Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6208 Esas 2022/9214 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6208
Karar No: 2022/9214
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6208 Esas 2022/9214 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/6208 E.  ,  2022/9214 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi: ... İş Mahkemesi



    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı Kurum vekili istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı Kurum vekili; davalı işyeri sigortalılarından ...'in çobanlık yaptığı sırada 16.05.2013 tarihinde yıldırım düşmesi sonucu meydana geldiğini, müteveffanın sigortalının işyerinde ve yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelen kaza nedeniyle sigortalının yakınlarına ilk peşin değerli gelir bağlandığını ve tedavi giderleri yapıldığını belirterek, ilgililere bağlanan ilk peşin sermaye değeri ile yapılan tedavi giderlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Mahkeme "... Dosya kapsamında yapılan incelemede meydana gelen iş kazasının yıldırım düşmesi ile yani bir mücbir sebep ile gerçekleştiği, illiyet bağının kesildiği ve bu sebeple işveren sorumluluğunun ortadan kalktığı ve kusurunun söz konu olmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE," karar vermiştir.
    Davacı Kurum vekili, bilirkişi raporunun çelişkili olduğunu, havanın kapalı, yağışlı, şimşekli ve gök gürültülü olması nedeniyle koyunları otlatmak yerine ahıra alması gerektiğini, bilirkişi raporundaki çelişkilerin giderilmesi için ek rapor alınması gerektiğini, istinaf başvuru sebepleri olarak belirtmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Davacı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ
    Davacı Kurum vekili; istinaf dilekçe içeriğini tekrarla kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME
    Dava; 16.05.2013 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle oluşan kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı yasanın 21, 23 ve 76. maddeleridir.
    5510 sayılı Kanunun 7. maddesinin 1. fıkrasında, sigorta hak ve yükümlülüklerinin 4/1-(a) maddesi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya başladıkları tarihten itibaren başlayacağı belirtildikten sonra 8. maddenin 1. fıkrasında, işverenlerin, 4/1-(a) maddesi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7/1. maddede belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlü oldukları, ancak işveren tarafından sigortalı işe giriş bildirgesinin; inşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için en geç çalışmaya başlatıldığı gün, Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilecek işyerlerinde ise ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren 1 ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu 1 aylık sürenin dolduğu tarihe kadar Kuruma verilmesi durumunda, sigortalılık başlangıcından önce bildirilmiş sayılacağı açıklanmıştır.
    Kanunun 23. maddesinde ise sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi durumunda, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca saptandığı tarihten önce gerçekleşen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödeneklerinin Kurumca ödeneceği, belirtilen bu hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri miktarının, 21. maddenin 1. fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirileceği hüküm altına alınmıştır.
    Davalı işverenin 5510 sayılı Kanunun 23. maddesine göre sorumluluğu; kusursuz sorumluluk ilkesine dayanır. İş kazasında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse,işverenin Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarından 23. maddeye göre sorumlu tutulması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.03.1995 T., 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “...Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme...” gereği öngörülmüş olup; işverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir ve yapılan masraflar miktarı olarak ortaya çıkan tazminat tutarından, Borçlar Kanunu'nun 43 ve 44. (6098 Sayılı TBK 50. ve 51) maddeleri uyarınca, % 50'den aşağı olmamak üzere indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
    İşverenin, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi yanında 23. maddesi uyarınca da sorumlu tutulması gerektiğinin tespiti halinde ise, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, hesaplanacak maddi tazminat miktarından, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda belirlenecek kusur durumu da dikkate alınarak, Borçlar Kanunu'nun 43 ve 44. (6098 sayılı TBK 50. ve 51) maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50'sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
    Eldeki dosyada, 16.05.2013 tarihinde çobanlık yaptığı sırada 16.05.2013 tarihinde yıldırım düşmesi sonucu vefat eden sigortalı ile ilgili olarak;Mahkemece davalı işverene ait işyerinin hangi tarih itibarıyla 5510 sayılı Yasa kapsamına alınması gerektiği belirlenmeli, işverence sigortalı hakkında işe giriş bildirgesinin verilip verilmediği verilmişse Kuruma intikal tarihi belirlenmeli, sigortalının işverene ait işyerinde işe başladığı tarih açık ve net biçimde saptanmalı ve 5510 sayılı Kanunun 23. maddesi koşullarının varlığı yeniden değerlendirilmeli ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ :... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara