Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-39 Esas 2007/36 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/16.HD-39
Karar No: 2007/36

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-39 Esas 2007/36 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Yargıtay, bir borçlunun mal beyanında bulunmama eyleminden dolayı yargılanan Osman Kazım D.'ın, ödeme emrinin usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemesi nedeniyle beraatine hükmeden İzmir 7. İcra Ceza Mahkemesi kararını İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bozdu. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itiraz ederek, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu belirterek kararın kaldırılarak borçlunun suçlu bulunmasını talep etti. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, muhatap veya adına tebligat yapılacak kişiler o adreste bulunsalar bile tebliğ anında orada mevcut değillerse Tüzüğün 30. maddesine göre işlem yapılması gerektiğini belirterek, borçluya gönderilen ödeme emrinin Tebligat Yasası'nın 21 ve Tebligat Tüzüğü'nün 28 ile 30. maddelerine uygun biçimde tebliğ edildiği sonucuna vararak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı talebini kabul etti. Kararda geçen kanun maddeleri ise Tebligat Kanunu Madde 21 ve İcra ve İflas Kanunu Madde 337 olarak belirtildi.
Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-39 E., 2007/36 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-39 E., 2007/36 K.

  • MAL BEYANINDA BULUNMAMA
  • TEBLİĞ İMKANSIZLIĞI VETEBELLÜĞDEN İMTİNA
  • 7201 S. TEBLİGAT KANUNU [ Madde 21 ]
  • 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 337 ]
  • "İçtihat Metni"

    Mal beyanında bulunmama eyleminden yargılanan Osman Kazım D.."ın, ödeme emrinin usulüne uygun biçimde tebliğ edilmemesi nedeniyle beraatine ilişkin olarak İzmir 7. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 15.05.2006 gün ve 249-1271 sayılı karara karşı şikayetçi vekilinin itirazı üzerine İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi 23.05.2006 gün ve 341 Müt. sayı ile; "ödeme emri tebligatının geçerli olduğu" gerekçesiyle itirazın kabulüne, 7. İcra Ceza Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İİY"nın 337. maddesi uyarınca Osman Kazım D.."ın 10 gün disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

    Adalet Bakanı tarafından yasa yararına başvuruda bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 17.11.2006 gün ve 5133-7337 sayı ile;

    "Dosya kapsamına göre, ilamsız takiplere ilişkin ödeme emrini içerir tebligatın borçluya, Tebligat Kanunu"nun 21. ve Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesine aykırı olarak, muhatabın adresinde bulunmama gerekçesi ve adresine dönüp dönmeyeceği hususları maddede yazılı kimselerden sorulmamıştır. Bu şekilde yapılan tebliğin usulsüz olduğu gözetilmeksizin, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi kararını yasa yararına bozmuştur.

    Yargıtay C.Başsavcılığı 06.02.2007 gün ve 180183 sayı ile;

    "Somut olayda, tebligat memuru tarafından muhatap borçlunun ve onun adına tebliğ yapılabilecek kimselerin o an için adreste bulunmadıklarının saptandığı, muhatabın adreste bulunmama nedenini bilmesi muhtemel komşusunun, muhatabın "nereye gittiğini bilmediği" yönündeki beyanının tutanağa geçirilmesini müteakip tebligat evrakının mahalle muhtarına imza karşılığında teslim edildiği, 2 numaralı örneğe uygun düzenlenen ihbarnamenin muhatap borçlunun kapısına yapıştırıldığı ve komşusuna haber verildiği, bu suretle tebligat işlemlerinin Tebligat Kanununun 21, Tebligat Tüzüğü"nün 28 ve 30. maddeleri hükümlerine uygun olarak gerçekleştirildiği," görüşüyle itiraz ederek, Özel Daire kararının kaldırılmasına, Adalet Bakanının yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulu"nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    Hukuka uygun yöntemle derlenen bilgi ve belgelere göre;

    1)Yargılama konusu maddi olayda;

    "Borçlu Osman Kazım D.. aleyhine İzmir 12. İcra Müdürlüğünün 2005/13672 sayılı dosyasında gerçekleştirilen icra takibi sırasında ödeme emrinin tebliğe çıkartıldığı, 23.12.2005 tarihinde tebligat belgesinin arkasına belirli bölümleri el yazısı ile doldurulmuş olarak kaşeyle, "muhataba aranan saatlerde adreste rastlanmadığı, nereye gittiğini bilmesi muhtemel apartman komşusu Naime T..."ya soruldu, nereye gittiğini bilmediği anlaşıldı, bu nedenle evrak B…

    …. Sitesi Muhtarlığına teslim edilip muhatabın kolayca görebileceği kapısına 2 nolu haber kağıdı hazırlanıp yapıştırıldı. Komşusu Naime T..."ya haber verildi. Apartman komşusu Naime T... sözlü beyanını imzalamaktan imtina etti." şerhinin konulduğu, B…

    …. Sitesi Mahalle Muhtarı Necati E....."ün kaşesi, mührü ve imzasının bulunduğu bölümde de, "Tebligat yapılanın kaydı var" şerhine yer verildiği", bu tebligatı takiben ödeme yapmaması üzerine mal beyanında bulunmama eylemi nedeniyle borçlu hakkında dava açıldığı,

    2) Yargıtay 16. Hukuk Dairesi ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nca çözümlenmesi gereken hukuki ihtilafın;

    Borçluya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun biçimde tebliğ edilip edilmediğinin belirlenmesinden ibaret bulunduğu,

    3) Genel Kurul"ca yapılan değerlendirmede;

    A- Tebligat Yasası"nın 21 ve Tebligat Tüzüğü"nün tebliğ imkansızlığını düzenleyen 28. maddesine göre, muhatap veya onun adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebligat memurunun, bu kişilerin adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından sorup araştırması, muhatap adresten devamlı olarak ayrılmış veya ölmüşse, buna ilişkin beyanları tutanağa yazıp altını beyanda bulunanlara imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması, devamında da muhatap ölmüşse tebliği çıkaran mercie iade etmesi, adresten devamlı olarak ayrılan muhataplar bakımından da yeni adresini tespit edip edememesine göre 28. maddede belirtilen diğer işlemleri gerçekleştirmesi gerektiği,

    B- Muhatap veya adına tebligat yapılacak kişiler o adreste bulundukları halde tebliğ anında orada mevcut değillerse Tüzüğün 30. maddesine göre işlem yapılması lazım geldiği, bu durumda tebliğ memurunun, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti veya meclis azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza karşılığında teslim etmesi, Tüzüğe ekli 2 numaralı örneğe uygun düzenleyeceği ihbarnameyi tebligat yapılacak adreste kapıya yapıştırması ve ayrıca mümkün olduğu takdirde, durumu muhataba duyurmasını en yakın komşularından birine varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi icap ettiği, bu takdirde ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı,

    C- Somut olayda;

    a) Gerek muhtarlık kayıtlarına dayanılarak tebligat belgesi arkasına konulan açıklamadan, gerekse sonradan yapılan kolluk araştırmasına verilen yanıttan, adına ödeme emri gönderilen borçlunun esasen tebligat tarihinde o adreste oturduğu ancak tebliğ anında konutunda bulunmadığı saptandığına,

    b) Tebliğ memurunca, tebliğ evrakı imza karşılığı mahalle muhtarına teslim edilip 2 nolu haber kağıdı kapıya yapıştırıldıktan sonra, durumu muhataba bildirmesi için en yakın komşusu Naime T..."ya da haber verildiğine göre;

    Borçluya gönderilen ödeme emrinin Tebligat Yasası"nın 21. ve Tebligat Tüzüğü"nün 28 ile 30. maddelerine uygun biçimde tebliğ edildiğinin ancak borçlunun süresi içinde mal beyanında bulunmadığının kabulü gerektiği,

    Görüş ve kanaati benimsenmekle;

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına, Adalet Bakanının yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.

    SONUÇ :

    Açıklanan nedenlerle;

    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

    2- Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 17.11.2006 gün ve 5133-7337 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

    3- Adalet Bakanının yasa yararına bozma isteminin REDDİNE,

    4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 20.02.2007 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara