Esas No: 2020/2716
Karar No: 2021/4362
Nitelikli cinsel saldırı - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2020/2716 Esas 2021/4362 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı
HÜKÜM : Beraat
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Olayın intikal şekli ve zamanı, katılanın aşamalardaki samimi ve istikrarlı ifadeleri ile beyanları teyit eden tanık anlatımları ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğundan, eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 102/2. maddesi gereğince mahkumiyeti yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.06.2021 tarihinde Başkan ... ile üye ..."un karşı oyları ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın çoğunlukla aramızdaki ihtilaf, sanığın üzerina atılı suçun sübuta erip ermediği noktasında toplanmaktadır:
Dosya içeriğine göre, 51 yaşında ve Nörolog olan sanığa, ilaç yazdırmak için gelen 22 yaşındaki mağdurenin ağrılarının ilaca rağmen devam ettiğini bildirmesi üzerine, sanığın isterse muayene edeceğini bildirdiği, mağdurenin kabul etmesi üzerine, odaya geçerek muayene ettiği, ve çıkışta mağdurenin dışarda bekleyen nişanlısına hemen çıkalım diyerek, hastane dışına çıkıp minibüse binince sanığın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ettiği, sanık savunmasında duyu kaybı olup olmadığını anlamak için normal muayene ettiğini söylediği ve bu kapsamda göbeğin dört parmak altında sağ ve sol tarafa da duyu kaybı yönünden baktığını bildirdiği, ancak mağdurenin ise sanığın parmaklarını vajinasına soktuğunu, kendi cinsel organına dokunduğunu ve muayene bitince de kalçasına eli ile vurduğunu söylediği olayda,
Eylemin gerçekleştirilmesi anına ilişkin tanığı olmayan olayda Sanığın mı yoksa mağdurenin beyanına üstünlük tanınacağı hususu ihtilaf mevzuudur.
Mağdurenin ilk defa gördüğü doktora böyle bir isnatta bulunması için hiçbir sebep olmadığı düşünülebilir, ama diğer taraftan da sanığın da ilk defa gördüğü hastaya böyle bir şey yapmasının da normal olmadığı akla gelecektir. Ayrıca sanık doktor, 51 yaşındadır, 25 senedir nörolog olarak çalışmaktadır, hakkında daha önceden böyle bir isnatta bulunulduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca mağdure de çocukluğunda nörojenik mesane rahatsızlığı geçirmiştir, genital bölgeleri ile ilgili aşırı hassasiyeti de söz konusu olabilir.
Yine yüzyüzelik ilkesi gereği delillerle birebir temas eden, onları gözleyen, birebir yaşayan ilk derece mahkemesi de olayın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda ayrıntılı ve tüm delilleri içine alan değerlendirme yapmış ve sanığın üzerine atılı suçu işlediğini kesin olarak belirleyemediğinden, delil yetersizliğinden beraat kararı vermiştir.
Bir kimse için hele hele cinsel saldırı gibi nitelik ve nicelik yönünden ağır sonuçları olan bir suçtan mahkumiyet kararı verilebilmesi için, ortada hiçbir şüphenin kalmaması gerekir, somut olaya dayalı olarak şüphenin tamamen yenilmesi gerekir.
Bu bilgiler ışığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair hiçbir şüpheye yer bırakmayacak, mahkumiyet için gerekli maddi delillere dayanan kesin vicdani kanaat oluşmadığından, sanığın beraatine dair yerel mahkemenin kararının onanması düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.