Esas No: 2022/13767
Karar No: 2022/22650
Karar Tarihi: 15.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/13767 Esas 2022/22650 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/13767 E. , 2022/22650 K."İçtihat Metni"
KARAR
Basit yaralama ve hakaret suçlarından sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 125/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası ve 1.800.00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 23/09/2021 tarihli ve 2018/764 esas, 2021/377 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 07/10/2022 gün ve 2022/104421 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/12/2017 tarihli ve 2017/19084 esas, 2017/28185 karar sayılı ilâmında; "..Sanığa isnat edilen suçların, CMK'nın 253/3. maddesi kapsamında birlikte işlendiği hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Çözülmesi gereken sorun, hüküm kurulurken uzlaştırma kapsamında olmayan suçtan beraate hükmolunması halinde, sübutunda sorun olmayan ve müstakilen uzlaştırma kapsamında olan suçla ilgili nasıl bir yol izleneceğidir.Bu bağlamda, her iki suçtan yargılama devam ederken hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda, uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından beraat kararı verileceği izlenimi oluşabileceği cihetle, bu hususun ihsası rey olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin belirlenmesi gerekir."Bu sorunun CMKnın 226. maddesinde düzenlenen ek savunma konusuyla birlikte değerlendirilmesi gerekir. Anılan madde "Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez. (2) Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır. (3) Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir. (4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafiie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır." biçimdedir. Maddeden de anlaşılacağı üzere suçun hukuki niteliği değişir ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirir durumun ortaya çıkması halinde hakim sanık ya da müdafiine ek savunma hakkı tanıyacaktır ancak, bu durum yasal düzenleme nazara alındığında hakim açısından ihsası rey olarak nitelendirilemeyecektir.Bu düzenlemeye kıyasen, uzlaştırmaya tabi olan bir suçla uzlaştırmaya tabi olmayan bir suçun yargılaması devam ederken, hakimin uzlaştırmaya tabi olacağını öngördüğü suçla ilgili olarak dosyayı soruşturma bürosuna göndermesi veya bu düşünceyle tefrik kararı vermesi durumunda uzlaştırma kapsamında olmayan suç açısından ihsası reyde bulunduğundan bahsedilemeyecektir.Yapılan yargılama neticesinde ise, sanığın kamu görevlisine hakaret suçundan beraatine hükmolunup, mercii kararından ve kanun yararına bozma talebinden önce kesinleşmesi nedeniyle bu suçun işlendiğinden bahsedilemeyeceği için, sair tehdit suçu yönünden de uzlaştırmaya engel olan CMK'nın 253/3. maddesinin uygulanma olanağı kalmayacak ve bu suç yönünden CMK'nın 254. maddesi gereğince uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerekecektir." şeklinde yer alan açıklamalar kapsamında, hüküm kurulurken uzlaştırma hükümlerine tabi olmayan suçtan beraat kararı verilmesi halinde, uzlaştırma kapsamında bulunan suç yönünden dosyanın soruşturma bürosuna gönderilebileceği, bu durumun ise ihsası rey olarak nitelendirilmeyeceği;
Somut olayda, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 86/1, 86/3-e, 125/1 ve 106/1. maddeleri uyarınca kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın silahla yaralama suçundan ceza verilmesine yer olmadığına, tehdit suçundan beraatine, basit yaralama ve hakaret suçlarından ise mahkûmiyetine hükmedildiği anlaşılmış ise de, sanık hakkında silahla yaralama suçundan ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi sebebiyle, basit yaralama ve hakaret suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 'uzlaşma' başlıklı 253/3. maddesinde yer alan "...Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmadığı, bu hâli ile basit yaralama ve hakaret suçları yönünden 5271 sayılı Kanununun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK'nın 253. maddesinde "(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:
a- Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar
b- Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),..." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
İncelenen somut olayda; tebliğnamede belirtilen TCK'nın 86/1. maddesi gereğince kasten yaralama suçundan kurulan ceza verilmesine yer olmadığı ve aynı Kanunun 106/1. maddesinin 1. cümlesi gereğince tehdit suçundan verilen beraat kararlarının diğer sanık ... hakkında verildiği, sanık hakkında uzlaşma kapsamında olan hakaret ve kasten yaralama suçlarından ise, yönteme uygun olarak CMK'nın 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemleri yapılmadan mahkumiyet kararları verilmesi hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Sanık ... hakkında kasten yaralama ve hakaret suçlarından ... Asliye Ceza Mahkemesinin 23/09/2021 tarihli ve 2018/764 esas, 2021/377 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK'nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.