Esas No: 2022/3786
Karar No: 2022/7935
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3786 Esas 2022/7935 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/3786 E. , 2022/7935 K.Özet:
Davalı şirkette 08/09/2005-09/12/2012 tarihleri arasında çalışan davacının asgari ücretle çalıştığı tespit edilmiştir. Ancak, mahkemece davacının talebinin SGDP primine tabi olarak mı yoksa 4/a kapsamında hizmet tespitine mi yönelik olduğu açıklığa kavuşturulmadığı için karar, bozulmuştur. İlgili kanunlar: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 6. Maddesi, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. Maddesi, 79. Maddesi, 86. Maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... 37. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili ve fer'i müdahil Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. Temyiz konusu hükme ilişkin dava, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hâllerden hiçbirine uymadığından, temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; davacının davalı şirket nezdinde 08/09/2005-09/12/2012 tarihleri arasında geçem çalışmasının tespitini talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP:
Feri müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
III.MAHKEME KARARI
A.İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davacının davalıya ait 1089086 sicilli iş yerinde 08/09/2005-09/12/2012 döneminde asgari ücret ile çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
B.BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Davalı vekili ve feri müdahil Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili tarafından sunulan dilekçe ile; davacının 2011 yılı ramazan ayı iftar programları ile 2012 yılı Mayıs – Haziran ayları ve anneler ve sevgililer günü gibi özel gün ve durumlarda ortaya çıkan ekstra yoğunluğa bağlı olarak ve ekstra personel ihtiyacının ortaya çıktığı çok istisnai durumlarda ve çok sınırlı saat ve zamanlarda çağrı üzerine çalıştırıldığı, Mahkemece bu yönlü bir inceleme ve araştırmanın yapılmadığı, dinlenen ve hükme esas yapılan tanık beyanlarının kendi çalışma dönemlerinin davacı tarafın iddia ettiği sürelerle uyumlu olmadığından beyanlarına itibar edilemeyeceği, ispat edilemeyen davanın reddinin gerektiği özet olarak belirtilmek suretiyle kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur .
Feri müdahil Kurum vekili tarafından sunulan dilekçe ile; dava konusu ile ilgili Kurum tarafından yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığı özet olarak belirtilmek suretiyle kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi talep olunmuştur .
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca, 01.10.2008 tarihi öncesi isteme ilişkin davanın yasal dayanağı mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10. ve 01.10.2008 tarihi sonrası isteme ilişkin davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 63/A bendi hükmüne göre yaşlılık aylığı almakta iken çalışmaya başlayanların yaşlılık aylıkları bu çalışma olgusuna dayalı ve onunla sınırlı olarak kesilmektedir. Ancak aynı Kanunun 63/B bendi kapsamında sigortalının istemi bulunması halinde sigortalı adına sosyal güvenlik destek primi ödenerek veya sigortalı adına tüm sigorta kollarından prim ödenmesi durumunda bunun sigortalının aylığı kesilmeden çalışma tercihini gösterdiği kabulüyle aylığı kesilmeden çalışmaya devam etmesi mümkündür.
Öte yandan; davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1’nci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan mülga 506 sayılı Kanunun 79’ncu maddesi olup; anılan Kanunun 6’ncı maddesi gereği sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez. Sigortalı ister sosyal güvenlik destek primi, isterse tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışsın, Kanunun öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olması, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Bu statüye Kurumun prim tahakkuk ettirmesi, sigortalının iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına yakalanması halinde kendisi ya da hak sahiplerine gelir bağlanması gibi çeşitli sonuçlar bağlanmıştır. Bu sonuçlar kapsamında davacının bildirim yapılmayan dönemlerdeki çalışmalarının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu ve aksinin kabulü halinde yaşlılık ya da emekli aylığı alan kişilerin sigortasız çalıştırılabileceği gibi sosyal güvenlik hakkının zorunlu ve vazgeçilemez niteliğine aykırı bir sonuç çıkacağı açıktır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde; davacının davalı iş yerinden hizmet bildiriminin hiç yapılmadığı, 01.04.2005 tarihinden itibaren de 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı almakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda Mahkemece, davacının beyanı alınmak suretiyle talebinin SGDP primine tabi olarak mı yoksa 4/a kapsamında hizmet tespitine mi yönelik olduğu hususu açıklığa kavuşturulmalı, elde edilecek sonuç değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekili ve feri müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.