetsizliğinden bozulmasına, sanıkların kazanılmış haklarının gözetilmesine, bozmanın hükmü temyiz etmeyen sanık Fatih A...."ya da teşmiline karar verilmiştir.

    Kabule göre yapılan bozmaya uyan Yerel Mahkeme, (1) nolu bozma nedenine karşı ise 13.7.2001 gün ve 79/124 sayı ile; Sanıkların hakkındaki hüküm kesinleşen, sanık Erol T....."ın azmettirmesiyle, yağma için dağa kaldırma şeklinde başladıkları eylemin, ilerleyen safhalarda, üç sanığın geceleyin yolda silahla şikayetçinin bir kısım eşyalarını ve parasını almaları ile TCY.nın 79. maddesi gözetilerek geceleyin silahlı gasp ve hürriyeti tahdit suçuna dönüştüğü, haklarında TCY.nın 499. maddesinden değil 497/2. maddesi uyarınca hüküm kurulduğu, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 17.11.1998 tarih ve 6-246/342 sayılı kararında da vurgulandığı üzere geceleyin silahlı gasp suçu ile hürriyeti tahdit suçunun ayrı suçlar olduğu, birinin diğerinin unsuru ya da ağırlatıcı sebebi olmadığı,yargılamaya konu olaya benzer bir olaya ilişkin olarak verilen bu kararda,"... başlangıçta fidye almak amacıyla başlanan ve mağdurların paralarının gaspıyla sonuçlanan olayda netice ve dolayısıyla fiil tek olduğundan, sanıklar hakkında TCY.nın 79. maddesi yollamasıyla aynı fasıl içinde yer alan gasp suçları nedeniyle sanıklar hakkında TCY.nın 497/2. madde ve fıkrasının uygulanması, TCY.nın 497 ve 179. maddelerindeki suçlar arasında Yasanın 78. maddesinde belir-tilen biçimde bir bağlantı bulunmaması da nazara alındığında ayrıca 179. maddesi uyarınca da cezalandırılmaları gerektiği" belirtilmiştir. Alman uyruklu mağduru fidye almak amacıyla dağa kaldırmak üzere diğer sanıkları azmettiren sanık Erol T....."ın, mağdurun annesi olan tanık Barbara"dan 1 ile 3 milyon mark arasında bir parayı almayı amaçladığı, bu maksadı uğruna sanıklar Muammer, Hakan ve Fatih"i 500.000.000 TL. ücret karşılığı tuttuğu, ancak olayın ilerleyen safhalarında sanıklar Muammer, Hakan ve Fatih"in yolda mağdurun bir kısım eşyalarını ve bir kısım parasını gasp ettikleri, sanık Erol"un fidye için dağa adam kaldırmak suçunun planlayıcısı ve diğer sanıkların azmettiricisi olduğu, ancak maksadına nail olamadığı, bunun tabii sonucu olarak diğer sanıkların da maksatlarına nail olamadıkları, sanıklar Hakan A......, Fatih A.... ve Muammer A...."nın, mağduru tatil süresince kalacağı otelin görevlileri gibi karşılayıp, önceden kiraladıkları araca bindirip, Alanya istikameti yerine Konya istikametine yöneldikleri, saat 23:00 sıralarında da şüphelenmeye başlayan mağdura silah çekip ellerini ve ayaklarını bağlayıp, bir kısım eşya ve parasını zorla gasp ettikleri, suç mahalli olan bağ evine götürüp bağladıkları, olayın ertesi günü mağdurun bir fırsatını bulup elindeki ipi çözerek olay yerinden kaçıp, güvenlik kuvvetlerine müracaat ettiği, böylece fidye için adam kaldırmak suçunun azmettirici olan sanık Erol T....."ın ve dolayısıyla diğer sanıkların fidye alma amacına ulaşamadıkları, ancak geceleyin yolda eklenen bir kasıtla mağdurun bir kısım eşyalarını ve bir miktar parasını gasp ettikleri olay süresince de mağdurun hürriyetini tahdit ettikleri gerekçesiyle ilk hükümde sanıklar Hakan A......, Fatih A.... ve Muammer A...."nın TCY.nın 497/2 ve 179/2. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmalarına, sanıklar hakkında verilen ilk karardan sonra yürürlüğe giren 4616 sayılı Yasa hükümleri ve TCY.nın 2. maddesi gereğince haklarında hürriyeti tahdit suçundan verilen kararlar kesinleşmeyen, Hakan A...... ve Muammer A.... hakkında bu suçtan açılan kamu davalarının ayrı ayrı ertelenmesine, Fatih A.... hakkında hürriyeti tahdit suçundan kurulan hüküm kesinleştiğinden, bu sanık hakkında 4616 sayılı Yasa hükümlerinin infaz aşamasında uygulanabileceğine karar verilmiştir.

    Sanıklar vekili tarafından temyiz edilen bu hüküm de, Yargıtay C.BaşsA....lığının "Sanık Hakan için TCY.nun 95. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün karardan çıkarılarak hükmün onanmasına karar verilmesi" istekli 140198 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay 1. Ceza Dairesine, bu Dairece de 10.12.2002 gün ve 3491-4572 sayılı karar ile Yargıtay 6. Ceza Dairesine, Özel Dairece de 1.6.2004 gün ve 24219-7141 sayı ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca müzakere yapılıp, aşağıdaki karar verilmiştir.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Olayın planlayıcısı ve azmettiricisi olup, hakkında adam kaldırmak suçundan TCY.nın 499/1. maddesi uyarınca verilen mahkümiyet hükmü Özel Dairece eleştirilmek suretiyle onanan hükümlü Erol T....."ın, şikayetçinin annesi olan Alman uyruklu Barbara K......."le olay tarihinden önce tanışıp arkadaş oldukları, tanığın Alanya"ya tatile geldiği tarihlerde sanıkla birlikte Otel B......."da kaldığı, 23.10.1998 günü otelden ayrılıp Almanya"ya dönen Barbara"dan, oğlu mağdur Jurgen"in Antalya"ya geleceği saati ve tarihi öğrenen sanık Erol T....."ın, mali durumu iyi olan Barbara"dan yüklü bir fidye istemek için oğlunu kaçırmayı planladığı, 22.10.1998 günü sanıklardan Fatih A.... ile irtibat kurup fidye amacı ile Jürgen"i kaçıracaklarını, kendisine de Beşyüzmilyon TL para vereceğini söyleyip mağdur Jürgen K......."i Antalya havaalanından alarak Doğanhisar"a getirmesi hususunda anlaşıp, 200 DM ve 30.000.000 TL para verdiği, sanık Fatih A...."nın da diğer sanıklar Muammer A.... ve Hakan A......"a durumu anlatıp anlaşmaları üzerine her üç sanığın 23.10.1998 günü yola çıkıp, Konya"dan kiraladıkları araçla Antalya Havaalanına gittikleri, sanıklardan Fatih A.... ve Hakan A......"ın şikayetçiyi karşılamak için havaalanına girdikleri, sanık Hakan A......"ın mağdurun ismi yazılı olan tabela ile beklemeye başladığı, şikayetçinin isminin yazılı tabelayı görmesi üzerine rezervasyon yaptırdığı otel görevlileri olacağı düşüncesi ile sanık Hakan"a yaklaşıp tabelada adı yazan kişinin kendisi olduğunu söylediği, üç sanığın mağdurla birlikte saat 20.00 sıralarında Alanya istikametine hareket ettikleri, bilahare Konya yoluna saptıkları, geceleyin saat 23.00 sıralarında aracın arızalandığı söylenerek arabayı durdurdukları, mağdurun bu durumdan şüphelenip tepki göstermesi üzerine, sanık Muammer A...."nın ele geçirilemeyen tabancayı mağdurun başına dayayıp etkisiz hale getirdiği, diğer sanıklar Hakan A...... ve Fatih A...."nın da mağdurun ellerini ve ayaklarını bağlayıp, mağdurun üzerinde bulunan 660 DM., 16.000.000 TL, cüzdan, uçak bileti, saat ve kredi kartlarını zorla alıp, bir poşetin içine koydukları, mağdurun kafasına tişört geçirip araçla yola devam edip, Doğanhisar ilçesi, Tekke Köyü İnlidere Mevkiine gittikleri, sanıklardan Muammer ve Hakan"ın mağdurun yanında kaldıkları, sanık Fatih A...."nın araçla sanık Erol T....."ı almaya gidip, bu sanığı alıp diğer sanıkların bulunduğu yere getirdiği, sanık Erol T....."ın mağdurun kendisini tanıyabileceğini düşünerek mağ-durun yanına gitmeyip, sanıklardan, mağduru Argıthanı yolu üzerindeki bağ evine götürmelerini istediği, diğer sanıkların da istenileni yaptıkları, burada mağduru elleri ve ayaklarından direğe bağladıkları, sanıklar Erol T..... ve Fatih A...."nın ise tekrar ilçe merkezine döndükleri, diğer sanıkların mağdurla birlikte geceyi bu kulübede geçirdikleri, ertesi günü sanıklar Hakan ve Muammer"in kulübeden uzaklaşıp yol kenarında bekledikleri esnada mağdurun kendisini bağlayan iplerden kurtularak kaçıp, yolda bulduğu bir kamyona binerek kolluk makamlarına müracaat ettiği, sanıklar Muammer A...., Hakan A...... ve Fatih A...."nın kiraladıkları araç ile Uşak ilinde bulunan sanık Fatih"in abisinin yanına gittikleri, sanık Fatih"in gasp ettikleri eşyaların bir kısmını ve kiraladıkları aracı ağabeyine bırakarak oradan ayrıldığı, bilahare gasp ettiği bir kısım eşyalarla birlikte Doğanhisar İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı ekiplerce, diğer sanıklar Hakan ve Muammer"in daha sonra ise sanık Erol T....."ın ise hakkında kamu davası açıldıktan sonra yakalandıkları, sanıklar Muammer, Hakan ve Fatih"in hazırlık anlatımları, olay yeri görgü ve tespit tutanağı, tanık Barbara"nın beyanları, bağ evinde ele geçirilen eşyalar, 30.10.1998 tarihli keşif tutanağı, mağdur tarafından güvenlik kuvvetlerine teslim edilen kravat ve bez parçası, 3.11.1998 tarihli el koyma tutanağı, sanık Fatih A...."nın yakalanışı sırasında ele geçirilen eşyalar, sanıkların kiraladıkları araca ait kiralama belgeleri, 9.11.1998 tarihli teşhis tutanağı, mağdurun anlatımları ile sabit olmuş, esasen bu oluş ve kabulde Yerel Mahkeme ile Yargıtay 6. Ceza Dairesi arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmayıp, çözümlenmesi gereken hukuki sorun, sanıklar Muammer A...., Hakan A...... ve lehteki bozmanın teşmili suretiyle kamu davasına dahil edilen Fatih A...."nın eylem-lerinin TCY.nın 499. maddesi kapsamında gelişen fiil sürecinde mağdur Jürgen"in bir kısım para ve eşyalarının geceleyin ve silahlı olarak gasp edilmesi nedeniyle TCY.nın 78 ve 79. maddeleri mucibince daha fazla cezayı gerektiren TCY.nın 497/2 ve 179/2-son maddelerine uyan iki ayrı suç niteliğinde mi yoksa, TCY.nın 499/1. maddesinin 2. cümlesindeki para, eşya veya hukukça hükmü haiz senet almak için dağa veya tenha bir mahalle adam kaldırma suçunu mu oluşturduğu nok-tasında toplanmaktadır.

    Ancak uyuşmazlık konusunun incelenmesine geçilmeden önce, sanıklardan Fatih A.... hakkında hürriyeti tahdit suçundan verilen ilk hükmün, bu sanık tarafından temyiz edilmediği, dolayısıyla kesinleştiği, Yerel Mahkemece de bozmaya uyulmaması nedeniyle CYUY.nın 325. maddesi uyarınca bu suçtan yapılan bozmanın sanık Fatih A...."ya sirayetine yasal olanak bulunmadığından sanık vekilinin bu hükme yönelik temyiz isteminin CYUY.nın 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş, diğer sanıklar hakkında ise hürriyeti tahdit suçundan verilen hükmün, suç vasfı ve kabule göre bozulması üzerine, suç niteliği yönündeki bozmaya direnilerek, her iki sanık hakkında hürriyeti tahdit suçundan açılan kamu davalarının 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ertelendiği, 4616 sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilen erteleme kararlarına yönelik başvuru, ceza miktarı, suç tarihi veya vasıflandırma gibi yargılama konusu suçu 4616 sayılı Yasa"da öngörülen erteleme kapsamı dışına çıkaracak hususlara yönelik olmadığı taktirde, temyize değil itiraza konu olabileceği, bu suçtan kurulan hükmün ancak eylemin Özel Daire ilamında belirtildiği şekilde TCY.nın 499. maddesi kapsamında değerlendirilmesi dolayısıyla TCY.nın 179. maddesinde düzenlenen hürriyeti tahdit suçunun ise TCY.nın 499. maddesindeki suçun unsuru olduğu kabul edildiği taktirde zorunlu olarak değerlendirilebileceği nazara alınarak, öncelikle temyiz incelemesinin silahlı gasp suçu ile sınırlı yapılmasına karar verilmiştir.

    Olayda hukuki bir çözüme ulaşabilmek için TCY.nın 179, 495, 497 ve 499. maddeleri üzerinde durmak bu maddelerde düzenlenmiş olan suçları tartışıp somut olayı bu tartışmadan çıkan sonuçlara göre ele alıp değerlendirmek gerekir.

    TCY.nın 179.maddesinde düzenlenen hürriyeti tahdit suçu, bir kimsenin gayri meşru surette hürriyetinden mahrum bırakılması ile oluşur. Suçta korunan hukuki yarar kişilerin hareket serbestileridir. 11.6.1956 gün ve 5/12 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile Genel Kurulumuzun süreklilik gösteren uygulamalarına göre, hürriyeti kısıtlama suçunun oluşabilmesi için genel kastın yanında kişi hürriyetini kısıtlamaya yönelik özel kastın da bulunması gerekir. Saikin niteliğine göre suçun vasfı değişir; örneğin şehvet veya evlenme maksadıyla kaçırma ve alıkoyma hallerinde TCY.nın 429 veya 430.maddelerindeki, maddi bir yarar sağlamak amacıyla işlenmesi halinde ise 499.maddesindeki suçlar oluşur. Özgürlüğü kısıtlama suçu mütemadi bir suçtur; maddede korunan hukuki yarar kişilerin hareket özgürlüğü olduğundan, özgürlüğü kısıtlanan kişi adedince suç olu-şacaktır. Maddenin 2 nci fıkrasında failin bu fiili işlemeden önceki veya işlendiği sıradaki davranış biçimleri ile amaçlarına göre suçun nitelikli hali düzenlenmiş, 3. fıkrasında ise cezada arttırım nedeni gösterilmiştir.

    TCY.nın 2.kitap, 10.bab, 2.faslının 495.maddesinde düzenlenen yağma suçunun basit hali, menkul malın faydalanmak kastı ile, cebir ve şiddet kullanılarak veya tehdit edilerek alınmasıyla oluşmaktadır.

    TCY.nın 495. ve 496. maddelerinde düzenlenen yağma suçunun ortak ağırlatıcı nedenleri ise yasanın 497. maddesinde gösterilmiş olup, fiilin geceleyin, silahla tehdit ederek, yol kesmek su-retiyle, içlerinden birisi görünür suretle silahlı bulunan ikiden çok kimse tarafından veya kıyafetleri değiştirilmiş olan kimseler tarafından işlenmesi halinde sanıklar hakkında TCY.nın 497. maddesi uyarınca ceza tayin edilecektir.

    Yağma suçunun bir başka şekli olan adam kaldırmak suçu ise TCY.nın 499/1. maddesinde; "Her kim, para veya eşya veya hukukça hükmü haiz bir senet almak için bir kimseyi hapseder yahut dağa veya tenha bir mahalle kaldırırsa, maksadına nail olmamış ise onbeş seneden yirmi seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır. Maksadına nail olmuş ise cezanın yukarı haddi hükmolunur." biçiminde tanımlanmış ve yaptırımı öngörülmüştür.

    Hem kişi özgürlüğüne hem de malvarlığına yönelen bu suçun maddi unsurunun hareket kısmı, bir kimsenin hapsedilmesi yahut dağa veya tenha bir mahalle kaldırılmasıdır. Bu fiiller para, eşya veya hukukça hükmü haiz bir senet almak için yapılmalıdır.

    Hapsedilmek tabiri ile kastedilen, bir kimsenin hürriyetini tamamen sınırlayarak o kişinin bir yere kapatılmasıdır. Dağa kaldırmak tabiri ile anlatılmak istenen ise, bir kişinin bulunduğu yerden alınıp meskûn olmayan bir yere götürülmesidir.

    Kaldırmak tabiriyle götürülen kişinin hürriyetinin tahdit edilmiş bulunmasının belirtildiği muhakkaktır. Fakat yalnız olarak muhafaza edilmesi yahut bir ev ve sair kapalı bir yerde tutulması şart değildir. Kişi götürüldüğü yerde serbest olarak dolaşabilmekle birlikte oradan ayrılması imkânı fiilen yok edilmişse, kaldırılmış sayılmak gerekir. (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Suçlar, 13. bası, Sy.382)

    Bu suç, genel kasıt yanında özel kasıt (saik) altında işlenebilen bir suçtur. Fail, sözü edilen fiilleri para, eşya veya hukukça haiz bir senedi almak için yapmış olmalıdır. Başka amaçlarla hareket etmişse eylemi de başka suçları (örneğin; kaçırma yahut hürriyeti kısıtlama suçlarını) oluşturur. Adam kaldırma suçu yağma ve hürriyeti kısıtlama suçlarını içeren mürekkep (bileşik) suç olup aralarında tüketen tüketilen norm ilişkisi sözkonusudur.

    Mağdurun para, eşya veya hukukça hükmü haiz bir senedin alınması maksadıyla hapse-dilmiş veya kaldırılmış olması halinde suç tamamlanmış olur. Ayrıca para, eşya veya hukukça hükmü haiz senedin alınması şart değildir. Ancak bu sayılanlar alınmışsa, başka bir ifade ile fail maksadına nail olmuşsa 499. maddenin 1.fıkrasının 2. cümlesi uyarınca cezanın üst haddi verilir.

    Para, eşya veya hukukça hükmü haiz bir senedin alınması maksadıyla hapsedilmiş veya kaldırılmış olan mağdurdan maddede sayılanlardan her hangi birinin alınması veya başlangıçta ka-rarlaştırılanlar dışında başka bir şeyin alınmış olması ya da alınması öngörülen miktardan daha az veya fazla miktarda para veya eşyanın alınması halinde de failin maksadına ulaştığını kabul etmekte zorunluluk bulunmaktadır. Bu suç seçimlik hareketli bir suç olduğundan, maddi unsur içinde yer alan değerlerden birinin alınması maksada ulaşıldığının kabulü için yeterlidir, başka bir deyişle 200 milyar fidye almak maksadıyla hapsedilen veya tenha bir yere kaldırılan mağdurdan bu miktardan daha az miktarda bir paranın alınmasında veya başlangıçta planlanmamış olsa dahi fiilin gerçekleşmesi süreci içinde bu suçun maddi unsurları içinde yer alan başkaca değerlerin alınması halinde de TCY.nın 499. maddesinde yazılı cürmün gerçekleştiği ve 2. fıkra kapsamında failin maksadına nail olduğu kabul edilmelidir, burada önemli olan husus bu süreçte yapılan hareketlerin ve alınan değerlerin suçun maddi unsurları içinde yer almasıdır.

    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, fidye almak amacıyla mağduru dağa veya tenha bir yere kaldırmak şeklinde başlayan eylemde, sanıklar tarafından mağdurun bir miktar para ve eşyalarının alınması sanıkların kastı ve eylemin gerçekleşme biçimi dikkate alındığında TCY.nın 497/2. maddesinde düzenlenen yağma suçunu değil, TCY.nın 499. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine yer alan adam kaldırma suçunu oluşturmaktadır. Zira sanıklar eyleme fidye almak amacıyla başlamışlar, olayın gelişim sürecinde de mağdurdan bir miktar para ve eşya almakla da amaçlarına ulaşmışlardır, alınan değerlerin başlangıçta planlanmamış olması veya istenenden daha az miktarda bulunması ya da annesi yerine mağdurun kendisinden alınması suçun niteliğini değiştirmemektedir.

    Bu nedenle eylemleri, TCY.nın 499. maddesinin 1.fıkrasının 2. cümlesindeki suçu oluşturduğu halde, TCY.nın 497/2 ve 179. maddesi kapsamında değerlendirip, sanıkların TCY.nın 497/2 maddesi ile cezalandırılmasına ve TCY.nın 179. maddesi kapsamında değerlendirdiği eylem nede-niyle haklarındaki kamu davasının 4616 sayılı Yasanın 1. maddesinin 4. bendi uyarınca kesin hük-me bağlanmasının ertelenmesine ilişkin Yerel Mahkeme direnme hükmü isabetsizdir.

    Diğer yönden, 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 471. maddesindeki hüküm nazara alınmaksızın, TCY.nın 33. maddesi uyarınca sanıkların hapis halinin sona erinceye kadar yasal kısıtlılık altında bulundurulmaları yerine, ceza süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmalarına ve koşulları oluşmadığı halde sanık Hakan A......"ın erteli mahkûmiyetinin TCY.nın 95/2. maddesi uyarınca aynen infazına karar verilmesi de isabetsiz olup, direnme hükmünün bu nedenlerle de bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : 1- Açıklanan nedenlerle;

    A- Sanıklar Muammer A...., Hakan A...... ve Fatih A.... haklarında silahlı yağma suçundan verilen hükmün, eylemleri TCY.nın 499/1. maddesinin 2. cümlesindeki suçu oluşturduğu halde TCY.nın 497/2. maddesi ile cezalandırılmalarına,

    B- TCY.nın 33. maddesi ve TMY.nın 471. maddeleri uyarınca, sanıkların hapis hali sona erinceye kadar yasal kısıtlılık altında bulundurulmaları yerine, ceza süresince yasal kısıtlılık altında bulundurulmalarına,

    C- 4616 sayılı Yasa kapsamında bulunması nedeniyle TCY.nın 95/2. maddesi uyarınca aynen infaz koşulları gerçekleşmeyen sanık Hakan A...... hakkındaki erteli mahkûmiyetin aynen infazına,

    Karar verilmesi isabetsizliklerinden BOZULMASINA,

    2. Sanıklar Muammer A.... ve Hakan A...... haklarındaki hürriyeti tahdit suçuna ilişkin hükmün ise, bu suçun TCY.nın 499. maddesindeki adam kaldırma suçunun unsuru olması nedeniyle silahlı yağma suçuna bağlı olarak BOZULMASINA, hürriyeti tahdit suçundan verilen bozma kararının sanık Fatih A...."ya da teşmiline, 30.11.2004 günü yapılan müzakerede tebliğnamedeki isteme kısmen aykırı olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara