Esas No: 2022/4859
Karar No: 2022/7918
Karar Tarihi: 26.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4859 Esas 2022/7918 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4859 E. , 2022/7918 K.Özet:
Davanın konusu, bir kurum işleminin iptali istemidir. İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili, bu karara itiraz ederek istinaf yoluna başvurmuştur. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Davacı vekili, kararı temyiz etmiştir. Dosyayı inceleyen Tetkik Hakimi, kararın yasal ve hukuksal dayanaklarına uygun olduğunu belirtmiştir. Karar, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Oyçokluğuyla karar verilen bu karşı oy gerekçesinde ise, davacının boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanması gerektiği belirtilerek, kararın onanmasına katılmamıştır.
5510 sayılı kanunun 56. maddesi: \"Sigortalının, ölen eşi, ölen eşin ölümü üzerine boşandığı eşi veya çocuklar, dul veya öksüz aylığından yararlanıyorsa, sigortalının ödeme gücüne uygun olmak üzere dul veya öksüz aylığından borçlandırılabilir.\"
506 sayılı kanun: \"Sigortalıların emekli olmaları veya ölüm hallerinde hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması esasları ile sağlık yardımları ve ölüm yardımları hakkında kanun\"
5754 sayılı kanunun 68. maddesi: \"5579 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesi kapsamındaki hükümleri uyarınca sigortalılık süresi toplamı 1800 gün olanlar ile kendi nam ve hesabına çalışanlar, 01.10.2008 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları kapsamına alınana kadar geçen süre içinde sosyal güvenlik destek primi ödeyerek sigortalılık süre
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
No : 2019/3616-2022/193
İlk Derece
Mahkemesi :... 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2017/262-2019/355
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ...'nın oyları ve oyçokluğuyla 26/05/2022 gününde karar verildi.
(M)
80,70-Onama
80,70-Peşin
00,00
G.D.
K.Şefi: S. ŞEKER
KARŞI OY GEREKÇESİ
Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın 2003 yılında eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşandıktan sonra 1969 yılında ölen babasından yetim aylığı bağlanmış ve Kurum denetim raporu ile 2008-2017 yılları ödenen aylıklar için fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca borç çıkarılmıştır.
Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunun 68. maddesi ile değişik geçici 1. maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı kanun uygulanmalıdır. Anılan kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Davacının burada boşanma hakkını kötüye kullandığından söz edilemez.
Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.