Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6675 Esas 2022/9102 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/6675
Karar No: 2022/9102
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6675 Esas 2022/9102 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkeme, davacının isteğini kabul etmiş ancak davalı vekili temyiz etmiştir. Bozma sonrası yapılan ıslah talebi mahkemece dikkate alınarak karar verilmiştir. Ancak, ilk hükmün sadece davalı vekili tarafından temyiz edildiği gözetilerek, artık davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınmadan ve bozma kararına uyulmakla birlikte artık ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağı gerekçeleriyle ıslah dikkate alınmaksızın ilk hüküm gibi karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 176. ve devamı maddeleri ıslahı düzenler.
- HMK'nin 448. maddesi, kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağını belirtir.
- HMK'nin 177. maddesine 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile eklenen fıkra, bozmadan sonra da ıslah yapılabilmesinin önünü açar ve ıslah ile bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağını belirtir.
10. Hukuk Dairesi         2022/6675 E.  ,  2022/9102 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :... Mahkemesi

    Dava rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme, bozma ilamına uyularak isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava ... kazası sonucu sürekli ... göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir, tedavi gideri ve geçici ... göremezlik ödemeleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa'nın 26. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkin olup davanın kabulüne ilişkin hükmün dairemizin 12.04.2016 tarihli ilamı ile ‘...davalı vekilinin sigortalının ... göremezlik oranına ilişkin itirazın değerlendirilmesi ‘ gerekçesi ile bozulmuş bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde 29.04.2021 tarihinde yapılan ıslah dilekçesi de gözetilip yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
    Islah kurumu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)'nun ise 176’ncı ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
    Islah, davacı veya davalının, iddianın ve savunmanın değiştirilmesi yasağı kapsamındaki usul işlemlerini, karşı tarafın iznine ve hâkimin onayına bağlı olmaksızın belli kurallar çerçevesinde bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmesini sağlayan bir usul hukuku kurumudur.
    Bilindiği üzere, usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nin “zaman bakımından uygulanma” başlığını taşıyan 448. maddesi; “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” hükmünü içermektedir. Mahkeme karar tarihi itibari ile 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar ve 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararlarında da belirtildiği üzere bozmadan sonra ıslah yapılmasının mümkün olmadığı ve bu içtihadın değiştirilmesine gerek bulunmadığı kabul edilmiş olduğundan, bozma ilamından sonra yapılan ıslah geçerli olmayacaktır.
    Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK'nin 177. maddesine 22.07.2020 tarihinde 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile eklenen fıkra ile bozmadan sonra da ıslah yapılabilmesinin önü açılmıştır. Buna göre; "Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz."
    Yapılan değişiklik ile kural olarak bozma ilamından sonra ilk derece mahkemesinde tahkikat ile ilgili bir işlem yapılması halinde ... bu tahkikat bitinceye kadar ıslah yapılması mümkün hale getirilirken ... bu kuralın istinası ise yapılacak ıslah ile bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağıdır.
    Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı vekilinin bozma sonrası 29.04.2021 tarihinde ıslah talebinde bulunduğu ve mahkemece ıslah talebi dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmış ise de, ilk hükmün sadece davalı vekili tarafından temyiz edildiği gözetilip mahkemece bozma ilamına uymakla artık davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınıp hem de, bozma kararına uyulmakla birlikte artık ortaya çıkan hukuki durumun ortadan kaldırılamayacağı gerekçeleriyle ıslah dikkate alınmaksızın ilk hüküm gibi karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 15.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara