Esas No: 2007/5-97
Karar No: 2007/154
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/5-97 Esas 2007/154 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2007/5-97 E., 2007/154 K.
"İçtihat Metni"
Körfez İcra Müdürü olan sanık Erdal K...... hakkında 29.04.2003 tarihinde rüşvet almak suçunu işlediği iddiasıyla yapılan yargılama sonunda; Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 20.05.2004 gün ve 2-124 sayı ile; sanığın müsnet suçu işlediği yönünde müdahilin soyut iddialarından başka her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraata hükmedilmiş, bu hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine de Yargıtay 5. Ceza Dairesince 14.03.2006 gün ve 16924-1822 sayı ile; hüküm "..sanığın eyleminin görevi ihmal suçunu oluşturduğu gözetilmeden beraat kararı verilmesi.." isabetsizliğinden bozulmuştur.
Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesince 30.11.2006 gün ve 162-340 sayı ile beraat kararında direnilmesi ve bu hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.04.2007 gün ve 36416 sayılı bozma istemli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme sanık Erdal K...... hakkındaki hükme hasren yapılmıştır.
A)Yargılama konusu maddi olayın;
"Sanığın olay tarihinde Körfez İlçesi İcra Müdürü olarak görev yaptığı, incelememize konu edilmeyen ve yargılama sonunda beraat eden sanık Nedim S....."ten alacağını tahsil edemeyen katılan Yusuf A...."ın mahkeme ilamına bağlanmış olan alacağını tahsil edebilmek için avukatı vasıtasıyla Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünde icra takibine giriştiği, bu takibin Kocaeli 1. İcra Dairesinin 2001/2929 sayılı esasına kaydedildiği, bunun ardından; 18.06.2001 tarihinde Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü tarafından Körfez İcra Müdürlüğüne bir yazı yazılarak borçlunun gayrimenkullerine, menkullerine ve hak/alacaklarına haciz konulmasının istenildiği ve Körfez İcra Müdürlüğü tarafından talimat gereğinin yerine getirildiği, daha sonra, 11.09.2001 tarihinde iki ayrı talimat yazılarak, bu yazılardan birisiyle daha önce kayden haczedilmiş olan gayrimenkullerin değer tespitinin yapılmasının, diğeriyle de daha önce kayden haczedilmiş olan otomobilin fiilen haczedilmesinin talep edildiği, Körfez İcra Müdürlüğünce bu talimatların da aynen yerine getirildiği, aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra bu kez 29.04.2003 tarihli yazı ile 11.09.2001 tarihinde yapılan haczin İcra ve İflas Yasasının 106. maddesi gereğince kaldırılması talimatının verildiği, Körfez İcra Müdürlüğünün de borçlu tarafından elden getirilen bu yazıya dayanmak suretiyle gayrimenkuller ve otomobil üzerindeki hacizlerin kaldırılması için yazı yazdığı ve hacizlerin kaldırıldığı, böylece alacağın tahsil edilemez hale geldiği" tarzında gerçekleştiği,
B)Yargıtay 5. Ceza Dairesi ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca çözümlenmesi gereken hukuki ihtilafın;
Sanığın eyleminin Özel Dairece kabul edildiği gibi görevi ihmal suçunu mu oluşturduğu, yoksa Yerel Mahkemenin ısrar ettiği şekilde delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı mı verilmesi gerektiği noktasında toplandığı,
C)Genel Kurul"ca yapılan değerlendirmede;
Dosya incelendiğinde;
Sanık Erdal K......"nın olay tarihinde Körfez İcra Müdürü olarak görev yaptığı,
Beraat eden sanık Nedim S....."ten olan alacağını tahsil edemeyen, katılan Yusuf A...."ın mahkeme ilamına bağlanmış olan alacağını tahsil edebilmek için avukatı vasıtasıyla Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünde icra takibine giriştiği, bu takibin Kocaeli 1. İcra Dairesinin 2001/2929 sayılı esasına kaydedildiği,
Bunun ardından; 18.06.2001 tarihinde Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü tarafından Körfez İcra Müdürlüğüne bir yazı yazılarak (aynen):
"Alacaklı Yusuf A.... vekili Av. Nazmi Ali S....."a oraca yapılacak masraflar hariç olmak üzere 99.975.710.000 lira ödemeye borçlular
1-M..-sa Mimarlık Mühendislik San. Tah. Ve Tic. Ltd. Şti.
2-Nedim S....."in işbu borçlar sebebi ile adlarına kayıtlı bulunan Körfez tapusunda 728 ada, 17 parsel 19 J.1 pafta, 278 ada, 1 parselde kooperatif hisseleri, 100 ada 4 parselde kayıtlı kat mülkiyetli daire, 1450 ada 5 parselde bulunan gayrimenkuller üzerine daha önce Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 199/241 esası ile konulan ihtiyati tedbir bu defa karara bağlanmış olmakla; iş bu gayrimenkuller üzerine haciz konulmasına ihtiyaten karar verilmiş olup, ayrıca borçluların alacaklı vekilince gösterilecek adreslerinde menkul mallarının ihtiyaten haczi ile muhafazasına, 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine karar verilmiş olup, masraf mahallen tediye edileceğinden talimatın infazı rica olunur." şeklinde talimat verildiği,
Körfez İcra Müdürlüğünün, bu yazı üzerine 2001/541 tal. numaralı dosyayı açmak suretiyle talimat gereğini yerine getirerek; 18.06.2001 tarihinde Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğüne ve Tapu Sicil Müdürlüğüne yazdığı iki ayrı yazı ile kayden haciz şerhini koydurduğu,
Bu kez; Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünce; 11.09.2001 tarihinde Körfez İcra Müdürlüğüne iki ayrı talimat yazıldığı,
Bunlardan birincisinde; (aynen)
"Alacaklı Yusuf A.... vekilleri Av. Nazmi Ali S..... ve Av. Gül Çetin"e 99.775.000,000 lira ödemeye borçlu bulunan M..-.. Mimarlık Müh. San. Tan. Ve Tic. Ltd. Şti. ve Nedim S....."in işbu borçları sebebi ile borçlulardan Nedim S....."in adına kayıtlı bulunan 41.F.2060 plakalı vasıtanın fiilen haczi ile muhafaza altına alınmasına, masraf mahallen tediye edileceğinden talimatın infazı rica olunur."
İkincisinde ise; "Alacaklı Yusuf A.... vekili Av. Nazmi Ali S....."a 99.775.000.000 lira ödemeye borçlu bulunan M..-.. Mimarlık Müh. San. Tan. Ve Tic. Ltd. Şti. ve Nedim S....."in işbu borçları sebebi ile İzmit Yarımca pafta 19 J. ta, ada 728, parsel 17.de kayıtlı bulunan ayrıca Yarımca 1450 ada 5 parsel ile 278 ada 1 parselde kayıtlı bulunan gayrimenkulün kıymet takdirlerinin yapılarak kıymet takdir örneklerinin birer suretinin gönderilmesi rica olunur."
Denilmek suretiyle; 11.09.2001 tarihli yazılarla, daha önce 18.06.2001 tarihli yazıya istinaden yapılmış bulunan iki ayrı kayden haciz işlemi ile ilgili olarak yeni işlemlerin yapılmasının istendiği,
Nitekim; Körfez İcra Müdürlüğünün hiç vakit kaybetmeksizin 12.09.2001 tarihinde bu yazıların gereğini de yerine getirdiği,
Görülmektedir.
Bu aşamaya kadar yapılan işlemlerle ilgili olarak herhangi bir problem bulunmamaktadır.
Bu arada başka mallarla ilgili bazı işlemler de yapılmış olmakla birlikte, otomobil ve anılan gayrimenkullerin hacizleri ile ilgili olarak 11.09.2001 tarihli yazıya istinaden yapılan işlemlerden sonra 1,5 yıla yakın bir süre satış yapılmadan geçirilmiştir.
İcra ve İflas Yasasının 106. maddesinde bulunan; "Alacaklı haczolunun mal taşınır ise hacizden nihayet bir sene ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir." hükmüne dayanan borçlu Nedim S....., Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünden haczin kaldırılmasını istemiş, Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü de talebi kabul ederek. 29.04.2003 tarihinde Körfez İcra Müdürlüğüne şu şekilde bir talimat yazmıştır. (aynen) : "İlgi sayılı dosya ve 11.09.2001 tarihli yazımızla borçlu Nedim S..... adına kayıtlı bulunup kaydına konulan haczin İ.İ.K.nun 106 ve 110 Md. Gereği bu dosyamıza şamil olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Talep gereği ve karar gereği işlem yapılarak neticeden bilgi verilmesi rica olunur."
Belirtilen yazı "elden takipli" olarak borçlunun eline verilerek Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünce Körfez İcra Müdürlüğüne gönderilmiştir.
Körfez İcra Müdürlüğü de aynı gün Trafik Tescil ve Denetleme Şube Müdürlüğüne ve Tapu Sicil Müdürlüğüne yazdığı yazılarla, hacizlerin kaldırılmasını istemiş ve hacizler kaldırılmıştır.
Hacizlerin kaldırılması ile ilgili olarak yapılan işlemlerden; otomobil üzerindeki haczin kaldırılması yönünden bir sorun bulunmamaktadır. Çünkü, İcra ve İflas Yasasının 106. maddesinde menkul hacizleri için öngörülen 1 yıllık süre içerisinde satış yapılmamıştır. Oysa, gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılması usulsüzdür. Zira, 106. maddeye göre, menkuller için 1 yıl olan süre, gayrimenkuller için 2 yıldır.
Yapılan yanlışlık alacaklı vekillerince fark edilip te Kocaeli 1. İcra Dairesine bildirildiğinde; Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü 12.05.2003 tarihli 2 yazı ile Körfez İcra Müdürlüğü"ne kaldırılması istenen hacizlere gayrimenkullerin dahil olmadığını bildirip, söz konusu gayrimenkullere eski hale getirme yoluyla 1. sıradan haciz konulmasını talimat yoluyla istemiştir.
Aynı gün Körfez İcra Müdürlüğü, Tapu Sicil Müdürlüğüne yazdığı yazı ile gayrimenkullerle ilgili haczin eski hale getirilmesini talep etmiş ise de; geçen süre içerisinde gayrimenkuller başkasına satılmış ve üzerlerine yeni hacizler konulmuş olduğundan bu mümkün olmamış ve durum Kocaeli 1. İcra Müdürlüğüne bildirilmiştir.
Körfez Tapu Müdürü Kasım B...."nın ifadesinden anlaşıldığı kadarıyla; Nedim S..... sözkonusu hacizli gayrimenkulleri, 25.04.2003 tarihinde üzerlerindeki hacizler ve tüm vecibeleri ile birlikte İbrahim K..."ya satmış, Körfez İcra Müdürlüğünün 29.04.2003 tarihli yazısı üzerine 01.05.2003 tarihinde bu gayrimenkuller üzerindeki haciz kaldırılmış, aynı gayrimenkuller üzerine 05.05.2003 tarihinde Mustafa A.... isimli kişi haciz koydurmuş ve yine 05.05.2003 tarihinde aynı taşınmazlar bu kez İbrahim K... tarafından üzerlerindeki hacizle birlikte Ercan Y....."ya satılmıştır.
Bu kez; Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü 13.05.2003 tarihli yazı ile Körfez İcra Müdürlüğünden; 11.09.2001 tarihinde yapılan haciz işleminin otomobil haczi ile ilgili olduğunu, 29.04.2003 tarihli haciz terkin yazısında ise 11.09.2001 tarihinde yapılan haczin kaldırılmasının istendiğini, bu durumda, gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin neye dayanarak kaldırıldığını sormuş; ardından da sehven yapılan işlem sonucunda meydana gelen durumun eski hale getirilmesini istemelerine rağmen, haczin eski hale getirilmediğini, 1. sıradaki haczin ikinci sıraya düşürüldüğünü ifade ederek, eski hale getirme talimatını yinelemiştir.
Bu talimat gereğince Körfez İcra Müdürlüğünce aynı Tapu Sicil Müdürlüğüne yeniden yazı yazılmıştır.
Ayrıca, Körfez İcra Müdürlüğünce 23.05.2003 tarihli bir yazı ile Kocaeli 1. İcra Müdürlüğüne, gayrimenkul haczinin 29.04.2003 tarihli talimat üzerine gerçekleştirildiği, zira bu talimatta atıf yapılan 11.09.2001 tarihinde hem gayrimenkullere ilişkin, hem de otomobile ilişkin işlemlerle ilgili olmak üzere iki ayrı talimatın geldiği, bu nedenle haciz kaldırma yazısının her iki durumu da kapsar şekilde yorumlandığı belirtilmiştir.
Körfez Tapu Sicil Müdürlüğü 26.05.2003 tarihli yazı ile; daha önce de bildirilen sebeplerle eski hale getirmenin mümkün olmadığını bildirmiştir.
Yusuf A...., 11.06.2003 tarihinde verdiği dilekçeler ile İcra Müdürlüğü çalışanları, Tapu Müdürlüğü çalışanları ve Nedim S....."i şikayet ederek, şikayet dilekçesinde bir kısım gayrimenkuller üzerindeki haczin usulsüz olarak kaldırılması nedeniyle alacağının tahsil edilemez hale geldiğini, buna sebep olanların bu işi rüşvet karşılığı yapmış olabileceklerini ifade etmiştir.
Yargılama sırasında ifadelerine başvurulanlardan;
Katılan Yusuf A....; dilekçesini tekrar ederek, rüşvet alınıp alınmadığını bilmediğini söylemiştir.
Alacaklının (Katılanın) avukatı olan Av.Nazmi Ali S..... ise; icra takip sürecini yukarıda da ayrıntılı olarak bahsedildiği şekilde dosya kapsamına uygun olarak anlattıktan sonra, hacizden itibaren 2 yıllık süre geçmediği için gayrimenkuller üzerindeki haczin kaldırılmasının usulüne uygun olmadığını, bu işlemi de tesadüfen öğrendiklerini, hatta otomobil ile ilgili olarak ta kendisinin 1 yıllık süre içerisinde talep açarak bu süreyi kestiğini, ancak talebin yer aldığı sayfanın daha sonra dosyadan kaybolduğunu, borçlunun talebinin sadece otomobil üzerindeki haczin kaldırılmasını kapsadığını, talep olmadığı halde gayrimenkuller üzerindeki hacizlerin de kaldırılmasının ve birkaç gün içerisinde gayrimenkullerin iki el değiştirmesinin kötü niyeti gösterdiğini iddia etmiştir.
Sanık Erdal K...... tüm aşamalardaki savunmalarında; usulsüz bir işlem yapmadığını, talimatlara uygun hareket ettiğini, 11.09.2001 tarihinde hem otomobil ile ilgili hem de gayrimenkul ile ilgili talimatlar geldiğini, 29.04.2003 tarihli haciz kaldırma yazısında ise bir açıklık bulunmamakla birlikte 11.09.2001 tarihinde konulan hacizlerin kaldırılmasının istendiğini, bu şekilde yorum yaparak her iki haczin de kaldırılması için yazı yazıldığını ifade ettikten sonra, borçlunun kötüniyetli olarak gayrimenkulleri derhal satmış olmasının kendisi ile ilgili olmadığını belirtmiştir.
Beraat eden sanık Nedim S.....; kendisinin bir suçu olmadığını, otomobil üzerindeki haczin konulmasının ardından 1 yıl içerisinde satış yapılmayınca, bunun kaldırılması için Kocaeli 1. İcra Müdürlüğüne başvurduğunu, oradan yazılan yazıyı elden Körfez İcra Müdürlüğüne getirdiğini, kendisinin sadece otomobil üzerindeki haczin kaldırılacağını zannettiğini, ancak Körfez İcra Müdürlüğünün gayrimenkuller üzerindeki haczin kaldırılması için de yazı yazdığını görünce ses çıkartmadığını, bu şekilde hacizleri kaldırttığını, yazıda teknik terimler yer aldığı için tam olarak ne yazdığını hatırlamadığını beyan etmiştir.
Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünde Müdür Yardımcısı olan Mehmet Yılmaz; gayrimenkul haczi üzerinden 2 yıl geçmediği için, talimatı yazarken Körfez İcra Müdürlüğünün gayrimenkul üzerindeki haczi de kaldırabileceğini düşünmediklerini, niyetlerinin sadece otomobilin üzerindeki haczin kaldırılmasına yönelik olduğunu, yazının da esas itibarıyla sadece bu hususu içerdiğini söylemiştir. Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünde Müdür olarak görev yapan Mustafa Artıkbay da aynı şekilde ifade vermiştir.
Körfez Tapu Sicil Müdürü Kasım B.... da; dosyaya da yansıyan yasal süreci ayrıntılı şekilde anlattıktan sonra, yasalara aykırı bir işlem yapmadıklarını söylemiştir.
Sanık müdafi tarafından Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Koca"dan alınan 28.11.2006 tarihli hukuki mütalada; rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı gibi, görevi ihmal suçunun da kasten işlenebilen suçlardan olduğu, taksirle işlenemeyeceği, bununla birlikte hem sanığın taksirle hareket ettiğinin kabul edilip, hem de bu suçun oluştuğunun söylenemeyeceği belirtilerek, suçun unsurlarının oluşmadığı kanaati belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi; her ne kadar rüşvet almak suçundan kamu davası açılmış ise de, sanıkla borçlu arasında bir rüşvet anlaşmasının olmadığı, dolayısıyla rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı açıktır. Bu nedenle, rüşvet suçundan açılan kamu davası sonunda, rüşvet suçunun unsurlarının oluşmaması, buna karşılık görevi ihmal suçunun unsurlarının oluşması durumunda, yeni bir davaya gerek kalmaksızın davanın görevi ihmal suçuna dönüştürülebileceği konusunda Genel Kurulda tam bir görüş birliği oluşmuştur.
Yukarıda açıklandığı şekilde; İcra Müdürü olan sanığın Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü tarafından borçlunun eline verilerek kendisine gönderilen talimat üzerine hiçbir araştırma yapmadan ve İcra İflas Yasasının 106. maddesinde gayrimenkuller için öngörülen 2 yıllık sürenin henüz geçmediğini de göz önünde bulundurmayarak, Tapu Sicil Müdürlüğüne yazı yazmak suretiyle borçlunun taşınmazları üzerindeki haczin kaldırılmasını sağladığı ve bu suretle alacağın bir kısmının tahsil edilemez hale gelmesi nedeniyle, alacaklının zarar etmesine neden olduğu anlaşıldığından, görevi ihmal suçunu işlediği kabul edilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Başkanı O.Şirin; "Açıkça görüldüğü üzere; sanığın görevi ihmal suçunu işlediğinden çok, ortada bir yanlış anlamanın bulunduğu söylenebilir. Daha da ötesi, bu yanlış anlamaya sanık değil, bizzat Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü neden olmuştur.
Çünkü; haciz işlemlerinin asıl dayanağı Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünün 18.06.2001 tarihli talimat yazısıdır. Nitekim, Körfez İcra Müdürlüğü bu yazıya dayanmak suretiyle kayıtlar üzerinde olmak üzere, hem gayrimenkullerin, hem de otomobilin haciz işlemlerini yapmıştır.
Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü tarafından yazılan 11.09.2001 tarihli talimat yazılarında ise; daha önceden kayden haczedilmiş olan otomobilin fiilen haczedilmesi ile yine daha önceden kayden haczedilmiş olan gayrimenkullerin kıymet takdirlerinin yaptırılması istemleri yer almaktadır. Bunların gerekleri de yerine getirilmiştir.
Hal böyle iken; Kocaeli 1. İcra Müdürlüğünün 29.04.2003 tarihli yazısı ile haczin kaldırılması istenirken, hangi haczin kaldırılması gerektiği konusunda açık bir ifadeye yer verilmediği gibi, Körfez İcra Müdürlüğünü de yanıltacak şekilde 11.09.2001 tarihinde yapılan hacizlerin kaldırılması talep edilmiştir.
İcra ve İflas Yasasının 106. maddesi gereğince menkul hacizlerinde 1 yıl, gayrimenkul hacizlerinde ise 2 yıl süreyle satışın yapılmaması halinde haczin kaldırılacağı muhakkaktır. Körfez İcra Müdürünün bu kuralı bilmediği de söylenemez. Ancak, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 13.06.2005 gün ve 8622-12735 sayılı kararında da açıkça ifade edildiği gibi, "talimat icra dairesinin görevi yazılan talimat gereğini aynen yerine getirmekten ibarettir." Talimatın içerdiği hukuka aykırılıkları kontrol etmek veya gidermek talimat icra dairesi müdüründen beklenemez. İcra işlerine ilişkin işlemler mahiyetleri itibarıyla acele olarak yapılması gereken işlerdir. İcra dairelerinin iş yoğunluğu da düşünüldüğünde sanığı; neden dikkat etmedin, bu hususu neden görmedin şeklinde sorgulama ve bu karışıklıktan sorumlu tutma şeklindeki bir davranış hukuka uygun bir tavır değildir. Zira, dosyada bunun dışında sanığın rüşvet aldığı ya da bilerek ve isteyerek borçlunun lehine, alacaklının da aleyhine hareket ettiği yönünde bırakalım delili, somut bir iddia dahi yoktur. İddialar tahminden öteye geçmemektedir. Dosya kapsamına bakıldığında da, sanığın kastı değil, taksiri dahi bulunmamaktadır.
Ceza Genel Kurulunun 07.10.2003 gün ve 4MD-228-248/ 27.01.2004 gün ve 4MD-318-19 ve daha birçok kararında da vurgulandığı gibi; belli bir kamu hizmeti veya görevi yapan memurun yapmakla görevli olduğu işi yapmaması veya yasaya göre yapılması gereken biçimde yerine getirmemesi veya geciktirmesi suç sayılmıştır. Bu suç kasten işlenebilen suçlardan olup, oluşması için memurun görevini bilerek ve isteyerek savsaması gerekir. 5237 sayılı Yasanın 257/2. maddesi uyarınca, sadece bunlar da yetmemekte olup, suçun oluşabilmesi için "kişilerin mağduriyeti" veya "kamunun zararı" da gereklidir. Olayımızda, alacaklının mağdur olduğu söylenebilirse de, sanığın gayrimenkuller üzerindeki hacizleri bilerek ve isteyerek talimata aykırı şekilde kaldırttığını söylemek mümkün değildir.
Bu nedenlerle, direnme kararının yerinde olduğunu düşünüyorum." gerekçesi ile karşı oy kullanmıştır.
Çoğunluk görüşüne katılmayan diğer bir kısım Genel Kurul üyeleri de benzer gerekçe ile muhalefet oyu vermişlerdir.
Ayrıca; sanığa ait sabıkasızlık kaydında yer alan "soyad" ve "baba adı", nüfus kaydı ile uyumlu değildir.
Bu itibarla; isabetli bulunmayan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1-Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.11.2006 gün ve 162-340 sayılı direnme kararının BOZULMASINA,
2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 12.06.2007 tarihli müzakerede yeterli çoğunluk sağlanamadığından, 19.06.2007 günü yapılan 2. müzakerede oyçokluğu ile karar verildi.