Esas No: 2021/13268
Karar No: 2022/8584
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/13268 Esas 2022/8584 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/13268 E. , 2022/8584 K.Özet:
Mahkeme, bir sigortalının kazası sonucu göremez hale gelmesi nedeniyle başvurduğu maddi ve manevi tazminat talepleriyle ilgili olarak verilen kararın temyiz edilmesi üzerine bu taleplerin birbirlerinden bağımsız olarak incelenmesi gerektiğini ve karar tarihi itibariyle temyiz sınırının altında kaldığını belirtmiştir. Kararın oluşumunda Mülga 5521 sayılı Mahkemeler Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrası, 7036 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri ve Cumhuriyet Başsavcılıkları Kanunu'nun 8. maddesi, ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 110, 346, 362, ve ek madde 1 maddeleri etkili olmuştur.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :... Mahkemesi
Dava, ... kazasından sürekli ... göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, verilen ilk kararda hükümde belirtilen gerekçelerle asıl ve birleşen davanın kısmen kabul ve reddine dair karara karşı davalı ... Türkiye ... Şubesi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı ... Türkiye ... Şubesi tarafından temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle asıl davanın kısmen kabul ve reddine, birleşen davanın ise tamamen reddine dair verilen kararın, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07/06/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına Av. ...ile davalılardan ... Türkiye ... Şubesi adına Av. ... geldiler. Diğer davalı adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mülga 5521 sayılı ... Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı ... Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, ... mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir
Yukarıda belirtildiği şekilde, ... mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL, 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070,00 TL, 01.01.2021 tarihi sonrası için 78.630,00 TL’dir.
Somut olay incelendiğinde, davacı vekilinin asıl dava dosyasında davalı ... İnşaat Taah End Muh San ve Tic. AŞ’den 10.000 TL maddi, 30.000 TL manevi tazminat ve 6.000 ... işçilik alacağının tahsilini talep etmişken, birleşen davada davalı ... Türkiye ... Şubesinden 50.000 TL Maddi – 30.000 TL Manevi tazminat talep ettiği, bozma kararına uyarak karar veren İlk Derece Mahkemesince birleşen davanın reddine, asıl davada ise davacının maddi tazminat alacağı (61.453,18 TL olmakla beraber) taleple bağlı 10.000,00 TL maddi - 10.000,00 TL manevi tazminat ile 1.600,00 ... ücret alacağına hükmedildiği anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 110. maddesi kapsamında dava yığılması (objektif dava birleşmesi) kapsamında her bir talebin ayrı bir dava olduğu ve ayrı ayrı hüküm ve sonuç doğuracağı açıktır. Öte yandan dosyanın daha önce Bölge Adliye Mahkemesi incelemesinden geçtiği ve bozma kararı gereğince esastan redde dair kararının kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verildiği bu halde ilk derece mahkemesinin bozma kararı üzerine vereceği karar yönünden kesinlik sınırının HMK’nun 362/1-a maddesinde belirtilen sınır olduğu açıktır. O halde davacının temyiz konusu yaptığı reddolan maddi ve manevi tazminat istemlerinin birbirlerinden bağımsız olarak karar tarihinde yürürlükte olan 78.630,00 TL’lik temyiz (kesinlik) sınırının altında kaldığı anlaşılmakla davacı vekilinin temyiz itirazlarının kesinlik nedeniyle REDDİNE temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 07.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.