Esas No: 2022/9018
Karar No: 2022/21858
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/9018 Esas 2022/21858 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/9018 E. , 2022/21858 K."İçtihat Metni"
KARAR
Silahla tehdit suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetime tâbi tutulmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 21/06/2011 tarihli ve 2010/740 esas, 2011/447 sayılı kararının 27/07/2011 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 16/04/2012 tarihinde kasıtlı suçtan mahkûm olduğunun ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde hükmün açıklanması ile sanığın 5237 sayılı Kanun'un 106/2-a ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun'un 51. maddesi gereğince cezasının ertelenmesine dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 29/04/2014 tarihli ve 2010/740 esas, 2011/447 sayılı ek kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında:
“Dosya kapsamına göre, adı geçen sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, sanığa verilen 1 yıl hapis cezasının kısmen infazına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 08/01/2019 tarihli ve 2010/740 esas, 2011/447 sayılı ek kararının, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 29/04/2014 tarihli ve 2010/740 esas, 2011/447 sayılı ek kararının kanun yararına bozulması hâlinde infaz kâbiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
1- Temyiz kanun yoluna tabi olup, kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanacak yeni hüküm olduğu, bu nedenle yargılama sonucunda ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, gerekçesiz karar verilerek, Anayasa'nın 141. ve 5271 sayılı Kanun'un 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılmak suretiyle sanığın mahkûmiyetine dair yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı Kanun'un 231/11. maddesi hükmü uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek 5237 sayılı Kanun'un 51. maddesinin uygulanması suretiyle sanık hakkında hükmedilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesinde,
İsabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 22/04/2022 gün ve 94660652-105-38-2872-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesi nedeniyle açıklanmasına karar verilecek yeni hükmün, Yargıtay incelemesine tabi olacak ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı, bu nedenle kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eylemlerinin ve yüklenen suçların unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezaların şahsileştirilmesi gerekmektedir.
CMK'nın 231/11. maddesi: “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” hükmünü içermektedir.
Hakkındaki hükmün açıklanması geri bırakılan sanığın, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmemesi halinde, 5271 sayılı CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca, hakkındaki hüküm ilk şekliyle açıklanır. Açıklanan bu hükümdeki hukuka aykırılıklar, temyiz veya kanun yararına bozma yoluyla Yargıtay tarafından yapılacak inceleme sonucunda giderilir. Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülükleri yerine getirmeyen sanık hakkındaki açıklanması geri bırakılan hükümde prensip olarak mahkemece bir değişiklik yapma imkanı bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar karşısında incelenen somut olayda,
1-Temyiz kanun yoluna tabi olup, kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanacak yeni hüküm olduğu, bu nedenle yargılama sonucunda ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçe ile hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, somut olayda tehdit suçu yönünden ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/04/2014 tarih 2010/740 esas 2011/447 sayılı kararı ile açıklanan ilkelere uyulmadan, gerekçesiz karar verilerek, Anayasanın 141. ve 5271 sayılı CMK'nın 34, 223 ve 230. maddelerine aykırı davranılması,
2-Daha önce hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak, CMK'nın 231/11. maddesi gereğince, açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapma imkânı bulunmadığı, hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği gözetilmeden verilen hükmün ertelenmesine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Tehdit suçundan sanık ... hakkında, ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 29/04/2014 tarih 2010/740 esas 2011/447 sayılı kararının, CMK'nın 309. maddesi uyarınca, aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.