Esas No: 2008/4-158
Karar No: 2008/180
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/4-158 Esas 2008/180 Karar Sayılı İlamı
Ceza Genel Kurulu 2008/4-158 E., 2008/180 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık H.... H...... D...’in, 765 sayılı TCY.nın 191/2, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca 2.080.260.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, para cezasının 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 2’şer ay ara ile 5 eşit taksitte tahsiline, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın muaccel olmasına ve bu tarihten başlayarak ödenmeyen para cezasına 6183 sayılı Yasanın 51. maddesinde belirtilen gecikme zammının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına ilişkin Ereğli/Konya Asliye Ceza Mahkemesince 21.09.2004 gün ve 538-620 sayı ile verilen kararın sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay C.Başsavcılığınca 04.07.2005 gün ve 213114 sayı ile; 5320 sayılı Yasanın 8/2. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5237 sayılı TCY. hükümleri açısından değerlendirme yapılması için dosya mahalline iadesi edilmiş;
Yerel Mahkeme duruşma açarak yaptığı yargılama sonucunda 29.11.2005 gün ve 461-576 sayı ile sanık lehine olduğu kabul edilen 765 sayılı TCY.nın 191/2, 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri (günlüğü 11.557.000 liradan) uyarınca sonuçta 2.080.260.000 lira (2.080 YTL) adli para cezasıyla cezalandırılmasına, bu cezasının 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca 2’şer ay ara ile 5 eşit taksitte tahsiline, taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi halinde geri kalan miktarın muaccel olmasına ve bu tarihten başlayarak ödenmeyen para cezasına 6183 sayılı Yasanın 51. maddesinde belirtilen gecikme zammının yarısı oranında gecikme zammı uygulanmasına ve sanık hakkındaki cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Sanık müdafiinin ve o yer C.savcısının lehe temyizleri üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 26.11.2007 gün ve 5307-9916 sayı ile;
“01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yasanın 122. maddesi ile 647 sayılı Yasanın yürürlükten kaldırılmış olması ve aynı Yasanın 106. maddesinde süresinde ödenmeyen para cezalarına ilişkin gecikme zammı öngörülmemesine göre, sanık hakkında gecikme zammı uygulama olanağı bulunmadığının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, o yer C.savcısı ve sanık H.... H...... D... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun ve sonuç olarak, gecikme zammına ilişkin kısmın hükümden çıkartılması biçiminde düzeltilmek ve başkaca yönleri yasaya uygun bulunan hükmün bu bağlamda onanmasına”
” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 02.06.2008 gün ve 77186 sayı ile;
“29.11.2005 tarihli hükümde temel ceza belirlenirken aşağı hadden cezalandırılmasına karar verilip altı ay hapis cezası belirlenip anılan bu özgürlüğü bağlayıcı cezanın paraya çevrilmesinde sanığın sabıkasız oluşu göz önüne alınarak suç tarihine göre günlüğü alt sınırdan 11.557.000 TL.den paraya çevrilip sonuç olarak 2.080.260.000 TL. (2.080 YTL adli para cezası) ile cezalandırılmasına hükmolunmuştur. Cezanın gerekçe gösterilerek günlüğünün alt sınırdan belirlenmesine karar verilmesi karşısında; 5083 sayılı Yasanın 2. maddesinin 5335 sayılı Yasayla değişik 3. fıkrasında sanık lehine getirilen düzenleme gereğince suç tarihinde özgürlüğü bağlayıcı cezanın beher günlüğünün alt sınırının 9.00 YTL olduğu göze¬
¬tilmeden fazla ceza belirlenmesi yasaya aykırıdır. Bu nedenle sanığa belirlenen sonuç para cezasının 1.620.00 YTL adli para cezasına indirilmesi gerektiği düşünülmeden Yargıtay 4. Ceza Dairesince anılan hükmün onanmasına karar verilmesi sanık aleyhine olduğundan CMK.nun 308. maddesi gereğince sanığın lehine olan anılan durum nedeniyle itiraz yoluna başvurulması gerekmiştir”
” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın tehdit suçundan lehine olduğu kabul edilen 765 sayılı TCY. uyarınca cezalandırılmasına karar verilen olayda Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki hukuki uyuşmazlık, sanık hakkında tayin olunan 6 ay hapis cezasının, suç tarihi itibariyle lehine olduğu kabul edilen 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca para cezasına çevrilmesinde günlük kaç lira üzerinden dönüştürüleceğinin belirlenmesine ilişkindir.
5083 sayılı “
“Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun”
”un 2. maddesine 21.4.2005 gün ve 5335 sayılı Yasanın 22. maddesi ile eklenen 3. fıkrasında ise “
“İlgili kanunları gereğince uygulanacak adlî ve idarî para cezalarının hesaplanmasında ve ödenmesinde, bir Yeni Türk Lirası’nın (1 YTL) altında kalan tutarlar dikkate alınmaz.”
” hükmüne yer verilmiştir.
Para cezalarının hesaplanmasında ve ödenmesinde 1 Yeni Türk lirasının altında kalan tutarların dikkate alınamayacağı yönündeki 5083 sayılı Yasanın 2, 765 sayılı TCY.nın 2/2 ve 5237 sayılı TCY.nın 7. maddesi hükmü karşısında, mevcut yasa değişikliğinin fail lehine olması nedeniyle, 1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarda, Özel Yasalardaki para cezaları ile 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde cürümler için öngörülen miktarların yeniden hesaplanıp belirlenmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu yeni ilke doğrultusunda yapılan hesaplama sonucu 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca; cürümler için, hürriyeti bağlayıcı cezaların, beher günü için esas alınması gereken miktarlar ise;
Asgari oran Azami oran
Yıl (YTL) (YTL)
1.8.1999
2 3.
1.1.2000
3. 4.
1.1.2001
4. 6.
1.1.2002
6. 9.
1.1.2003
9. 14.
1.1.2004
11. 17.
1.1.2005-31.5.2005 12.
18.
Şeklinde saptanmıştır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; para cezalarında bir Yeni Türk lirasının altında kalan tutarların hesaba katılmayacağı yolundaki kural, gerek temel cezanın belirlenmesi ve takip eden arttırma ve eksiltme işlemleri ile sonuç ceza tutarına hükmedilmesi aşamalarının her birinde, gerekse 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasının 1 numaralı bendinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın paraya dönüştürülmesi aşamasında bir güne karşılık tutulan para cezası miktarlarının belirlenmesinde gözönünde tutulması zorunludur.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında, 23.06.2003 tarihinde işlediği tehdit suçundan verilen 6 ay özgürlüğü bağlayıcı cezanın günlüğünün 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca 9 YTL’den paraya çevrilmek suretiyle sonuç ceza belirlenmelidir. Haklı nedene dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Ancak, bu aşamada hükümden ve Yüksek Dairenin düzelterek onama kararından sonra Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CYY.nın 231/5. maddesi uyarınca, hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunda sanığın durumunun yeniden ele alınarak değerlendirme yapılması da gerekmektedir.
Bu itibarla itirazın bu değişik gerekçe ile de kabulüne ve dosyanın bütün bu hususların değerlendirilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 26.11.2007 gün ve 5307-9916 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, sanık hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı cezanın günlük kaç liradan paraya çevrileceği ve CYY.nın 231. maddesi uyarınca sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması koşullarının var olup olmadığı hususları da değerlendirilerek bir karar verilmesi için Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 24.06.2008 günü oybirliği ile karar verildi.