Esas No: 2014/739
Karar No: 2015/361
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/739 Esas 2015/361 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık H.K.'ya verilen beraat kararı katılan vekili tarafından temyiz edilince, Yargıtay 8. Ceza Dairesi dosyayı inceleyerek isabetsizlik nedenleriyle bozdu. Yerel mahkeme ise bozma kararının gereğini yerine getirmeyerek direnme kararı verdi. Ancak Ceza Genel Kurulu, yerel mahkemenin son kararının direnme kararı niteliğinde olmadığı, yeni bir hüküm niteliğinde olduğu ve Özel Daire tarafından incelenmesi gerektiği kararını verdi. Kararda, TCK'nun 154/1 maddesi (hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçu), TCK'nun 184. maddesi (imar kirliliğine neden olmak suçu) ve CMK'nun 225 ve 226 maddelerine atıfta bulunulmuştur.
- HAKKI OLMAYAN YERE TECAVÜZ SUÇU
- BOZMAYA EYLEMLİ UYMA
- DİRENME KARARI
- TEMYİZ İNCELEMESİ
- CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 225
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 184
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 154
"İçtihat Metni"
Hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanık H.. K..’nun beraatine ilişkin, Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.11.2008 gün ve 284-532 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 13.11.2012 gün ve 12020-33950 sayı ile;
“Sanık hakkında, hazineye ait taşınmaza su sporları ünitesi yapmak suretiyle tecavüz ettiğinden bahisle dava açılmış ise de; dosyada tapu kaydı, ayrıntılı kroki, ada ve parseli gösteren pafta örneği bulunmadığından, tecavüze konu taşınmazın varsa tapu kaydı, pafta örneği getirtilerek gerektiğinde refakate inşaat mühendisi bilirkişide alınarak yeniden keşif yapılıp taşımazın niteliği, bina vasfında olup olmadığı, yapımı için ruhsat gerekip gerekmediği, İmar Mevzuatı kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmek suretiyle, sanığın tecavüz ettiği iddia olunan taşınmazın Kıyı Kanunu"na göre kıyıda veya uygulama imar planı varsa sahil şeridinde kalıp kalmadığı, tecavüze konu binanın belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerde olup olmadığı ve yapım tarihi de araştırılarak sonucuna göre gerekirse Belediye Başkanlığı da duruşmadan haberdar edilerek TCK’nun 184 ve Kıyı Kanunu"nun 15. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 04.04.2013 gün ve 117-184 sayı ile; "TCK"nun 154/1. maddesinde düzenlenen "hakkı olmayan yere tecavüz etmek" suçu nedeni ile cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, TCK"nun 154/1. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçu ile TCK"nun 184. maddesinde düzenlenen imar kirliliğine neden olmak suçlarının birbirlerinden çok farklı ve ilgisiz/bağlantısız suçlar olduğu, şöyle ki, hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçu için taşınmazın belediye sınırları dışında olması gerektiği halde, imar kirliliğine neden olmak suçu için taşınmazın belediye sınırı içerisinde veya özel imar rejimine tabi yerlerden olması gerektiği, imar kirliliğine neden olmak suçu için müştekinin ilgili belediye tüzel kişiliği olduğu halde, hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçu için taşınmazın malikinin-zilyedinin müşteki sıfatının bulunduğu, imar kirliliğine neden olmak suçu için 3194 sayılı İmar Kanunu"nda gösterilen şekilde soruşturmanın yürütülmesinin gerektiği, hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçunun konusunu bizzat taşınmazın kendisi oluşturduğu halde, imar kirliliğine neden olmak suçunun konusunu yapı ruhsatına tabi bulunan bina olduğu, iki suç tipi arasında yer alan belki de en önemli farkın ise hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçunun konusunu bizzat taşınmazın kendisi/mülkiyet hakkı oluşturduğu halde, imar kirliliğine neden olmak suçunda korunan hukuki yararın ise "Çevre" olduğu, imar kirliliğine neden olmak suçunda "Yapı ruhsatı gerektiren bir bina olup olmadığının" yenibaştan ve ayrıca araştırılacağı, 5271 sayılı CMK"nun 225. maddesinde aynen "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalar ile bağlı değildir" şeklinde düzenleme yapıldığı, buna göre, iddianamede gösterilen fiil-fiiller haricinde sanık hakkında yargılama yapılarak hüküm verilmesinin mümkün olmadığı, hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçu ile imar kirliliğine neden olmak suçlarının açıklanan farklılıkları dikkate alındığında, sanık hakkında imar kirliliğine neden olmak suçu nedeni ile iddianame metninde usulünce açılmış bir kamu davası bulunduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığı, zira açıklandığı üzere her iki suç tipinin unsurlarının, müştekisini, hukuki yarar/konusunun ve soruşturma usullerinin farklı olduğu, imar kirliliğine neden olmak suçu nedeni ile ayrı ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesi gerektiği, somut olayda, CMK"nun 226. maddesi uyarınca eylemin hukuki nitelendirmesinin değiştiğinden bahsedilemeyeceği, zira bizzat yargılama konusu eylemin kendisinin değiştiği, CMK"nun 225. maddesine göre sanığın bu iddianame ile TCK"nun184/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasının mümkün olmadığı, 5271 sayılı CMK"nda ek iddianame müsessesinin düzenlenmediği, bu nedenle anılan eksikliğin derdest dosya üzerinde giderilmesinin de mümkün olmadığı, iddianame uyarınca sanık hakkında imar kirliliğine neden olmak suçundan hüküm kurulamayacağı, Mahkememizin hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçu nedeni ile verilen beraat kararının 25/02/2009 tarih ve 5841 sayılı Yasa"nın 1. maddesi ile değişik TCK"nun 154/1. maddesine göre doğru olduğu" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 29.05.2014 gün ve 285655 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkeme hükmünün eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca direnme kararının eylemli uyma sonucu verilmiş yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının öncelikle belirlenmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İnceleme konusu dosyada; yerel mahkemece bozmadan sonra düzenlenen tensip zaptında Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Manavgat Kadastro Müdürlüğü ve Side Belediye Başkanlığı’na müzekkereler yazılarak bozmanın gereğinin yerine getirilmeye çalışıldığı, akabinde Side Belediye Başkanlığından gönderilen yazı cevabı üzerine ilk hükümde yer almayan yeni ve değişik gerekçelerle karar verildiği anlaşılmakta olup, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğindedir. Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan bu yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulunca incelenmesi mümkün görülmediğinden, hükmün Özel Dairece incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Manavgat 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2013 gün ve 117-184 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.11.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.