Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/72 Esas 2021/2897 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/72
Karar No: 2021/2897
Karar Tarihi: 22.06.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/72 Esas 2021/2897 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2021/72 E.  ,  2021/2897 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi



    Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı yükleniciye devri gereken bir kısım bağımsız bölümler ile 22140 ada 1 parsel numaralı taşınmazın hukuki ayıplardan ari olarak yüklenici davacıya teslim edilememesi nedeniyle bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davalı ... yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davacı davasında, müvekkili yüklenicinin davalı arsa malikleri ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimini yerine getirdiği halde davalıların karşı edimini yerine getirmediklerini ve müvekkiline devri gereken bazı bağımsız bölümleri 3. kişilere sattıkları, 22140 ada 1 parel sayılı taşınmazın üzerinde ise hacizler bulunduğunu, ayıptan ari olarak devrinin mümkün olmadığını ileri sürerek, şimdilik toplam 100.000,00 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah ile talebini 22140 ada 1 parsel yönünden 434.000,00 TL olmak üzere toplam 720.000,00 TL"ye arttırmıştır.
    Bir kısım davalılar vekili, açılan davanın yerinde olmadığını, davacı kooperatifin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirmediğini, cezai şart ile eksik ve ayıplı imalattan kaynaklı alacaklarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiş, davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda tamamlanan eksiklikler ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporu gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınmış, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 22140 ada 1 parselin davacıya sözleşme uyarınca ayıplardan ari olarak teslim edilmesi gerekirken davalı yanca ifa ediminin yerine getirilmediği, davalı tarafın iskan ruhsatı ile yapı kullanma izin belgesi almak için bir kısım ödemeler yaptığı, bu ödemeleri davacı taraftan talep edebileceği gerekçesi ile; davalı ... yönünden açılan tazminat davasının vazgeçme nedeniyle reddine ilişkin bölümü bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olmakla, bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, diğer davalılar hakkında dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi ile açılan davanın kısmen kabulüne, 20.863,43 TL"sının davalı ..."ten alınarak davacı S.S. Yükselme Konut Yapı Kooperatifine verilmesine, 6.750,00 TL"sine dava tarihi 24/07/2008 den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine, 270.392,50 TL"sinin davalılar ..., ..., ..., Rıfat Güleç, ... mirasçıları ... ve ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı S.S. Yükselme Konut Yapı Kooperatifine verilmesine, 87.480,76 TL"sine dava tarihi 24/07/2008 den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine, 17.832,00 TL"sinin davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..."ten müştereken ve müteselsilen alınarak davacı S.S. Yükselme Konut Yapı Kooperatifine verilmesine, 5.769,24 TL"sine dava tarihi 24/07/2008 den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2017/8 esas 2019/3 karar sayılı ve 24.05.2019 tarihli İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere; kısmî dava dilekçesinde faiz istemi mevcut ise kısmî ıslah ile arttırılan alacak miktarı için de dava dilekçesindeki faiz istemi geçerliliğini koruduğundan HMK"nın 26"ncı maddesinde hükme bağlanan "Taleple bağlılık ilkesi"nin ve bu ilkenin bağlantılı olduğu. "Tasarruf "Teksif ve "Taraflarca getirilme" ilkelerinin ihlal edilmesi söz konusu olmayacaktır.
    Öte yandan temerrüt ve temerrüdün oluşma koşulları hukuki ilişkinin veya alacağın bağlandığı hukuki durumun mahiyetine göre ayrı ayrı belirleneceğinden kısmî ıslahın temerrütle ilişkilendirilmesi de isabetli bir yaklaşım değildir.
    Kısmî dava dilekçesindeki faiz isteminin kısmî ıslah ile arttırılan alacak tutarı için de geçerli olduğunun kabulü aynı zamanda Devletimizin imzaladığı Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa ile güvence altına alınan "hak arama özgürlüğü"nün gerçekleşmesine hizmet edeceği gibi, yine yargılamaya hakim olan ilkelerden olan aynı zamanda "adil yargılanma hakkı" kapsamındaki "usul ekonomisi" ilkesine de uygun düşecektir.
    Bir miktar para alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesinin talep edildiği kısmî davada, dava konusu miktarın kısmî ıslahla faiz talebi belirtilmeksizin arttırılması halinde, arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedilmesi gerekir.
    Mahkemece bozma ilamı öncesinde verilen karar ile; ıslah dilekçesinde arttırılan kısımla ilgili faiz talebinde bulunulmadığı, bu nedenle mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma ilamında bu husus bozma sebebi yapılmamış ise de; Yargıtay’ın bozma kararı nedeniyle kazanılmış hak iki tür olup, birincisi Mahkemenin Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile oluşan ve bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak, ikincisi bazı konuların bozma kararının kapsamı dışında kalması ile doğan usuli kazanılmış haktır. Bozma kararına uymuş olması halinde Mahkeme, bu uyma kararı ile bağlı olup, usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca lehine bozulan taraf yararına araştırma ve inceleme yapmak zorundadır ( 04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
    Ancak usuli kazanılmış hak ilkesinin de istisnaları bulunmaktadır. Geriye etkili kanun değişikliği, görev kuralına aykırılık, sonradan ortaya çıkan içtihadı birleştirme kararı, hak düşürücü süre, kamu düzeni gibi hususlar kazanılmış hak kuralının istisnalarındandır. Bu durumda usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.). Zira usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı).
    Bu anlatımlar ışığında somut olay incelendiğinde; mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda dava dilekçesiyle talep edilen miktar için dava tarihi olan 24/07/2008 den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş iken ıslah dilekçesinde talep edilen miktar için işleyecek yasal faize hükmedilmeden tahsil karar verilmesi doğru olmamıştır. Sonradan aynı hususta İçtihadı Birleştirme Kararı çıkmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olması sebebiyle Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 2017/8 esas 2019/3 karar sayılı ve 24.05.2019 tarihli İçtihadı Birleştirme kararı gereğince hüküm kurulması ve arttırılan miktar bakımından dava dilekçesindeki faiz talebine bağlı olarak faize hükmedilmesi gerekir. Mahkeme kararı bu yönden bozulmalıdır. Ne var ki; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile mahkeme kararının hüküm kısmı 2. bendin A maddesine “6.750,00 TL"ye dava tarihi 24.07.208 den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine” cümlesinden sonra yazılmak üzere “14.113,43 TL"ye ıslah tarihi 13.12.2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine” cümlesinin eklenmesine, 2. bendin B maddesine “87.480,76 TL sına dava tarihi 24.07.2008"den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine” cümlesinden sonra yazılmak üzere “182.911,74 TL’ye ıslah tarihi 13.12.2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine” cümlesinin eklenmesine, 2. bendin C maddesine “5.769,24 TL"sine dava tarihi 24/07/2008"den itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine” cümlesinden sonra yazılmak üzere “12.062,76TL’ye ıslah tarihi 13.12.2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine” cümlesinin yazılmasına ve kararın değiştirilen bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 22.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara