Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5399 Esas 2022/5017 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5399
Karar No: 2022/5017
Karar Tarihi: 26.10.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5399 Esas 2022/5017 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/5399 E.  ,  2022/5017 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Kastamonu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... ve ... Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi Başkanı ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkili arsa malikine inşaat alanının %30’unun, davalı yükleniciye %70’nin ait olacağının kararlaştırıldığını, arsanın sözleşmeden iki gün sonra davalıya devredildiğini, inşaatının sözleşmeye göre süresinde bitirilmediğini ve müvekkiline isabet eden taşınmazların müvekkiline verilmediğini ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini ve şimdilik 10.000,00 TL gecikme tazminatının tahsilini talep etmiş, ıslah yoluyla talebini 181.618,55 TL’ye artırmıştır.
    Davalı vekili, sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlendiğinden geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, taraflar arasında adi yazılı şekilde düzenlenen sözleşme geçersiz olsa da eser reddedilemeyecek oranda tamamlanmış ya da sözleşmeye dayalı olarak pay devri gerçekleşmiş olduğundan sözleşmenin geçerli olduğu, tapuların yargılama sırasında davacıya devri gerçekleştiğinden bu konudaki talebin konusuz kaldığı, süresinde teslim edilmeme nedeniyle davacının 181.618,55 TL gecikme tazminatı isteme hakkı bulunduğu gerekçesiyle tapu iptal talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, gecikme tazminatının ise kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27.Hukuk Dairesince sözleşmenin ifası aşamasında taşınmazın yapı alanı artışı nedeniyle taraflar yararına kazanım olduğu, tadilat projesi ve ruhsatının alınması için geçen sürenin sözleşmedeki sürenin uzamasına, işin tamamlanma süresinin artmasına neden olduğu, bu durumda davacının teslimi gereken 17/11/2014 tarihinden itibaren son imar değişikliğinin yapıldığı 21/07/2015 tarihine kadar gecikme tazminatını talep edebileceği, sözleşmenin ifa süresinden sonra yapılan 21/07/2015 tarihli son imar tadilatıyla da taraflar lehine kazanım olduğu gibi bu imar değişikliğinden sonra makul sürede 12/11/2015 tarihinde yapı tadilat ruhsatı da alındığı, davacının 17/11/2014- 21/07/2015 dönemi için gecikme tazminatı talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davalı istinaf başvurusunun kabulü ile 113.563,00 TL gecikme tazminatının tahsiline, tapu iptal tescil talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve A.A.Ü.T 6. md uyarınca hesaplanan vekalet ücretinin tahsiline karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddedeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
    Davalı sözleşmeden sonra alınan yapı tadilat ruhsatları ile tüm zemin katın işyerine dönüştürülmesi, dış cephe giydirmesinin değiştirilmesi, büroların daha büyük m2 olarak düzenlenmesi gibi taraflar yararına kazanım gerçekleştirdiklerini ve de 21.07.2015 tarihli son imar değişikliğinden sonra da 12.11.2015 yapı tadilat ruhsatı da alarak inşaat emsali 2.00 iken 2.40’a yükseltmek suretiyle kazanım elde edildiğini, bu nedenle teslim tarihi hesaplanırken bu sürelerin dikkate alınması gerektiğini savunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince tadilat projesi ve ruhsatının ve artan inşaatın sözleşmede öngörülen bir yıllık mücbir sebep nedeniyle belirlenen süreden fazla olup olmadığı hususunda alınan ek rapor da kazanımlar için yapılan tadilat ile ruhsat başvuruları ve artan inşaat miktarının işin tamamlanma süresinin artmasına neden olduğu, bu sürenin bir yıllık mücbir sebep için belirlenen süreden fazla olduğu belirtilmiş ise de, sürenin ne kadar uzadığı tespiti yapılmamıştır.
    Dosya kapsamından, sözleşme ile kararlaştırılandan fazla taraflar yararına kazanım olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak söz konusu kazanım için yapılan proje tadilatı ve tadilat ruhsatlarının ve artan inşaatın, sözleşmede kararlaştırılan mücbir sebep nedeniyle verilecek 1 yıllık ek süre ile bağlı kalınmaksızın, teslim süresine etkisini tespit edilerek teslim tarihinin belirlenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    3- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, 3. bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtaydaki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nın 373. maddesi hükümleri gözetilerek dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesine, karardan bir örneğin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 26.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara