Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6773 Esas 2015/1993 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6773
Karar No: 2015/1993
Karar Tarihi: 28.05.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/6773 Esas 2015/1993 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

23. Ceza Dairesi tarafından görülen bir davada, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçundan yargılandıkları ancak beraat kararı verildiği belirtiliyor. Dosyanın incelenmesi sonucu suç tarihinde yapılan bir hata düzeltildiği ifade ediliyor. Boşanmış olan sanıkların birlikte yaşamalarının yasaklanmadığından ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeye uyulduğunda boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilemeyeceği belirtiliyor. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesinde evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış kabul edileceği ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulduğunda boşanmaya hükmedileceği belirtiliyor. Suçun yasal unsurlarının oluşmadığı sonucuna varıldığı ve temyiz itirazlarının yerinde görülmediği için kararın onandığı ifade ediliyor. 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanmış olmasına rağmen, cezai müeyyide getirilmemiş olması nedeniyle anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığı vurgulanıyor. Ayrıca, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamının bu konudaki önemine dikkat çekiliyor.
23. Ceza Dairesi         2015/6773 E.  ,  2015/1993 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli kararda suç tarihi 18.08.2008 yerine 15.06.2000 yazılmış ise de, bu hususun mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüştür.
    15.05.2000 tarihinde mahkeme kararıyla boşanan sanıkların, fiilen birlikte yaşamayı sürdürmelerine rağmen, sanık ..."ın 06.07.1973 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettikleri ve bu yolla katılan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"nı dolandırdıkları iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.
    Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara