Esas No: 2022/4801
Karar No: 2022/8912
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/4801 Esas 2022/8912 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/4801 E. , 2022/8912 K.Özet:
Davalı Kurum, yersiz yapılan ödemenin faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açtı. Davacı ise Kurum işleminin iptali talebiyle dava açtı. Mahkeme, yersiz ödemenin kısmen iadesine karar verirken, davacının Kurum işleminin iptali talebini reddetti. Davacı vekili, daha sonra yeniden emekli olmak için davadan feragat ettiğini belirterek, sadece yersiz ödeme kısmının iptal edilmesini talep etti. Ancak önceki bozma ilamında belirtilen gereklilikler tam olarak yerine getirilmediği için, mahkeme hükmünün bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Kanun maddeleri olarak, feragat talebinin esasa etkisi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312'nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 91 ila 94'üncü maddelerinde) düzenlenmektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (...) Mahkemesi
Davacı ve birleşen dava davalısı Kurum, yersiz yapılan ödemenin faizi ile iadesine, davalı ve birleşen dava davacısı ..., Kurum işleminin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde, Kurum tarafından yersiz ödemenin iadesi istemi ile açılan davanın kısmen kabulüne, sigortalı ... tarafından Kurum işleminin iptali istemi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin önceki bozma ilamında “ davacının sicil dosyası getirtilerek sigortalılık süresi ve prim borcu olan dönemler belirlenmeli, sigorta müfettiş raporunun tamamı getirtilerek usulsüz prim aktarımı olan dönemlere ilişkin ve primlerin ödendiğinin ispatı yönünde davacının varsa tüm makbuz ve ödemeye ilişkin yazılı delilleri saplanmalı, ... Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın sonucu beklenmeli, sonucuna göre sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve prim borcu olmaması yönünden davacının yaşlılık aylığı şartları değerlendirilmeli, mevcut sigortalılık süresine göre yaşlılık aylığı şartlarının oluşmaması halinde 5510 sayılı Yasa m.96, (a) ve (b) bendlerine göre yersiz ödeme nedeniyle Kurum alacağı belirlenmelidir. Ayrıca, dosyada bulunan davacıya ait, feragat dilekçesi hususunda, davacının beyanı alınarak, feragatın kapsamı belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmelidir.” denilmiş, her ne kadar, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereği tümüyle yerine getirilmemiştir.
Davacı vekili, 20.05.2011 tarihli dilekçesi ile 6111 sayılı Yasadan yararlanarak yeniden emekli olma talebinin kabul edilebilmesi için davanın yersiz ödemelerim geri istenmesinin iptaline dair olan kısım dışında, emekliliğin iptali ve bununla bağlantılı prim ve aylık borçlanmalarının iptaline (aylık bağlanması ve prime ilişkin dava) ilişkin talebinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Çekişmeli yargıda kural olarak, “tasarruf ilkesi” geçerlidir ve taraflar dava konusu üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilirler. Bu suretle davaya son verilebilmesinin bir yöntemi davadan feragattir ve anılan kurum 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307 ila 312'nci maddelerinde (mülga 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu'nun 91 ila 94'üncü maddelerinde) düzenlenmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Temyiz edilen ve fakat henüz temyiz Dairesince görüşülmeyen bir karar, usûl hukuku çerçevesinde kesinleşmiş olmadığından, bu aşamada davadan feragat mümkündür.
Hâkim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiç bir karar veremez.
Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulu'nun 21.10.1981 gün 1981/2-551, 1981/683 ve 02.06.1982 günlü 1982/376 - 547 sayılı kararları ile 11.04.1940 gün ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay'ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir.
Bu itibarla; somut olayda, Dairemizin önceki bozma ilamında davacıya ait feragat dilekçesi husunda, davacının beyanı alınarak feragatin kapsamının belirlenmesi gerektiği belirtildiği halde, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşıldığından, mahkemece feragat hakkında önceki bozma ilamına uygun değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönler incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
13.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.