Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/6-3 Esas 2005/24 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2005/6-3
Karar No: 2005/24

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/6-3 Esas 2005/24 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu 2005/6-3 E., 2005/24 K.

Ceza Genel Kurulu 2005/6-3 E., 2005/24 K.

  • SAHTECİLİK VE DOLANDIRICILIK
  • SUÇUN UNSURLARININ OLUŞMASI
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 339 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 59 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 64 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 80 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 310 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan sanık Hayrettin Ö......."ün zincirleme biçimde sahtecilik suçundan TCY"nın 64. maddesi aracılığı ile 339/1, 80 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, dolandırıcılık suçundan beraatine, sanıklar Nazım K.... ile Celalettin K...."ın görevi ihmal suçundan beraatlerine, sanık Hasan K....."in sahtecilik suçundan TCY"nın 64. maddesi aracılığı ile 339/1 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Ankara 7.Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 04.12.1998 gün ve 24-233 sayılı hüküm sanıklar Hayrettin Ö....... ile Hasan K..... vekilleri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 6.Ceza Dairesince 11.10.2000 gün ve 4998-6867 sayı ile;

    "1- Ankara 18. Noterliğinde katip olarak çalışan Lisanettin G......."ın belgeyi düzenleyen kişi olduğunun anlaşılması karşısında, bu kişi hakkında kamu davası açtırılarak, deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle tüm sanıkların sahtecilik ve dolandırıcılık eylemlerinin oluşup oluşmadığının birlikte takdiri lüzumu,

    2- Kabule göre de;

    Vekaletnamenin sahte olarak düzenlenmesinin TCY.nın 339/2. maddesinde yazılı suçu oluşturduğunun gözetilmemesi" isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.

    Bozmaya uyan ve sanık Lisanettin G....... hakkında sahtecilik suçundan ek iddianame ile dava açılmasını sağlayan Yerel Mahkemenin yargılama sonunda;

    Sanık Hayrettin Ö......."ün aksi sabit oluncaya kadar hukuken geçerli belge olan noterce düzenlenmiş vekaletnamede zincirleme biçimde sahtecilik suçundan TCY"nın 339/2, 80 ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 10 ay 10 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3 yıl süreyle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına, diğer sanıklardan Hasan K....."in beraatine, Nazım K.... ile Celalettin K.... haklarındaki davaların 4616 sayılı Yasa uyarınca kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine, ayrıca Sanık Lisanettin G......."ın TCY"nın 339/2 ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve 3 yıl süreyle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına ilişkin olarak verdiği 10.07.2001 gün ve 1-339 sayılı hükmün de sanık Hayrettin Ö....... vekili ile sanıklar Lisanettin G......., Nazım K.... ve Celalettin K.... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6.Ceza Dairesi, sanıklar Nazım K.... ve Celalettin K.... haklarındaki davaların zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, sanık Lisanettin G....... hakkındaki hükmün onanmasına karar vermiş, sanık Hayrettin Ö....... hakkındaki hükmü ise 24.03.2003 gün ve 16760-905 sayı ile;

    "Sanık hakkında bozmadan önce kurulan hükme yönelik karşı temyiz bulunmadığı halde CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmemesi" isabetsizliğinden bozmuştur.

    Yerel Mahkeme bu karara karşı 27.10.2003 gün ve 307-369 sayı ile;

    "Müdahiller vekilinin 21.12.1998 tarihli temyiz dilekçesinde tüm sanıkların isimleri yazılarak cezalandırılması talebinde bulunulmuştur. Karşı temyiz mevcut olduğundan, sanığın CMUK"nun 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkı bulunmamaktadır." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de sanık Hayrettin Ö....... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının "onama" istekli 24.12.2004 gün ve 5206 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    İnceleme konusu olayda;

    Müdahiller, maliki bulundukları Ankara İli, Çankaya İlçesi, Öveçler 7527 Ada üzerindeki 14,15,16 ve 21 nolu parsellerde kat karşılığı inşaat yaptırmak üzere müteahhit olan firari sanık Cengiz E...... ile 1992 senesinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamışlar, bundan iki yıl sonra da inşaatla ilgili bazı bürokratik işlemlerin yapılması konusunda müteahhide vekaletname vermişlerdir.

    Ankara 18. Noterliğinde düzenlenen 29 Mart 1994 tarih ve 18058 yevmiye numaralı bu vekaletnamede özetle, inşaatı süren binaların müteahhidi Cengiz E......"e TEK, ASKİ gibi kurumlardaki işlemleri takip, bu kurumlara trafo tahsisi ve ferağ verme, bunlarla kontrat imzalama gibi konularda yetki verildiği anlaşılmaktadır.

    Bilahare bu vekaletnamenin 2. sayfasında, noterlik katibi Lisanettin G......."ın da iştiraki ile sahtecilik gerçekleştirilmiş, sayfanın sol bölümüne çıkıntı yapılıp "7527 ada 14 ve 15 parsellerdeki hisselerimizden bir kısmını kendi adına satın almaya" şeklinde bir ibare yazılmış, yine vekaletnamenin sonunda yer alan "işlemlerimizi takip ve neticelendirmeye yetkili ve mezun olmak üzere" ibaresinde silinti yapılarak bu bölüm "işlemlerimizi takiple başkalarını tevkil, teşrik ve azle yetkili olmak üzere" biçimine dönüştürülmüş, böylelikle müteahhit firari sanık Cengiz E......, müdahillerin 14 ve 15 nolu parsellerdeki taşınmazlarının tamamını veya bir kısmını kendi adına satın alma ve başkalarını vekil etme konularında yetkili kılınmıştır.

    Ardından, müteahhit sanık Cengiz E...... bu vekaletnameyi Ankara 9.Noterliğine ibraz etmek ve sahte vekaletnamenin kendisine tanıdığı tevkil yetkisine dayanmak suretiyle 21.04.1994 gün ve 20417 yevmiye sayılı yeni bir vekaletname düzenletip, sanık Hayrettin Ö......."ü müdahillerin 14 ve 15 numaralı parsellerdeki taşınmazlarının tamamını veya bir kısmını kendisine satma yetkisini de içerecek biçimde vekil tayin etmiştir.

    Bilahare sanık Hayrettin Ö....... de bu sahte vekaletname ile 03.04.1995 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurup resmi işlem yaptırarak; 14 numaralı parseldeki 11 adet, 15 numaralı parseldeki 8 adet bağımsız bölümün kat irtifakına karşılık gelen arsa payını Cengiz E......"e, 15 parseldeki 2 dükkanı ise Kemal Durmuş isimli kişiye devretmiş, bunlar da bu bağımsız bölümleri üçüncü kişilere devretmişlerdir.

    Daha sonra sanık Hayrettin Ö....... bu kez 16 numaralı parsel üzerindeki bazı bağımsız bölümlerin irtifak hakkını satmak için başvuruda bulunduğunda, vekaletname üzerindeki silinti ve kazıntılardan kuşkulanan Tapu Sicil Müdürlüğü görevlilerince durumun araştırılması üzerine olay açığa çıkmış ve toplam beş sanık hakkında kamu davası açılmıştır.

    Yerel Mahkeme gıyabi tutuklu olup yakalanamayan Cengiz E......"ün evrakını tefrik etmiş, ayrıca yargılama sonunda; sanık Hayrettin Ö......."ün sahtecilik suçundan TCY"nın 64/1 maddesi delaletiyle 339/1, 80 ve 59. maddeleri uyarınca 2 yıl 11 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, diğer sanıklardan Nazım K.... ve Celalettin K...."ın görevi ihmal suçundan beraatlerine, sanık Hasan K....."in sahtecilik suçundan TCY"nın 339/1 ve 59. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar vermiştir.

    Sanıklar Hayrettin Ö....... ve Hasan K..... vekilleri ile müdahiller vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulması üzerine Özel Daire; suça konu noter vekaletnamesini sahte biçimde düzenleyen noter katibi Lisanettin G....... hakkında dava açtırılarak kanıtların birlikte değerlendirilmesi suretiyle tüm sanıkların sahtecilik ve dolandırıcılık eylemlerinin oluşup oluşmadığının birlikte takdir edilmesi gerektiği, kabule göre de; vekaletnamenin sahte olarak düzenlenmesinin TCY.nın 339/2. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı gerekçesiyle hükümleri bozmuştur.

    Bozmaya uyan Yerel Mahkeme bu kez sanık Hayrettin Ö......."ün eylemini bozma kararında önerilen biçimde nitelendirerek, zincirleme biçimde sahtecilik suçundan TCY"nın 339/2, 80 ve 59. maddeleri uyarınca 4 yıl 10 ay 10 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına, 3 yıl süreyle kamu hizmetlerinden yasaklanmasına karar vermiş, sanık Hayrettin Ö....... vekili tarafından temyiz edilen bu hüküm de Özel Dairece; sanık hakkında bozmadan önce kurulan hükme yönelik karşı temyiz bulunmadığı halde CYUY"nın 326/son maddesinin gözetilmediği gerekçesiyle bozulmuş, Yerel Mahkeme ise katılan vekilinin ilk karara yönelik aleyhe temyizinin sanık Hayrettin"in sahtecilik suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükmü de kapsadığını, bu nedenle ilk hükümdeki ceza miktarının kazanılmış hak oluşturmayacağını belirterek önceki hükümde direnmiştir.

    Görüleceği üzere, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, katılanlar vekilinin birçok sanığa ve suçlarına ilişkin hükümleri içeren ilk karara yönelik aleyhe vaki temyiz isteminin sanık Hayrettin Ö......."ün sahtecilik suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükmü de kapsayıp kapsamadığı, dolayısıyla, bozulan ilk hükümdeki ceza miktarının CYUY"nın 326/son maddesi uyarınca sanık bakımından kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı noktasında toplanmaktadır.

    Temyiz davası, kural olarak bir isteğe lüzum gösterir. Bu isteği açıklayan başvuru ise, CYUY"nın 310. maddesi uyarınca ya hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilip hakime tasdik ettirilmek üzere zabıt katibine beyanda bulunulması suretiyle yapılır. Bu başvuruda temyiz iradesinin ortaya konulması yeterli olup, dilekçe veya beyanda temyiz nedenlerinin gösterilmemesi yahut başvuru üzerine gerekçeli kararın tebliğinden sonra layiha verilmemesi temyiz incelemesi yapılmasına engel değildir. Ancak, birden çok sanık ve suçlara ilişkin hükümlerin temyizi söz konusu ise, temyiz yargılamasının kapsamının belirlenebilmesi bakımından, istemin hangi sanıklar ve hükümlere yöneltildiğinin açıklıkla ifade edilmesi gerekir. Zira bu hususlar, bir yandan temyiz yargılamasındaki istek koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, diğer yandan da CYUY"nın 326/son madde ve fıkrası uyarınca temyizin sanık aleyhine sonuç doğurup doğuramayacağının saptanması bakımından son derece önem taşımaktadır. Dilekçedeki istemin tam olarak anlaşılamadığı hallerde ise, temyiz incelemesinin kapsamına alınacak sanıklar ve hükümlerin belirlenebilmesi için yoruma başvurulması zorunludur.

    Müdahiller vekili tarafından ilk hükme karşı verilen 21.12.1998 günlü temyiz dilekçesinin başlık kısmında; sanıklar Cengiz E......, Hayrettin Ö......., Hasan K....., Nazım K.... ve Celalettin K...."ın isimleri yazılmış, sonraki bölümde olay açıklanmış, "Temyiz Nedenleri" başlıklı kısımda; "vekaletnamenin düzenlenmesinde her iki noterlik personelinin de katkıları bulunduğu halde, sadece 18.noterlik başkatibi sanık Hasan K..... ile sahte vekaleti kullanan Hayrettin Ö......."ün cezalandırılması, diğerleri hakkında beraat kararı verilmesi hadiseye uygun değildir" denilip başvuru sebebi belirtilerek temyizin kapsamı bir kısım sanıklara ilişkin beraat hükümleriyle sınırlandırılmış, "Sonuç ve İstek" bölümünde ise; "tüm sanıkların cezalandırılması yoluna gidilmesi için Yerel Mahkeme hükmünün bozulması" talebi dile getirilmiştir.

    Layihada ileri sürülen temyiz nedenleri ile sonuç ve istek bölümünde dile getirilen hususlar birlikte değerlendirilip yorumlandığında; temyiz irade ve isteminin bazı sanıkların beraatine ilişkin hükümlerle sınırlandırıldığı, mahkûmiyet hükümlerine yönelik bir temyiz isteminde bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, salt dilekçe başlığında diğer sanıkların isimlerinin yanında sanık Hayrettin Ö......."ün adının yazılmış olması, bu sanık hakkındaki mahkûmiyet hükmüne yönelik bir temyiz istemi bulunduğunu gösteren bir husus olarak değerlendirilemez. Nitekim, evrakı tefrik edilmiş olan Cengiz E......"ün adının da aynı başlıkta yazılmış olması, bu görüşü doğrulamaktadır.

    O halde, istemini beraat hükümleriyle sınırlandıran müdahiller vekilinin sanık Hayrettin Ö....... hakkında sahtecilik suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik bir temyiz inceleme istemi bulunmadığından, sanık Hayrettin vekilinin temyizi üzerine bozulan ilk hükümdeki ceza miktar ve nev"i, CYUY"nın 326/son maddesi uyarınca bu sanık yönünden kazanılmış hak oluşturmaktadır. Bu itibarla, Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

    SONUÇ : Açıklanan nedenlerle,

    1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 01.03.2005 günü tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara