Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1020 Esas 2015/2642 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1020
Karar No: 2015/2642
Karar Tarihi: 16.06.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1020 Esas 2015/2642 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/1020 E.  ,  2015/2642 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    24/09/2001 tarihinde mahkeme kararıyla resmen boşanan sanıkların, fiilen birlikte yaşamayı sürdürmelerine rağmen, sanık ... "in 28/04/1998 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettikleri ve bu yolla katılan Sosyal Güvenlik Kurumunu dolandırdıkları iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.
    Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    1)Sanık ... yönünden yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    2) Sanık ... yönünden yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    UYAP"tan alınan nüfus kayıt örneğine göre sanığın, hüküm tarihinden sonra 07/01/2012 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesi zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... , sanık ... müdafii ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/06/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara