Esas No: 2019/5746
Karar No: 2020/3106
Karar Tarihi: 02.072020
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/5746 Esas 2020/3106 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, 19/07/1987-13/05/2005 tarihleri arasında davalı iş verene ait iş yerinde en son 620.00 TL ücret ile geçen ve Kurum"a bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 11/05/1982-14/09/2005 tarihleri arasında davalı belediyeye ait işyerinde aralıksız olarak çalışmış bulunduğunun tespitine, davalı işveren yanında çalışmış bulunduğu dönemlere ilişkin olarak en son dönem aylık 620,00 TL ücret aldığının tespitine, primlerinin tabandan yatırıldığının tespiti ile eksik yatırılan bu primlerin davalı işverence tamamlattırılmasına, emekli maaşının belirlenen gerçek ücrete göre yeniden hesaplanması ile tespitine, tespit olunacak farkın davacının emekliliğe hak kazandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemenin 19/12/2014 tarihli davanın kısmen kabulü ile davacının, davalı ... nezdinde; a)11/05/1982- 31/08/1982 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı anlaşıldığından kuruma bildirilmeyen 1982/2 döneminde 72 gün, b)01/05/1983- 31/08/1983 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı anlaşıldığından kuruma bildirilmeyen 1983/2 döneminde 120 gün, hizmet akdine tabi olarak sigortalılığın bulunduğunun tespitine, c)01/01/1985- 14/09/2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığı anlaşıldığından kuruma bildirilmeyen 1985/3. döneminde 30 gün, 1986/1 döneminde 60 gün, 1987/1 ve 2. Döneminde 226 gün, 1994/1 ve 3. Döneminde 63 gün, 1995/1.dönemde 27 gün, 1996/3. Dönemde 27 gün, 1997/1 ve 2. Dönemde 240 gün hizmet akdine tabi olarak sigortalılığın bulunduğunun tespitine dair hükmü Dairemizin 23/02/2016 tarih 2015/7971 Esas 2016/2609 Karar sayılı ilamı ile Dairemizin 02.11.2015 tarih, 2014/26983 E. – 2015/19303 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, davacının sigorta primine esas kazancının tespiti ile ilgili talebinin Ortaköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/7 E. sayılı dosyasından tefrik edilerek iş bu dava ile birleştirilmesine karar verilmesi, ondan sonra davacının hizmet tespiti ve sigorta primine esas kazanç tespiti ile ilgili delillerinin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyularak yağılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634-572,3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.Hizmet tespitine yönelik davalarda davacı işçinin çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, ücretinin ve davalı ... Kurumuna davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur.
Dosyanın incelenmesinden davacının 31/03/1982, 04/04/1983, 10/02/1984 tarihli dilekçeleriyle davalı Belediyeye geçici işçi/mevsimlik olarak çalışmak istediğini belirttiği, davalı Belediyece 05/04/1983 ve 14/02/1984 tarihli encümen kararları ile davacının da aralarında bulunduğu geçici işçilerin işe başlatılmalarına karar verildiği, davacının 11/05/1982, 06/04/1983, 15/02/1984 tarihli işe giriş bildirgelerinin kuruma verildiği, davacının 11/05/1982-08/12/1982, 22/02/1983-31/12/1983, 14/02/1984-01/12/1985, 01/03/1986-14/09/2005 tarih aralıklarında davalı Belediyeden kayıtlı çalışmalarının olduğu, bildirilen bu dönemler bakımından verilen red kararının infazda tereddüt yaratacağı, davacıya 8252 prim ödeme gün sayısı esas alınarak 15/09/2005 tarihinde başlamak kaydıyla yaşlılık aylığı bağlandığı, prime esas kazancın tespiti konusunda hükme esas alınan 03/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacıya bağlanan yaşlılık aylığına ilişkin incelenen belgenin tarihi belirtilmediğinden prime esas kazancın tespiti bakımından davanın konusuz kalıp kalmadığının alaşılamadığı, hizmet sürelerine ilişkin olarak söz konusu raporun hükme esas alınmadığı, davacının 2005 yılı 9. ayında net maaşının 661,53 TL olduğunun banka kaydından ve ücret bordrosundan anlaşıldığı, talebinin ise 620,00 TL olduğu, bu durumun bilirkişi raporunda irdelenmediği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, 1- 1982,1983,1984 yıllarında davacının geçici ya da mevsimlik çalışma taleplerinin olduğu ve bu kapsamda davalı işyerine giriş çıkışlarının olduğu anlaşıldığından bu çalışma mevsimlik ya da geçici çalışma dönemlerinin net bir şekilde belirlenerek davacının Kuruma bildirilen çalışmaları dışında çalışması olup olmadığı belirlenerek belirtilen sonucuna göre karar vermek, 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298.maddelerine göre yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerektiğinden davacının Kurum"a bildirilen çalışmaları bakımından ayrıca red kararı verilmesi hükmün infazında teredüüte yol açacağından infaza elverişli hüküm kurmak, Kurumun 15/07/2007 tarihli inceleme raporunda davacının prime esas kazançları ile ilgli olarak tespitlerde bulunulduğu tamamlanması için Kuruma yazı yazılması gerektiği belirtildiğinden, davacının söz konusu rapora göre prime esas kazançlarının tamamlanıp tamamlanmadığını, yaşlılık aylığının buna göre yeniden düzenlenip düzenlenmediğini sormak ve sonucuna göre davanın konusuz kalıp kalmadığını da değerlendirerek karar vermek, Prime esas kazancının tespiti noktasında davacının 2005 yılı 9. ayında net maaşının 661,53 TL olduğu banka kaydından ve ücret bordrosundan anlaşılmakla talebinin 620,00 TL olduğu da irdelenerek sonuca gitmektir.O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/072020 gününde oybirliğiyle karar verildi.