Ceza Genel Kurulu 2007/6-4 E., 2007/2 K.
"İçtihat Metni"
Hürriyeti tahdit suçundan sanıklar Mehmet S....., Mehmet S......, Fethi O......., DavutŞ..ve İsmail G......"nün beraatlerine, kendiliğinden hak almak suçundan ise sanık Mehmet S....."in, TCY"nın 308/3-4 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 106.774.200 lira ağır para cezasıyla, bu suça fer"i fail olarak katılmaktan sanıklar Mehmet S......, Fethi O......., DavutŞ..ve İsmail G......"nün, TCY"nın 308/3, 65/3, 308/4 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 51.143.400 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.07.2002 gün ve 48-215 sayılı hüküm, katılan vekili ve sanıklar müdafilerince temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 04.10.2005 gün ve 16767-8614 sayı ile;
"I- Sanık Mehmet S..... hakkında kendiliğinden hak alma suçundan kurulan hükmün, sonuç ağır para cezasının 106.774.000 liraya indirilmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına,
II- Sanık Mehmet S..... hakkında özgürlüğü kısıtlama suçundan ve diğer sanıklar hakkında kendiliğinden hak alma ile özgürlüğü kısıtlama suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
1- Katılanın, sanık Mehmet S....."e olan borcunu ödememesi üzerine, adı geçen sanığın, diğer sanıklarla birlikte olay gecesi saat 01.00 sıralarında katılanı zorla otoya bindirerek tenha bir yere götürüp, katılanın daha önce sanık Mehmet S....."e verdiği traktörün satışına ilişkin belgeyi etkili eylemde bulunarak, imzalatmak ve saat 05.30"a kadar özgürlüğünden yoksun bırakmak biçiminde gerçekleşen eylemin kendiliğinden hak alma suçu yanında, ayrıca özgürlükten yoksun kılma suçunu da oluşturduğu gözetilmeyerek, hükümlülükleri yerine yerinde olmayan gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,
2- Sanıklar Mehmet S......, Fethi O......., Davut Ş..ve İsmail G......"nün diğer sanıkla önceden anlaşmak suretiyle ve verdikleri karar uyarınca suça doğrudan katıldıkları halde, 765 sayılı TCK.nun 64. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi yerine, 65/3. maddesiyle hükümlendirilmeleri" isabetsizliğinden bozulmuş,
Yerel Mahkemece 08.05.2006 gün ve 55-350 sayı ile;
1- Kendiliğinden hak almak suçundan sanıklar Mehmet S......, Fethi O......., Davut Ş..ve İsmail G...... haklarındaki bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, sanık İsmail hakkındaki kamu davalarının 765 sayılı TCY"nın 96/1. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına,
2- Sanıklar Mehmet S......, Fethi O....... ve Davut Ş.."in, 765 sayılı TCY"nın 308/3-4, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4 ve TCY"nın 72. maddeleri uyarınca 63 YTL. Adli para cezasıyla cezalandırılmalarına,
3- Hürriyeti tahdit suçundan ise önceki hükümde direnilmesine karar verilmiştir.
Bu hükmün de süresi içinde katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının İsmail G...... hakkındaki hükmün onanması, diğer sanıklar yönünden ise dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesi istekli 25.12.2006 gün ve 234195 sayılı tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunda okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Olağan kanun yollarından olan temyiz incelemesinin yapılabilmesi için bir temyiz davası açılmış olmalıdır. Temyiz davasının açılabilmesi için de, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının 310 uncu maddesine göre iki koşulun varlığı gereklidir.
Bunlardan ilki süre koşuludur. CYUY"nın 310 uncu maddesinde, genel kural olarak tarafların temyiz isteğinde bulunabilecekleri süreyi hükmün tefhiminden, tefhim edilmemişse, tebliğinden başlamak üzere bir hafta olarak belirlemiştir. Temyiz süresi 1412 sayılı CYUY"nın 310 uncu maddesinin 3. fıkrasındaki ayrıksı durum hariç olmak üzere, hükmün açıklanması sırasında hazır bulunanlar yönünden bu tarihte, yokluklarında hüküm verilenler yönünden ise gerekçeli kararın tebliği tarihinde başlar.
Temyiz davasının açılabilmesi için gerekli ikinci koşul ise istek koşuludur. Yargılama hukukunun temel prensiplerinden olan "Davasız yargılama olmaz." ilkesine uygun olarak temyiz davası kendiliğinden açılmaz, bu konuda bir isteğin bulunması gereklidir. CYUY"nın halen yürürlükte bulunan 305 inci maddesinin 1 inci fıkrası ile bu kuraldan uzaklaşılmış ve bazı ağır mahkûmiyetlerde istek şartından sanık lehine vazgeçilerek, temyiz incelemesinin kendiliğinden (re"sen) yapılması kabul edilmiş ise de, onbeş yıl ve daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezalara ilişkin hükümler dışında kalan kararlarda, süre ve istek koşullarına uygun temyiz davası açılmamışsa hükmün Yargıtay"ca incelenmesi olanaksızdır.
Yine 5271 sayılı CYUY"nın 266. maddesi uyarınca yasa yoluna başvurulduktan sonra bundan vazgeçilmesi de mercii tarafından karar verilinceye kadar geçerlidir.
İncelenen dosyada, katılan vekili tarafından tüm sanıklar hakkındaki hükümlerin temyiz edildiği belirtilmiş ise de, temyiz layihasından temyiz kapsamının hürriyeti tahdit suçundan verilen beraat ve kendiliğinden hak alma suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile sınırlı olduğu, sanık İsmail G...... hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCY"nın 96/1. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ilişkin hükmün temyize konu olmadığı, katılan asil tarafından 30.10.2006 tarihli dilekçe ile sanıklar Fethi O......., Mehmet S....., Mehmet S...... ve Davut Ş..haklarındaki temyiz isteminden vazgeçildiği, gerek Ceza Genel Kurulunca gerekse Özel Dairece temyiz incelemesine konu hüküm bulunmadığı, karara konu hükümlerin kendiliğinden de temyiz incelemesine tâbi nitelikte olmadıkları saptandığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline iadesine karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,
Dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 23.01.2007 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.