Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/804 Esas 2021/702 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2021/804
Karar No: 2021/702

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2021/804 Esas 2021/702 Karar Sayılı İlamı

 

                     T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/804

KARAR NO  : 2021/702     

KARAR TR  : 27/12/2021

 

ÖZET: 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen Toplatılma İdari Yaptırım Kararının iptali istemiyle açılan davanın, Kabahatler Kanunu’nun 3 ve 27/1. maddesi uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

KARAR

 

Davacı       : B. Gıda İmalat ve Tarım Ürünleri Pazarlama Tic. Ltd. Şti.

Vekili         : Av. A.A.

Davalı        : Derince Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü

Vekili         : Av. A.A.

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Derince Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün 17/05/2021 tarihli Toplatılma İdari Yaptırım Kararı ile, davacı tarafından üretilen B. Epimedium Karışık Bitki Macunu isimli üründen alınan numunenin yapılan ilk analizinin sonucunda sildenafil yönünden uygun olmadığının tespit edildiğinden bahisle, bahsedilen ürünün 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca toplatılmasına karar verilmiş, 17/05/2021 tarihli ve ...-300-1432056 sayılı yazı ile davacıya bildirilmiştir.

2. Davacı vekili, toplatılma idari yaptırım kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. İdari Yargıda

3. Kocaeli 2. İdare Mahkemesi 02/06/2021 tarihli ve E.2021/656, K.2021/825 sayılı kararı ile, ürünün piyasadan toplanması yolunda tesis edilen işlemin 5326 sayılı Kanun"un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5996 sayılı Kanun"da da idari para cezasına ve idari tedbirlere karşı itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, Kabahatler Kanunu"nun 5560 sayılı Kanun"la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağını belirterek, davanın çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar itiraz edilmeden kesinleşmiştir.

4. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

B. Adli Yargıda

5. Kocaeli 3. Sulh Ceza Hakimliği 07/10/2021 tarihli ve D.İş. 2021/3236 sayılı kararı ile, başvuruya konu kararın idari yargının görev alanına giren kararlardan olduğu, sulh ceza hakimliğinin görev alanı içerisinde bulunduğuna dair bir yasal düzenleme bulunmadığını belirterek, başvurunun çözümünün idari yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karara davalı vekilince yapılan itiraz Kocaeli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 04/11/2021 tarihli ve D.İş. 2021/6072 sayılı kararı ile kesin olarak reddedilmiştir.

III. İLGİLİ HUKUK

6. 5996 sayılı Kanun’un, "Amaç" başlığı altında düzenlenen1. maddesi şöyledir:

" (1) Bu Kanunun amacı, gıda ve yem güvenilirliğini, halk sağlığı, bitki ve hayvan sağlığı ile hayvan ıslahı ve refahını, tüketici menfaatleri ile çevrenin korunması da dikkate alınarak korumak ve sağlamaktır."

7. “Gıda ve yem ile ilgili yaptırımlar” başlığı altında düzenlenen 40. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi şöyledir:

“Gıda ve yem ile ilgili yaptırımlar aşağıda belirtilmiştir:

a) (Değişik:28/10/2020-7255/30 md.) Kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokacak gıdalar, masrafları sorumlusuna ait olmak üzere piyasadan toplatılır ve mülkiyeti kamuya geçirilerek imha edilir. Bu gıdaları üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya arz eden gıda işletmecilerine bir yıldan beş yıla kadar hapis ve bin günden beş bin güne kadar adli para cezası verilir. Fiilin üç yıl içinde tekrarlanması durumunda ayrıca, gıdayı üreten, ithal eden, kendi adı veya ticari unvanı altında piyasaya arz eden gıda işletmecisi beş yıldan on yıla kadar gıda sektörü faaliyetinden men edilir.

..."

8. Olayda, dava 5996 sayılı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca verilen Toplatılma İdari Yaptırım Kararının iptali istemiyle açılmış olup, 5996 sayılı Kanun’da idari tedbirlere karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

9.Öte yandan, 30/03/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3.maddesini değiştiren 06/12/2006 tarihli, 5560 sayılı Kanun"un 31. maddesi şöyledir:

“ (1) Bu Kanunun;

a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır.”

10. Anılan Kanun’un birinci maddesi şöyledir:

“Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlâkı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla;

a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler,

b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan idari yaptırımların türleri ve sonuçları,

c) Kabahatler dolayısıyla karar alma süreci,

d) İdari yaptırıma ilişkin kararlara karşı kanun yolu,

e) İdari yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar,

Belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır.”

11. Kanun"un ikinci kısmında yer alan 32. ila 43. maddelerinde, Türk Ceza Kanunu kapsamı dışında kalan çeşitli kabahatler sayılarak, bu eylemlere yaptırımlar öngörülmüştür.

12. Aynı Kanun’un 2. maddesinde, “kabahat” deyiminden, Kanun"un karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret bulunduğu; idari tedbirlerin de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu belirtilmiştir.

13. Kanun’un“Mülkiyetin kamuya geçirilmesi”  başlıklı 18. maddesi de şöyledir:

“(1) Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde karar verilebilir.

(2) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın;

a) Kullanılmaz hale getirilmesi,

b) Niteliğinin değiştirilmesi,

c) Ancak belli bir surette kullanılması,

Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

(3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya elkonulabileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da bırakılabilir.

(4) Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer.

(5) Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir.

(6) Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebilir.

(7) Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir.

(8) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde yerine getirilir.”

14. Kanun"un “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin birinci fıkrasında, “İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç on beş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

15. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Birol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 27/12/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun"un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, idari ve adli yargı yerleri arasında anılan Kanun’un 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari ve adli yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

16. Raportör-Hâkim Gülten Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

17. Dava, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (a) fıkrası uyarınca verilen Toplatılma İdari Yaptırım Kararının iptali istemiyle açılmıştır.

18. Yukarıda izah edilen düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

19. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

20. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir kanun ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni kanuna göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni kanundaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

21. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkemenin davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

22. İncelenen uyuşmazlıkta,mülkiyetin kamuya geçirilmesi amacıyla verilen toplatma kararının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5996 sayılı Kanun’da idari tedbirlere karşı itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, toplatma kararının mülkiyetin kamuya geçirilmesi amacıyla verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’la değişik 3. maddesinde, bu Kanun"un idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden mülkiyetin kamuya geçirilmesi amacıyla verilen Toplatılma İdari Yaptırım Kararına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

23. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Kocaeli 3. Sulh Ceza Hakimliğince verilen 07/10/2021 tarihli ve D.İş. 2021/3236 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. Kocaeli 3. Sulh Ceza Hakimliğince verilen 07/10/2021 tarihli ve D.İş. 2021/3236 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

27/12/2021 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Birol

SONER

Üye

Nilgün

TAŞ

Üye

Doğan

AĞIRMAN

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN

 

Hemen Ara