Esas No: 2005/8-116
Karar No: 2006/122
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2005/8-116 Esas 2006/122 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2005/8-116 E., 2006/122 K.
"İçtihat Metni"
Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından sanıklar A.. A...., H...... A...., M..... Y....., H......... A.........., M…
….. A…
……, M…
….. A…
….., V…
…. K…
……, M…
……K…
……, S…
….. G…
……., M…
…..H…
……, S…
…… İ…
…. ve K…
….. A…
……."nun, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan beraatlarına, dolandırıcılık suçu yönünden ise mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli olan Malatya Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine ilişkin Malatya 2 Nolu DGM.ce 12.06.2001 gün ve 2-107 sayı ile verilen kararın, o yer C.savcısı tarafından, sanıklar A.. A...., M..... A......, M..... A......, V..... K..... ve M..... K....."ın, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçlarının sabit olduğundan bahisle temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 08.11.2001 gün ve 12280-15756 sayı ile;
"Oluşa, dosya kapsamına ve toplanan tüm kanıtlara göre, Malatya Şeker Fabrikasına 2000-2001 yılında gerekli olan yakıtın POAŞ. İskenderun Bölge Müdürlüğünden karayolu ile taşınması işinin bir bölümünü taşeron firma olarak yüklenen "A…
….. Petrol Şirketinin" sahibi olan A.. A...., bu şirkette fiilen yönetim görevini yürüten sanık M…
…. A…
….. ve petrol tankerlerinin şoförlüğünü yapan diğer sanıklar M…
….. A…
….., M…
….. K…
….. ve V…
….. K…
……"ın, sanık A.. A.... liderliğinde örgütlenerek tam bir işbirliği ve organizasyon içerisinde sürekli olarak mühürleri bertaraf edip tankerlerde nakledilen yakıtın bir miktarını, adı geçen şirkete ait petrol tesislerine boşaltıp sahiplenerek yerine kalitesiz ve düşük fiyatlı ithal yakıtı koymak suretiyle Malatya Şeker Fabrikasına teslim etmek biçiminde kanıtlanan eylemlerinin TCK.nun 313. maddesinde tanımı yapılan cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçunu meydana getirdiği gözetilmeden, sanıklarla niteliksiz petrolü teslim alan kurum ve yüklenici firma yöneticileri arasındaki işbirliğinin kanıtlanamadığı gerekçesine dayalı olarak yazılı biçimde beraat hükmü kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmadan sonra Malatya 2 Nolu DGM.ce yapılan yargılamada 25.12.2001 gün ve 131-182 sayı ile; 13.12.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4723 sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince TCY.nın 313. maddesinde tanımlanan suçun DGM.si görevinden çıkarılmış olduğundan bahisle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli olan Malatya Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesince, daha önce dolandırıcılık suçundan görevsizlik kararı ile gelen dava ile bu dava birleştirilmek suretiyle yapılan yargılamada kanıtlar toplandıktan sonra 14.01.2004 gün ve 458-11 sayı ile;
"Her ne kadar hazırlık soruşturması sırasında bir kısım sanıkların atılı her iki suçun kabulüne yönelik anlatımlarda bulundukları belirlenmiş ise de, sanıkların her türlü baskı ve kuşkudan uzak, görevli ve görevsiz mahkemede alınan savunmalarına itibar edilmiştir.
Esasen bu kamu davasındaki iddialar, Türkiye Şeker Fabrikası Malatya Müessese Müdürlüğüne teslim edilen ve sürücü sanıkların sevk ve yönetimindeki tankerlerin depolarında iken el konulan teslimata konu yakıtın standartlara uygun olup olmadığı yolundaki tespitle anlaşılabilir durumdadır.
Bu amaçla görevsiz Malatya 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesince hazırlık soruşturması sırasında zapt edilip, şeker fabrikasına korunmak üzere teslim edilen tankerlerden bilirkişi marifetiyle keşfen alınan ve şeker fabrikasına ait laboratuarda test edilen numuneler itibariyle; (31 DS 260 ve 31 DH 424 plaka sayılı tankerlerden alınan numunenin TÜPRAŞ standartlarına uygun olduğu, 44 FS 707 plaka sayılı tankerin 2 ve 5 numaralı bölmelerindeki yakıtın, 44 FS 799 plaka sayılı tankerin 4 ve 5 numaralı bölmelerinden alınan numunenin ise standartlara uygun olmadığı, A…
……r petrolde kurulan tesisin kaçak yakıtı standarda uygun hale getirmeye elverişli düzenek ve tertibatı ihtiva etmediği) yolundaki; bilahare son soruşturma aşamasında ODTÜ PAL merkezine yaptırılan analiz ile keşfen ulaşılan bilirkişi görüşü arasındaki farklılık nedeniyle TPAO araştırma merkezi vasıtasıyla alınan ve (31 DS 260 plaka sayılı tankerden alınan numunenin ve 44 FS 707 plaka sayılı tankerin 4 numaralı bölmesinden alınan numunenin standarda tamamen uygun olduğu, 44 FS 707 plaka sayılı tankerin 2, 3 ve 5 numaralı bölmelerinden alınan numunelerde kükürt oranı bakımından % 1,5 oranının üzerinde bir değer bulunduğu ...) yolundaki görüşlere itibar etmekle birlikte mahkememiz bu raporlarla da yetinmemiştir.
Mahkeme son soruşturma sırasında konularında uzman bilirkişiler kurulunun marifetiyle istinabe yoluyla suç tarihi olan Ekim 2000 itibariyle sanıklardan M…
….. K…
……"ın yönetimindeki 44 FS 707 plaka sayılı araçta 32.880 kg.; V…
…. K…
….. yönetimindeki 44 AC 842 plaka sayılı araçta 10200 kg.; M…
….. A…
….. yönetimindeki 44 FS 799 plaka sayılı araçta 32.820 kg.; S…
….. G…
….. yönetimindeki 31 DH 424 çekici, 31 DH 764 dorse plakalı araçta 39.280 kg. ve Mehmet Hürriyet yönetimindeki 31 DS 260 çekici, 31 DS 238 dorse plakalı araçta 39.480 kg. yakıt bulunduğu dikkate alınarak, yüklenici G…
….. Aş. İle Şeker Fabrikaları AŞ. Malatya Müessese Müdürlüğü arasında yapılan sözleşmeye aykırı evsaf ve kalitede yakıt teslim edilmiş olması halinde ne kadarlık bir kurum zararı doğduğunun tespitine çalışmış, bu doğrultuda alınan iki ayrı bilirkişi raporunda da kurum zararının olmadığının belirtildiği sonucuna varmıştır.
Böylelikle ortada net ve açık bir kurum zararı bulunduğuna dair somut bir kanıta ulaşılamamıştır. Kaldı ki, iddianamede belirtilen yol ve yöntemlerle dolandırıldığı iddia edilen Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ. De sanıkların bu eyleminden ötürü kurumun zarara uğratıldığı ya da dolandırıldığı yolunda bir iddiada bulunmamıştır.
Bu kamu davasında temel sorun bir kısım sanıkların Malatya 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda, cürüm işlemek için çete oluşturmak suçunu oluşturduğuna dair kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar verilmesinden sonra, bu beraat kararının Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından suçun işlendiği yolundaki görüşüne dayanan bozma ilamının mahkememizdeki son soruşturmaya etkisinin tespitinden ibarettir.
Savunmalarda belirtildiği üzere bir bozma ilamının varlığı halinde yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlanarak yeniden sürdürülüp sonuçlandırılması mümkün olduğuna göre, mahkememizin Yüksek Yargıtay 8. Ceza Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma yapmakla birlikte delilleri yeniden takdir konusunda yeni bir değerlendirme hakkına sahip olduğu düşünülmüştür.
Bu kamu davalarına ait dosyalarda sanıkların cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçunu işledikleri yolunda her türlü kuşkudan uzak kesin ve inandırıcı bir kanıt yoktur. Sanıkların kamu kurumu niteliğindeki Türkiye Şeker Fabrikaları Malatya Müessese Müdürlüğüne karşı dolandırıcılık suçunu işledikleri yolundaki iddialar da bilirkişi raporlarına rağmen tereddütsüz kesin ve net bir şekilde sübuta ermemiştir" gerekçeleriyle, tüm sanıkların her iki suçtan da beraatlarına, araçlar üzerindeki satılamaz-devredilemez şerhlerinin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün de, o yer C.savcısı tarafından, sanıklar A.. A...., M..... A......, M..... A......, M…
….. K…
….., V…
….. K…
…., K…
….. A…
….., S…
….. G…
….., M…
….. H…
….. ve S…
….. İ…
…. aleyhine temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının sanıklar A.. A...., M..... A......, M..... A......, M…
….. K…
……. ve V…
….. K…
….. yönünden cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçu ile ilgili olarak Ceza Genel Kurulunca yapılacak incelemede "bozma"; dolandırıcılık suçu yönünden tüm sanıklar hakkında Yargıtay 11. Ceza Dairesince yapılacak incelemede "bozma" istekli, 16.09.2005 günlü tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanıkların, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan beraatlarına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanıklara yüklenen suçun sübuta erip ermediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Ancak, Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay"ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Yerel Mahkemenin cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçuna yönelik son uygulaması Yargıtay C.Başsavcılığınca direnme hükmü olarak nitelendirilmiş ise de; açıklanan gerekçeden de anlaşılacağı üzere, bozma kararının, görevsiz mahkemenin kararı ile ilgili olması nedeniyle direnme veya uyma yönünde bir karar verilmeyerek, yargılama aşamasında toplanan yeni kanıtlara da dayanmak suretiyle yeni bir hüküm kurulmuştur. Bu değişik gerekçeler Özel Dairece değerlendirilmemiştir. Öte yandan, dolandırıcılık suçu ile ilgili kurulan hüküm ilk kez temyiz incelemesine tabi olmaktadır. Bu nedenle her iki suçtan verilen karar yeni hüküm niteliğinde olup, ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi yasal olarak olanaksızdır.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin son uygulaması özü itibariyle eylemli uyma sonucunda verilen yeni bir hüküm olduğundan dosyanın, temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın saptanan eylemli uyma nedeniyle, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 18.04.2006 günü oybirliği ile karar verildi.