Esas No: 2022/6471
Karar No: 2022/8491
Karar Tarihi: 06.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6471 Esas 2022/8491 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6471 E. , 2022/8491 K.Özet:
Davacılar, miras bırakanın davalı işveren yanında eksik bildirilen hizmet sürelerinin tespitini talep ediyorlar. İlk derece mahkemesi davayı kabul ederek, tespit kararı almıştır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini esastan reddetmiş ve karara itiraz edilerek dosya temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi sonucunda da verilen karar eksik araştırmaya dayalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. İşçinin hizmet tespiti davaları kamu düzenine ilişkin olduğundan, tarafların sunduğu kanıtlarla yetinilmeyip re'sen araştırma yapılması gerektiği açıklanmıştır. Tanık beyanlarının inandırıcılığı değerlendirilirken işveren, işçi ve işyeriyle olan ilişkileri göz önünde bulundurulmalıdır. Mümkün olduğu kadar bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yerleri bilen müdahil tanıklar da dinlenerek çalışma olguları belirlenmelidir. Çalışma dönemlerinin eksiksiz temin edilmesi ve murisin bildirimi olmayan dönemlerdeki tanıkların da belirlenip dinlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda atıfta bulunulan kanun maddeleri 506 sayılı Kanunun 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesidir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : ... Anadolu 18. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı ve fer’i müdahil Kurum tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların miras bırakanı ...’ın davalı işveren yanında 24.06.1993-31.01.1994 tarihlerinde kesintisiz Kalıp Ustası (İnşaat İşçisi) olarak çalıştığını ancak çalışmasının Kuruma eksik bildirildiğini belirterek, Kuruma bildirilmeyen sürelerde hizmet akdiyle çalıştığının tespitini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili; hak düşürücü sürenin fazlası ile geçtiğini, müvekkili şirket tarafından murisin tüm SGK borçları ve primlerinin çalıştığı süre boyunca tam olarak ödenmiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum vekili; davanın reddini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
“Davanın kabülü ile,
Davacılar murisi ...'ın davalı iş verene ait ... sigorta sicil numaralı ... İnş. San. Tic. A.Ş. unvanlı iş yerinde kuruma bildirilenler dışında 24/06/1993- 30/08/1993 tarihleri arasında 52 gün ve günlük 48.300.00 TL kazançla,
01/09/1993- 31/12/1993 tarihleri arasında 56 gün ve günlük 83.250.00 TL kazançla,
01/01/1994- 31/01/1994 tarihleri arasında 29 gün ve günlük 83.250.00 TL kazançla,
4/1-a kapsamında, 137 gün daha sigortalı olarak çalıştığının tespitine” karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
“... Anadolu 18. İş Mahkemesi'nin 01/10/2019 tarihli, 2015/586 Esas - 2019/374 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı şirket vekilinin ve feri müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiği, davacının ayda 30 ün çalışmadığı, çalıştığı sürelerin eksiksiz kuruma bildirildiği, tanıkların vasıflarının davayı aydınlatmaya elverişli olmadığı, verilen hükümdeki prime esas kazançların asgari ücretin üzerinde olduğu, Fer’i müdahil Kurum vekili, hak düşürücü süre, verilen hükümdeki prime esas kazançların asgari ücretin üzerinde olduğu, davacının 80 gün bildiriminin olduğu, davanın yazılı belgeyle ispatı gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanun’un m. 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Tanık beyanları değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren, işçi ve işyeriyle ilişkileri düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça bordrolu, komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar da dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Somut olayda, dinlenen tanık beyanları ve aldırılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmişse de verilen karar eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Mahkemece bordrolar istenmişse de davaya konu 94/1 dönem bordrosunun dosya arasında olmadığı, dinlenen bordro tanıklarının da bildirimlerinin eksik olduğu anlaşıldığından, bordrolar eksiksiz temin edilerek, murisin bildirimi olmayan dönemlerdeki tanıklar belirlenip dinlenerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, davalı ve fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 06.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.