Esas No: 2022/5494
Karar No: 2022/8106
Karar Tarihi: 30.05.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5494 Esas 2022/8106 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/5494 E. , 2022/8106 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : Karabük İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı kurum vekili dava dilekçesinde özetle; 1007942.078.01 sicil numarası ile tescil edilen Kardemir Karabük Demir Çelik San. ve Tic. A.Ş’ye ait iş yerinde 09/07/2013 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ... adlı sigortalının yaralandığını ve kendisine sürekli iş görmezlik geliri bağlandığını, kazanın vinç yardımıyla cürufları kamyonlara yüklemeye çalışırken yüksek fırının döküm ağzının açılması nedeniyle sıcak curuf akmasından dolayı oluşan sıcak buharın rüzgarın etkisiyle üzerine geldiği ve vinçten inmeye çalıştığı sırada yere düşerek yaralanmasıyla oluştuğunu ve 5510 sayılı Kanunun 13. maddesine göre iş kazası olduğunu kurum başmüfettişlerince düzenlenen raporda işverenin kusurlu olduğunun belirtildiğini, sigortalıya Kurum tarafından 340.413,11-TL peşin değerli gelir, 23.475,82-TL tedavi masrafı, 65.493,20-TL geçici iş görmezlik ödeneği ve 471,82-TL eczane masrafı yapıldığını, toplam 429.853,95-TL Kurum zararı olduğunu belirterek 42.985,39-TL sarf, ödeme ve bağlanan gelirin onay tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan yargılama sırasında kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğu tespit edilecek kişilerden müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Kurum vekili 31/05/2016 tarihli duruşmada; taleplerini 238.289,17-TL ilk peşin değerli gelirler, 45.845,24-TL iş göremezlik ödeneği, 16.433,07-TL tedavi masrafı, 330,27-TL ilaç masrafı olarak ıslah etmiştir.
Davacı Kurum vekili, birleşen 2019/9 E., 2019/2 K.sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde özetle; Kurum sigortalısı ...'un geçirdiği iş kazası neticesinde kurum masraflarının tahsili için işveren aleyhine açılan mahkemenin 2015/392 esas sayılı dava dosyasında davada kusur oranı %90 olarak kesinleştiğinden kusur ve miktar yönünden fazlaya ait dava talep hakkı saklı kalmak kaydıyla %20 kusur farkına isabet eden peşin değerli gelirde 68.082,63 TL nin, işgöremezlik ödeneğinde 13.098,64 TL nin, tedavi masrafında 4.695,17 TL nin, ilaç masrafı 94,37 TL nin olmak üzere toplam 85.970,81 TL nin peşin değerli gelirlerde onay tedavi giderleri ve iş göremezlik ödeneklerinde sarf ve ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalı Kardemir Karabük Demir Çelik San.ve Tic. A.Ş’ den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmada özetle; kazanın oluşumunda davalı şirkete kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, kazanın oluşumunda davalı şirket tarafından istihdam edilen diğer işçilerin de kusurunun olmadığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı Hasan Samsun ' un kendi kusurunun sebep olduğunu, kazının oluş şekli itibarı ile öngörülmezlik/kaçınılmazlık olduğunun dikkate alınması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın kabulü ile; 306.371,80-TL ilk peşin sermaye değerinin, 58.943,88-TL geçici iş göremezlik ödeneğinin, 21.128,24-TL tedavi masrafının ve 424,64-TL ilaç masrafının peşin değerli gelirlerde onay, ödeme ve masraflarda ödeme ve sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verildi.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesince; davacı Kurum ve davalı vekilinin istinaf başvurularının, HMK'nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine; dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum vekili;yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini, sigortalı kazazedenin bir kusurunun bulunmadığını, hesap raporunun hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf gerekçelerini tekrarla; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece usulü itirazlar ve ilk itirazlar karara bağlanmadığını, zamanaşımı itirazının değerlendirilmediğini, birleştirme kararının da hatalı olduğunu, alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, müvekkili şirketinin kusurunun bulunmadığını, kaçınılmazlık indirimi yapılmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 21. maddesidir.
5510 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiştir.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi ve 6331 Sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Eldeki davada, kazalının, davalı işyerinde raylı gezer vinç operatörü olarak çalışmakta iken, cüruf havuzunda biriken cürufları kamyonlara yüklediği esnada 4 nolu yüksek fırının açılması sonucu ortaya çıkan sıcak buharın etkisinden kurtulmak için vinçten inmeye çalıştığı esnada ortaya çıkan sıcak buharın görüş alanını azaltması ve ayağının vinç ile platform arasındaki boşluğa denk gelmesi sonucu yaklaşık 8 metre yükseklikten yere düşürerek yaralanması şeklinde meydana gelen kaza nedeniyle %57 oranında meslekte kazanma gücü kaybına uğradığı, gerçekleşen iş kazası sebebiyle, Kurumca sigortalıya ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, geçici iş göremezlik ödeneği ödendiği ve tedavi masrafı yapıldığı, oluşan kurum zararının rücuan tahsili için iş bu davanın açıldığı anlaşılmakla, Mahkemece hükme esas alınan 27.07.2018 ve 14.09.2018 tarihli bilirkişi raporlarında, zararlandırıcı sigorta olayının meydana gelmesinde davalı işveren Kardemir Karabük Deir Çelik Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin %90, kazalının %10 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiği, konuya ilişkin olarak kurum müfettiş raporunda olayın meydana gelmesinde davalı işverenin %100 oranında kusurlu olduğu, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen maddi ve manevi tazminat davasında ise, davalı işverenliğin %70, kazalının %30 oranında kusurlu olduğunun kabul edildiği, bu suretle iş bu dosyada hükme dayanak kılınan kusur raporları ile kesinleşen tazminat davasındaki kusur raporu arasında meydana gelen olay ile ilgili farklı oran ve aidiyetler belirlenerek çelişkinin oluştuğu anlaşılmaktadır.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde, uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden oluşa uygun, çelişkiyi gideren kusur raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30.05.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.