"İçtihat Metni"
Taahhüdü ihlal suçundan sanık Ramazan Dönmez"in, beraatine ilişkin Uşak İcra Ceza Mahkemesince verilen 24.1.2003 gün ve 986-7 sayılı hüküm, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince, 15.10.2003 gün ve 7740/9222 sayı ile; ... alacaklıya sanığın mal varlığını kanıtlamak üzere olanak tanınıp, bildireceği delillerin toplanıp, birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yalnızca zabıta tahkikatı ile yetinilmesi suretiyle beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; 20.02.2004 gün ve 1331/54 sayı ile; sanığın ekonomik gücü olmadığından borcunu yerine getiremediği gerekçesiyle değil, taahhüdün Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.09.2002 gün ve 210/302 sayılı kararında açıklanan ilkeler doğrultusunda yapıl-madığı, dolayısıyla suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat karar verildiği, açıklama-larıyla ilk hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay Yasasının 58. maddesine 5219 sayılı Yasa ile eklenen fıkra gereğince tebliğname düzenlenmeksizin, 17.9.2004 günlü yazısıyla Yargıtay 17. Hukuk Dairesine, Özel Dairece de 9.12.2004 gün ve 10224-13199 sayılı kararla Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca konu müzakere edilip, aşağıdaki karara varılmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığa yüklenen taahhüdü ihlal suçu İİY.nın 340. maddesinde düzenlenmiş olup, mad-dede yazılı cezanın üst sınırı itibariyle TCY.nın 102/5. maddesi uyarınca iki yıllık asli zamanaşımı süresine tâbidir.
Borçlu-sanık 9.8.2002 tarihinde yapılan hacizde, borcunun 250 milyon liralık ilk taksidini 17.9.2002 günü ödemek koşuluyla, tamamını yedi ayda ödeme taahhüdünde bulunmuş, 17.9.2002 tarihli ilk taksidi yerine getirmemesi nedeniyle, alacaklı vekilince 10.10.2002 tarihli dilekçeyle şikayetçi olunmuş, mahkemece 15.10.2002 tarihinde sanık adına meşruhatlı davetiye tebliğine karar verilerek, 22.10.2002 tarihinde davetiye tebliğ olunmuş, davetiye tebliğine rağ-men sanığın duruşmaya gelmemesi üzerine yokluğunda yargılama yapılarak, borç miktarının usulünce hesaplanmadığı, bu nedenle taahhüdün geçersiz olduğu kabul edilerek, beraat hükmü kurulmuş, hükmün aleyhe temyizi üzerine Özel Dairece eksik soruşturmayla hüküm verildiği gerekçesiyle bozulması üzerine de ilk hükümde direnilmiştir.
Beraat ve bozma kararları zamanaşımı süresini kesmediği gibi, incelenen dosyada 15.10.2002 tarihinden sonra TCY.nın 104/1. maddesinde yazılı dava zamanaşımını kesen usuli işlemlerden hiçbirisi gerçekleşmemiştir. Bu nedenle dava zamanaşımını kesen en son işlem olan duruşma gününü sanığa bildiren meşruhatlı davetiye tebliğine ilişkin 15.10.2002 tarihli ara kararından itibaren asli zamanaşımı süresi 15.10.2004 tarihinde dolmuştur. Dosyanın Ceza Genel Kurulunca incelenmesinden önce dava zamanaşımı süresi dolduğundan, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, hükmün bozulması ve davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ; Açıklanan nedenlerle,
1-Sair yönleri incelenmeyen Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,
2-CYUY.nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki davanın gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, TCY.nın 102/5. maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 01.02.2005 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.