Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4580 Esas 2022/8685 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/4580
Karar No: 2022/8685
Karar Tarihi: 08.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4580 Esas 2022/8685 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı işverenlerde 15 Mayıs 1994 – 1 Nisan 2010 tarihleri arasında çalıştığının tespit edilmesini istemişti. Davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davanın hak düşürücü süre dolduğu için 21. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak reddedildi. Ancak Yargıtay başvurusu sonucunda, davacının dava dışı işyerlerinden yapılan hizmet bildirimlerinin davalı iş yerinde çalışmaları ile bağlantısının araştırılması gerektiği ve iptalinin istenmesi halinde bu işyerlerinin de dahil edilmesi gerektiği vurgulandı. 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş olsa da, davanın kamu düzenini ilgilendirdiği ve özel bir duyarlılıkla yürütülmesi gerektiği belirtildi. Mahkemece eksik inceleme ve araştırma yapıldığı için hüküm bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 506 sayılı Yasa'nın 79/10. Maddesi
- 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. Maddesi
10. Hukuk Dairesi         2022/4580 E.  ,  2022/8685 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi



    Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 15.05.1994-01.04.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyularak davanın hak düşürücü süre dolduğu için reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının 15.5.1994 ile 1.4. 2010 tarihleri arasında davalı işverenlere ait...plakalı araçta şoför olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, dairemizle birleşen 21. Hukuk Dairesi’nin 28.06.2018 tarihli ilamı ile ‘... davacının dava dışı iş yerlerinden yapılan hizmet bildirimlerinin davalı iş yeri ile bağlantısı bulunup bulunmadığını ve gerçek bir çalışmaya dayalı olup olmadığını araştırmak, bu çalışmalar iptal edilmeden eldeki davada görülmekte olan hizmet süresinin tespitine karar verilemeyeceğinden davacının bu çalışmaların iptalini isteyip istemediğini belirlemek, iptalinin talep edilmesi halinde söz konusu çalışmaları bildiren işverenleri de davaya dahil edip araştırmayı genişletmek, bu çalışmaların fiili olmadığının ve iptalinin gerektiğinin anlaşılması halinde davacının çalışmalarının dava konusu dönem boyunca blok çalışma olarak devam etmesi durumunda hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığını göz önünde bulundurulmalı...’gerekçeleriyle bozulması üzerine yapılan yargılama neticesinde; davacıya bozma kapsamında, belirtilen dava dışı iş yerlerinden yapılan iş yerleri ile ilgili beyanda bulunması, bu iş yerleri ile ilgili dava dışı iş yerlerinden yapılan bildirimlerin iptalini isteyip istemediği konusunda beyanda bulunması hususunda iki hafta kesin süre verilmesine, 13.05.2019 tarihli celsede karar verildiği, davacı ise; 21.05.2019 tarihli cevabı yazıda, dava konusu dönem boyunca sadece anılan plakalı araçta şoför olarak çalıştığını, bu süre içinde başka işverenler nezdinde çalışmadığını ancak davalı işverenlerce sigortası yapılmayınca dava konusu dönemin bir kısmında dava dışı işyerinden bildirim yaptırdığını yine kendi ve çocuklarının sağlık yardımlarından yararlanabilmesi için Tarım Bağ kur sigortası yaptırdığını açıkca dile getirdiği anlaşılmıştır. Mahkemece, 15.03.2021 tarihli celsede; davacı ve davalı vekillerine, Bağcılar SGK'dan gelen iş yeri tescil ve detay bilgilerin ilişkin yazıyı inceleyip beyanda bulunmaları hususunda iki hafta kesin süre verilmesine karar verildiği ve davacı vekilinin, 19.03.2021 tarihli cevabı yazısında ise; dava dosyasına sunulu olan yazılı beyanlarını tekrar ettiği belirgin olup Mahkeme tarafından; Yargıtay bozma ilamında bahsi geçen ve iki kez verilen kesin sürede açıkça ihtar edilen dava dışı işyerlerinden yapılan sigorta bildirimlerinin iptalinin istenip istenmediği hususunda herhangi bir beyanda bulunulmamış ve iptali talep edilen sigortalı çalışmalara yönelik dava dışı iş yerleri davaya dahil edilmediği gerekçesiyle çalışmaların kesintiye uğramasından dolayı hak düşürücü süre dolduğundan usulden davanın reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalılara ait tescilli işyerinin bulunmadığı, ... plakalı aracın 2010 yılında dava dışı İbrahim Aysan’a devredildiği ve ihtilaflı dönemde davacı adına davalı işyerinden bildirim olmadığı, dava dışı işyerlrinden 2006-2008 yılları arasında bildirim yapıldığı ve davacının 01.08.2008 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu görülmüştür.
    Somut olayda; davacının; 21.05.2019 tarihli beyan dilekçesinde, açıkça dava konusu dönemde bildirim yapılmış dava dışı iş yerlerinde fiili çalışması olmadığı gibi kendi ve çocuklarının sağlık yardımlarından faydalanmak adına bu yola başvurduğunu yine aynı gerekçe ile Tarım Bağ kur sigortalısı olduğunu açıkça ifade etmesine rağmen Mahkemece bu beyanın dava konusu dönemde kesintisiz bir şekilde sadece davalı işverenler nezdinde çalıştığının kabulü şeklinde olduğu ve iptalinin istendiği şeklinde yorumlanması gerekip yapılacak iş, dava dışı işverenler tespit edilerek husumet yöneltilmesi için HMK. 124. maddesi dikkate alınmak suretiyle davacıya mehil verilmeli; dahil edilen işverenlerin göstereceği bütün deliller toplandıktan sonra, Mahkemece, çalışmanın fiili bir çalışma olup olmadığı usulünce araştırılmalı çalışmanın fiili olmadığının tespiti durumunda bildirimin iptali ile kesintisiz çalışma iddiası karşısında hak düşürücü sürenin geçmeyeceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı ve davalılardan Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara