Esas No: 2022/4807
Karar No: 2022/8916
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4807 Esas 2022/8916 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4807 E. , 2022/8916 K.Özet:
Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nde açılan dava kapsamında, Kurum'un yersiz yapılan ödemenin faizi ile iadesine karar verilmiştir. Ancak, sigortalının yaşlılık aylığı şartlarının oluşup oluşmadığı ve prim borcunun cüzi bir tutar olup olmadığına dair değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmuştur. Kurum alacağının tahsili amacıyla açılan davada ise sorumluluğun değerlendirilmesi ile davanın bir davalı yönünden husumetten reddine karar verilmiştir. Ayrıca, davalının adli yardım talebi reddedilmiştir. Mahkeme hükmü, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kurulmuştur ve bu nedenle temyiz edilmiştir. Temyiz istemi kabul edilmiş ve hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 336/3, 448, 335 vd. ve 336/2. maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı ve birleşen dava davalısı Kurum, yersiz yapılan ödemenin faizi ile iadesine, davalı ve birleşen dava davacısı ..., Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın davalılardan ... yönünden husumet yokluğundan reddine, Kurum tarafından yersiz ödemenin iadesi istemi ile açılan davanın kabulüne,sigortalı ... tarafından Kurum işleminin iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, tüm taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı ... vekilinin tüm, davacı - birleşen davalı Kurum vekilinin ve davalı - birleşen davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin önceki bozma ilamında “ davacının sicil dosyası getirtilerek sigortalılık süresi ve prim borcu olan dönemler belirlenmeli, sigorta müfettiş raporunun tamamı getirtilerek usulsüz prim aktarımı olan dönemlere ilişkin ve primlerin ödendiğinin ispatı yönünde davacının varsa tüm makbuz ve ödemeye ilişkin yazılı delilleri saplanmalı, Bingöl Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın sonucu beklenmeli, sonucuna göre sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve prim borcu olmaması yönünden davacının yaşlılık aylığı şartları değerlendirilmeli, mevcut sigortalılık süresine göre yaşlılık aylığı şartlarının oluşmaması halinde 5510 sayılı Yasa m.96, (a) ve (b) bendlerine göre yersiz ödeme nedeniyle Kurum alacağı belirlenmelidir.” denilmiş, her ne kadar, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereğinin tümüyle yerine getirilmemiştir.
Aylık koşullarını yitiren sigortalının yersiz aylık ödemesi nedeniyle iade ile yükümlü olduğu açık ise de, Dairemizin önceki bozma ilamında da belirtildiği şekilde ,sigortalılık süresi,prim ödeme gün sayısı ve prim borcu olmaması yönünden yaşlılık aylığı şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeli ve Kurum tarafından iptal edilerek, davacının prim hesabından çıkarılan prim dahil edilmediğinde,davacı açısından kısmi aylık /tam aylık koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli,oluşması halinde bu koşulların oluştuğu tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanabileceği gözetilmelidir.Yine sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısının bulunması, ancak cüzi fark prim borcu olduğunun belirlenmesi durumunda, dönemin ekonomik şartlarına göre, prim borcunun cüzi bir tutar olup ,bu tutarın Kurumca her zaman tahsilinin mümkün olduğu anlaşılabildiği taktirde , cüzi prim borcu bulunması nedeniyle aylık koşullarının oluşmadığı yönünde değerlendirme yapılmamalıdır.
2-Kurum alacağının tahsili amacıyla Kurum memuru davalı ... aleyhine açılan dava yönünden, mahkemenin, sorumluluğun değerlendirilmesi ile bu davalı yönünden davanın husumetten reddine dair kararı isabetli bulunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 336/3. maddesi uyarınca Kanun yollarına başvuru sırasında adli yardım talebi, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a yapılır. Aynı Kanunun 448. maddesi uyarınca bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. Bu çerçevede Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 335 vd. Maddeleri ve aynı Kanunun 336/2. maddesine göre davalının adli yardım talebi ile ilgili olarak yapılan incelemede,davalı ...’ın gerekli şartları taşımadığı anlaşılmakla, adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı - birleşen davalı Kurum vekili ile davalı - birleşen davacı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 13/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.