Esas No: 2022/9023
Karar No: 2022/21863
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/9023 Esas 2022/21863 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/9023 E. , 2022/21863 K."İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit suçundan sanık ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1.cümle, 43/2, 29 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetim süresine tâbi tutulmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 30/06/2015 tarihli ve 2014/134 esas, 2015/369 sayılı kararının itiraz edilmeden 12/11/2015 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 2018 yılında işlediği muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanmasına ve sanığın anılan Kanunun 106/1-1.cümle, 43/2, 29 ve 62/1. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 11/11/2021 tarihli ve 2021/1335 esas, 2021/1570 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"Dosya kapsamına göre, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinde değişiklik yapıldığı ve uzlaştırmanın 5237 sayılı Kanun'un 106/1. maddesinde yer alan "tehdit" suçu yönünden de uygulanabilir hale gelmesi nedeniyle sanığın üzerine atılı tehdit suçu açısından söz konusu kanun değişikliğine göre hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun anlaşılması karşısında; 5271 sayılı Kanun’un 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 21/04/2022 gün ve 94660652-105-55-546-2022-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
"1" numaralı istem yönünden yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Uzlaşma” başlıklı 253. maddesinin dördüncü fıkrasında;
"(4)Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tâbi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması hâlinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir. Büro tarafından görevlendirilen uzlaştırmacı, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Şüphelinin, mağdurun veya suçtan zarar görenin reşit olmaması halinde, uzlaşma teklifi kanunî temsilcilerine yapılır. Uzlaştırmacı uzlaşma teklifini açıklamalı tebligat veya istinabe yoluyla da yapabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren üç gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
Mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanun'un 254. maddesinde;
"(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231. maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır." denilmiştir.
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
İncelenen somut olayda;
Sanık hakkında, mağdurlar ... ve ... ile müşteki ...'a yönelik tehdit, hakaret ve kasten yaralama eylemlerinde bulunduğundan bahisle TCK'nın 106/1-1, 86/2 ve 125/1-4. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yargılama neticesinde sanık hakkında hakaret ve kasten yaralama suçlarından mağdurlar ... ve ...'ye yönelik eylemlerinden dolayı şikayet yokluğu nedeniyle düşme, müşteki ...'a yönelik eyleminden ötürü beraat, tehdit suçundan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ve sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suç işlediğinden bahisle yapılan ihbar neticesinde hükmün açıklandığı ve 6763 sayılı Kanunla değişik CMK'nın 253. maddesine göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmediği anlaşılmıştır.
Suç tarihinde uzlaşma kapsamında olmayan TCK'nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçu ile 125/1-4. maddesinde düzenlenen hakaret ve 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçlarının birlikte işlenmesi nedeniyle uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak hükmün açıklanması kararından önce 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik CMK’nın 253/1. madde hükmü uyarınca, sanığa atılı TCK'nın 106/1. maddesinin 1. cümlesinde düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; aynı Kanunun 253 ve 254. maddeleri gereğince tehdit suçu yönünden uzlaştırma işlemi yapılması, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamede yer alan düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11/11/2021 tarihli ve 2021/1335 esas, 2021/1570 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun'un 309/4-b maddesi gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.