Esas No: 2021/5595
Karar No: 2022/5239
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/5595 Esas 2022/5239 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/5595 E. , 2022/5239 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dava tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı birleşen 2012/105 E. sayılı davanın reddine, diğer davaların kabulüne yönelik verilen hüküm asıl ve birleşen davada davalı ... vekilince duruşmasız, birleşen (2012/105E.) davacı ... vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 08.11.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan birleşen dosya davacı ... vekili Avukat ... geldi. Tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Asıl davada ve birleşen davalarda davacılar ve vekileri, davalı yüklenici ... ile diğer davalılar arsa sahipleri arasında düzenlenmiş bulunan 25 Mart 2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince 654 ada 165 parsel sayılı taşınmazda yapılmakta olan binada yükleniciye isabet eden dava konusu bağımsız bölümleri yükleniciden satın aldıklarını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemişler, davacı ... tapu iptali ve tescil talebi kabul edilmediği takdirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile taşınmazın rayiç bedeli için şimdilik 90.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yüklenici ... vekili, binadaki eksikliklerin davacılar tarafından tamamlanması veya eksik işler bedelinin arsa sahiplerine ödenmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davalı arsa sahibi ... vekili eksiklikler giderildiğinde tapuların hak sahiplerine verileceğini beyan etmiş, davalı ... davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ... dışındaki davacıların davasının kabulüne dair verilen karar davacı ... vekili ve davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesi’nin 2016/595E., 2018/7807 K. sayılı ilamıyla 21.09.2010 tarihli protokol ve 25.02.2010 tarihli senet gereği ...’in alacak davasının kabulü ile dava konusu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin davalı yüklenici tarafından davacı ...’e ödemesi karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda protokolde yer sahibi ... ile davalı yüklenicinin imzası olduğu, ıslak imzalı mezkur belgenin davacı elinde bulunmasının sebebinin davacının yapılan protokole güvenmesini sağlamak olduğu, bu nedenle sözleşmeye aykırılık nedeniyle Zeynel’in de sorumlu olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen 2012/198 E, 2011/71 E.sayılı davalarda tapu iptal tescil talebinin kabulüne, birleşen 2012/105E.sayılı dosyada 94.500,,TL’nin davalı ... ile Zeynel’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, birleşen 2012/105 E.sayılı davada davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Birleşen 2012/105 E.sayılı dosyada davalı ... vekili temyiz itirazları yönünden;
Yargısal ve bilimsel içtihatlarda “usulî kazanılmış hak” ya da “usulî müktesep hak” olarak adlandırılan ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 10.02.1988 tarih, 1987/2-520 Esas, 1988/89 Karar sayılı ilâmında “Mahkemenin bozma kararına uymasıyla meydana gelen bozma gereğince işlem yapma ve hüküm verme durumu, taraflardan birisinin lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usulî kazanılmış hak denilmektedir...” şeklinde tanımlanmaktadır.
1086 sayılı HUMK'nın yürürlükte olduğu dönemde çıkarılan 09.05.1960 tarih, 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nda; Yargıtay bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına usulî kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için de zorunluluk doğacağı, usulî kazanılmış hakka ilişkin açık kanun hükmü olmasa da temyiz sonucu verilecek bozma kararının hukuka ve usule uygun karar verilmesini sağlamaktan ibaret olan amacı ve muhakeme usulünün hakka varma ve hakkı bulma maksadıyla kabul edilmiş olması yanında hukuki alanda istikrar amacıyla kabul edilmiş bulunması bakımından usulî kazanılmış hak müessesesi usul hukukunun dayandığı ana esaslardan olup kamu düzeniyle de ilgili olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtay’ın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. Bu ek düzenleme ile “Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz” maddesi ile HMK’da hüküm altına alınmış olup usuli kazanılmış hakların korunacağı bu şekilde hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde Yargıtay 14.Hukuk Dairesi bozma ilamında 21.09.2010 tarihli protokol ve 25.02.2010 tarihli senet değerlendirilerek dava konusu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin davalı yüklenici tarafından davacı ...’e ödemesine karar verilmesi gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyulmakla ... lehine kazanılmış hak oluşmuştur. Hal böyle olmasına rağmen davalı Zeynel aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 1.bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2012/105 E. sayılı dosyada davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2. bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2012/105 E. sayılı davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına duruşma vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ...'a iadesine, aşağıda yazılı harcın temyiz eden birleşen davanın davacısından alınmasına, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.