Esas No: 2022/9016
Karar No: 2022/21866
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/9016 Esas 2022/21866 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/9016 E. , 2022/21866 K."İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının 5237 sayılı Kanun’un 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine, 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2016/361 esas, 2017/193 sayılı kararının 23/06/2017 tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde 20/12/2017 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, hükmün açıklanmasına, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2020 tarihli ve 2019/508 esas, 2020/98 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"Dosya kapsamına göre, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 25/05/2017 tarihli ve 2016/361 esas, 2017/193 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesini takiben, duruşma açılıp yapılan yargılama sonucunda ... Asliye Ceza Mahkemesinin 11/03/2020 tarihli kararı ile 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun'un 51/7. maddesinin ''Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine infaz hâkimliğince karar verilir." şeklindeki düzenleme uyarınca, erteli cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yeniden hüküm kurulmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 22/04/2022 gün ve 94660652-105-64-6213-2022-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur.
" denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
CMK’nın 34/2, 231/2 ve 232/6. maddelerinde, hüküm ve kararlarda, başvurulacak kanun yolu, başvurunun yapılacağı merci, yöntemi ve başvuru süresinin hiçbir tereddüte yer vermeksizin açıkça belirtileceği hükümlerine yer verilmiş olup, bu hükümlere aykırılık aynı Kanunun 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni oluşturacaktır. Bu bildirimlerdeki temel amaç sujelerin başvuru haklarını etkin bir biçimde kullanmalarının sağlanması, bu eksiklik nedeniyle hak kayıplarına yol açılmamasıdır. Ancak burada dikkat edilecek veya eski hale getirme nedeni oluşturacak husus, eksik veya hatalı bildirim nedeniyle bir hakkın kullanılmasının engellenip engellenmediğinin belirlenmesidir. Bildirimdeki eksikliğin yol açtığı bir hak kaybı bulunmamakta ise, bu durum eski hale getirme nedeni oluşturmayacaktır. CMK'nın 264. maddesinde ise, kabul edilebilir bir kanun yolu başvurusunda kanun yolunun veya mercide yanılgının, başvuranın haklarını ortadan kaldırmayacağı, bu hâlde başvurunun yapıldığı merci tarafından, başvurunun derhâl görevli ve yetkili mercie gönderilmesi gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Hapis cezasının ertelenmesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesinde;
"(1) İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. Ancak, erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;
a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,
b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir.
(2) Cezanın ertelenmesi, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Bu durumda, koşul gerçekleşinceye kadar cezanın infaz kurumunda çektirilmesine devam edilir. Koşulun yerine getirilmesi hâlinde, hâkim kararıyla hükümlü infaz kurumundan derhâl salıverilir.
(3) Cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.
(4) Denetim süresi içinde;
a) Bir meslek veya sanat sahibi olmayan hükümlünün, bu amaçla bir eğitim programına devam etmesine,
b) Bir meslek veya sanat sahibi hükümlünün, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında ücret karşılığında çalıştırılmasına,
c) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlülerin, bir meslek veya sanat edinmelerini sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmesine, Mahkemece karar verilebilir.
(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
(6) Mahkeme, hükümlünün kişiliğini ve sosyal durumunu göz önünde bulundurarak, denetim süresinin herhangi bir yükümlülük belirlemeden veya uzman kişi görevlendirmeden geçirilmesine de karar verebilir.
(7) Hükümlünün denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir.
(8) Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre; hapis cezası TCK'nın 51. maddesine göre ertelenen ve hakkında anılan Kanun maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca denetim süresi belirlenen hükümlünün, bu süre içerisinde kasıtlı suç işlemesi yahut yükümlülük belirlenmiş ise bu yükümlülüğe uymamakta ısrar etmesi halinde, Mahkemesince, daha önce ertelenmiş olan hapis cezasının kısmen ya da tamamen ceza infaz kurumunda infaz edilmesine karar verilecektir. Bu karara karşı, 5271 sayılı CMK'nın 267 ve devamı maddeleri uyarınca itiraz edilebilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık ... hakkında tehdit suçundan 5 ay hapis cezasına hükmedildiği ve bu cezanın ertelenerek 1 yıl denetim süresi belirlendiği, kararın kesinleşmesinden sonra denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında, aynı mahkemece 11/03/2022 tarihinde verilen kararda; Anayasanın 40/2, CMK’nın 232/6 ve 34/2 ile 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, yoklukta kurulan hükümde, adı geçen sanığın aynı yer ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunması sebebiyle, temyiz dilekçesinin cezaevi idaresine başvuru aracılığıyla da gönderilebileceğinin belirtilmemesi ve erteli cezanın aynen infazına karar verilmesi bir infaz işlemi olup, 5275 sayılı Kanun'un 98 ve 101. maddeleri uyarınca itiraz kanun yoluna tabi olduğunun belirtilmemesi işlemlerinin usulsüz olduğu, dolayısıyla kanun yararına bozma talebine konu edilen ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 11/03/2020 tarihli ve 2019/508 esas, 2020/98 sayılı kararının usulünce kesinleştirilmediği anlaşıldığından, bu aşamada kanun yararına bozma yoluyla incelenmesi olanaklı görülmemiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma yoluna konu edilebilecek kesinleşmiş hüküm bulunmaması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
2-Dosyanın, sanık ...'ya kararın usulünce tebliğ edilip, süresinde başvuruda bulunması halinde itiraz sürecinin işletilmesi, aksi takdirde usulünce kesinleştirme işlemi yapılarak, bu aşamadan sonra kanun yararına bozma isteminde bulunulmasını teminen mahkemesine iadesine, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.