Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/49 Esas 2011/1828 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/49
Karar No: 2011/1828

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/49 Esas 2011/1828 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/49 E.  ,  2011/1828 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 15. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 17/11/2009
    NUMARASI : 2009/881-2009/771

    Davacı, davalı Bankada şube Müdürü olarak İş Kanununa tabi belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışmakta iken 4603 sayılı Yasa gereğince istihdam fazlası personel olarak tespit edilip iş sözleşmesi feshedilerek başka kuruma nakledilmek üzere Devlet Personel Dairesi Başkanlığına bildirildiğini, fesih işleminin iptali istemi ile idari yargıda açılan davanın adli yargının görevlı olduğu gerekçesiyle reddedilip yasa yollarından geçerek kesinleştiğini belirterek öncelikle olumsuz görev uyuşmazlığı çıkartılmasına, fesih işleminin geçersizliğine, işe iadesine, işe başlatılmaması halinde boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatına karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, idari yargıda açılan davanın görev yönünden reddine karar verildiği, kararın tebliğ edildiği 03/0812009 tarihini takiben davanın H.U.M.K nun 19312 maddesi gereğince 15 günlük süre içinde açılması gerekirken 36 gün sonra 10/09/2009 tarihinde açıldığı gerekçesi ile anılan madde gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Dosya içeriğine göre, davacı, davalı Bankada işçi statüsünde çalışmakta iken iş sözleşmesi banka kuruma naklinin sağlanması amacıyla İcra Kurulunun 07/10/2003 tarihi ve 39/3 sayılı kararı ile 15/10/2003 tarihinden geçerli olmak üzere feshedildiğini, davacı tarafından İcra Kurulunun iş sözleşmesinin feshine ilişkin kararının iptali istemi ile İdari Yargıda açılan davanın iptali istenen İcra Kurulu Kararının iş sözleşmesinin feshine ilişkin olduğu ve işsözle mesinden doğan uyuşmazlıklarda adli yargının görevli olduğu gerekçesi ile reddedilip kesinleşmesi ve davacıya 03/08/2009 tarihinde tebliğinden sonra davacının 10/09/2009 tarihinde İş Mahkemesine (Adli Yargıya) dava açtığı anlaşılmaktadır.
    Davacının, davalı Bankada İş Kanuna tabi olarak iş sözleşmesi ile çalışmakta iken işsözleşmesi İcra Kurulu Kararı ile feshedilmiş olup iş sözleşmesinin feshinden doğan uyuşmazlıklarda adli yargı bünyesinde yer alan iş mahkemeleri görevli olduğundan davacı vekilinin görev uyuşmazlığı çıkartılmasına, daha açık bir deyimle davada idarı yargının görevli olduğuna ilişkin iddia ve isteminin yerinde bulunmamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Ancak adli yargıda açılan bir  davada  idari  yargının  görevli  olduğunun  anlaşılması halinde, idari yargıya başvurmanın usulü ve tabi olduğu süre idari yargılama usulü yasasında düzenlenmiş ise de adli yargının görevine girdiği halde idari yargıda açılan davada görevsizlik kararı verilmesi üzerıne adli yargıya yapılacak başvurunun idari yargıdaki davanın devamı olup olmadığı ve başvuru süresi hakkında açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
    Uygulamada idari yargıda verilen görevsizlik kararı üzerine adli yargıya başvuru süresi önünden H.U.M.K"nun 193 maddesinde öngörülen süre kıyasen uygulanmakta ve bu yolla idari yargıda dava açılmasıyla davacı yararına doğmuş kimi hakların korunması sağlanmakta ise de adli yargıda açılan davanın idari yargıda açılan davanın devamı olarak kabulü mümkün değildir.
    Somut olayda mahkemece idari yargıda verilen görevsizlik kararı üzerine adli yargıya
    açılan davayı süre yönünden H.U.M.K 193/2 maddesi hükmü uyarınca denetlenmesi yerinde ise de, aynı yargı düzeni içerisinde yer alan mahkemeler arasındaki görev uyuşmazlıklarında söz konusu olan davanın açılmamış sayılması şeklinde oluşturulan karar isabetli bulunmamıştır. Olayı itibariyle yapılacak iş davanın adli yargıda süresinde açılıp açılmadığı yönünde şimdi olduğu gibi H.U.M.K 193/2 maddesine gore belırlenmelı süresinde değil ise dava süreden reddedilmeli aksinin düşünülmesi halinde işin esasına girilerek yapılacak inceleme sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece yukarıda açıklanan esaslar gözetilmeden yazılı şekilde oluşturulan karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03/10/2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi

     

     

    Hemen Ara