Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-6 Esas 2007/27 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/16.HD-6
Karar No: 2007/27

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-6 Esas 2007/27 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ceza Genel Kurulu'nun 2007/16.HD-6 E., 2007/27 K. sayılı kararında şikayete konu olan eylemin ihtiyati tedbir kararına aykırılık suçu olduğu ve asliye ceza mahkemesinde yargılama yapılması gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi bozma kararında bu hususu vurgulayarak, yerel mahkemenin beraat kararı veremeyeceği ve usule ait işlemleri durdurup evrakı C.Başsavcılığına göndermesi gerektiği ifade edilmiştir. Ancak yerel mahkeme suçun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davayı ortadan kaldırmıştır. Ceza Genel Kurulu ise, Yerel Mahkemenin bozma kararına uyma yükümlülüğünü yerine getirmeden direnme kararı vermesinin cezai aykırılık teşkil ettiğini belirterek, direnme kararının bozulmasına ve Yargıtay C.Başsavcılığına dosyanın gönderilmesine karar vermiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise; HUMK'nun 113/A maddesi, 5846 sayılı Fikri ve Sınai Haklar Yasasının 77/1. maddesi, İİY'nın 343. maddesi ve CMUK'nun 359. maddesidir.
Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-6 E., 2007/27 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/16.HD-6 E., 2007/27 K.

"İçtihat Metni"

İhtiyati tedbir kararına aykırı davranmak suçundan sanık Ali C...... O…

…., Selim E…

…. ve Selim G…

….."in eylemlerinin 5846 sayılı Yasanın 77/1. maddesi aracılığı ile İİY"nın 343. maddesinde düzenlendiği ve atılı suçun unsurlarının oluşmadığından bahisle beraatlerine ilişkin olarak İstanbul 5. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 15.03.2004 gün ve 1823-1292 sayılı hüküm şikayetçi vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 15.04.2005 gün ve 12095-2899 sayı ile;

"Şikayete konu eylem HUMK"nun 113/A maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararına aykırılık suçunu oluşturmaktadır. Dilekçe ile İcra Tetkik Merciine yapılan şikayet üzerine (ortada usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından) yazılı şekilde beraatine karar verilemez. Esasen, atılı HUMK"nun 113/A maddesine muhalefet suçu Asliye Ceza Mahkemesi"nin görevine girmekte olup, yargılama yapılabilmesi için kamu davasının açılması gerekir. Bu nedenle yerel mahkemesince şikayet dilekçesi ile açılan davada CMUK"nun 359. maddesi uyarınca usule ait işlemlerin durdurulmasına ve dava evrakının Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekir." gerekçesiyle sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur.

Yerel Mahkeme 06.12.2005 gün ve 986-2518 sayı ile;

"5846 sayılı Fikri ve Sınai Haklar Yasasının 4630 sayılı Yasayla değişik 77. maddesinin 1. fıkrasında açıklandığı üzere ihtiyati tedbir kararına muhalefetin İİY"nın 343. maddesindeki cezai neticeleri doğuracağı, bu suçla ilgili dava zamanaşımının gerçekleştiği" gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar vermiştir.

Bu hükmün de şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay C.Başsavcılığının 03.05.2006 gün ve 58199 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp konuşuldu.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Yargıtay Özel Dairesi, sanığa atılı eylemin HUMK"nun 113/A maddesinde belirtilen ihtiyati tedbir kararına aykırılık suçunu oluşturduğu, bu suç bakımından iddianame ile kamu davası açılması gerektiği, yargılama görevinin de asliye ceza mahkemesine ait bulunduğu, dolayısıyla icra ceza mahkemesinin bu suçla ilgili olarak beraat kararı veremeyeceği, usule ait işlemleri durdurarak evrakı C.Başsavcılığına göndermesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme hükmünü bozmuştur.

Yerel Mahkeme ise, 06.12.2005 günlü oturumda bozmaya uyulmasını kararlaştırmasına rağmen aynı gün verdiği nihai hükümde, suçun 5846 sayılı Yasanın 77/1. maddesi aracılığı ile İİY"nın 343. maddesinde yazılı suçu oluşturacağı yolundaki ilk hükmünde direnmiş ve zamanaşımı nedeniyle davayı ortadan kaldırmıştır.

Ceza Genel Kurulu"nun duraksamasız uygulamalarına göre, "uyma kararı" ara kararı niteliğinde olmayıp, davanın esasını çözümleyen kararlardandır. Bozmaya uymakla, Yerel Mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğmaktadır. Sonradan bu kararın bir kısmından veya tümünden, açıkça ya da zımnen dönülerek, ilk hükmün aynen ve yeniden kurulması, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

İncelenen dosyada; bozma kararına uyan Yerel Mahkemece, dönülemez nitelikteki bu karardan dönüldüğü ve Yargıtay"ın göreve ilişen bozma kararlarına karşı direnilemeyeceği yolundaki ilkeyle aykırılık oluşturacak biçimde direnme kararı verildiği saptandığından, hükmün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu usuli nedenden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;

1- Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA,

2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 13.02.2007 günü oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara