Esas No: 2015/1088
Karar No: 2015/2239
Karar Tarihi: 04.06.2015
Dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/1088 Esas 2015/2239 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Suça konu çekle ilgili olarak, çek sahibi firmadan ilgili çekin kendilerine ait olup olmadığının sorulması; yine, bu kişilerin yazı ve imza örnekleri ile çekin ön yüzündeki imza ve yazılar karşılaştırılarak, çekteki yazı ve imzaların bu kişilerin eli ürünü olup olmadıkları ve çekin maddi varlığının sahte olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, ayrıca bankadan da söz konusu çekin ne suretle sahte olduğunun sorulması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre ise;
a) Sanığın sahte çek kullanarak dolandırıcılık eyleminin TCK’nın 158/1-f maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun"un 157/1. maddesi uyarınca yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
b) Sanık hakkında kesin nitelikte bulunan geçmiş mahkûmiyeti nedeniyle mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi,
c) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin dolandırıcılık suçundan hüküm kurulurken adli para cezasının alt sınırın üzerinde 120 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın gözetilmesine, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.