Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/5250 Esas 2020/4151 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/5250
Karar No: 2020/4151
Karar Tarihi: 09.07.2020

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma - Yargıtay 20. Ceza Dairesi 2019/5250 Esas 2020/4151 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, suç tarihinde yürürlükte olan ve sonrasında değiştirilen Kanunların maddeleriyle ilgili karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulduğunu belirtip, sanığın durumunun belirlenmesi gerektiğini, ayrıca yargılamada eksik araştırma yapıldığını ve sanığın yaptığı bir başka suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında bu suçu işleyip işlemediğinin belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, sanığın ilk çağrıya uymamasının yeterli bir gerekçe olmadığı ve hükmün BOZULMASINA karar verildiği belirtildi. Kanun maddeleri: 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK'nın 191. maddesi, 6545 sayılı Kanun'un TCK'nın 191. maddesiyle ilgili değişiklikleri, TCK'nın 191. maddesinin 4. fıkrası (a) bendi, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi, 5320 sayılı Kanun'a eklenen geçici 7. maddenin 2. ve 3. fıkraları, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrası.
20. Ceza Dairesi         2019/5250 E.  ,  2020/4151 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme : KÜÇÜKÇEKMECE 14. Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
    Hüküm : Mahkûmiyet

    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
    1- Suç tarihinde yürürlükte olan 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK"nın 191. maddesi ile hüküm tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"la değişik TCK"nın 191. maddesi hükümlerinin ayrı ayrı değerlendirilip karşılaştırma ve somutlaştırma yapılması, sonucuna göre lehe kanun tespit edilerek sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, belirtilen nitelikte karşılaştırma yapılmadan hüküm kurulması,
    2-Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla, sanığın bu suçu başka bir davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra, işlemiş ise 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi; aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
    3-28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanığa Adıyaman Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü"nün 24/10/2014 tarihli çağrı davetnamesi ile 10 gün içerisinde adı geçen müdürlüğe gelmesi konusunda ihtarda bulunulduğu ve 12/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği ; ancak sanığın yasal sürede herhangi bir başvuru yapmaması üzerine, sanığa tekrar yeni bir süre verilerek başvuru yapması konusunda ihtaratta bulunulmadığının anlaşılması karşısında; sanığın ilk çağrıya uymamasının, kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmesi olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden mahkûmiyetine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 09/07/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Hemen Ara