Esas No: 2011/482
Karar No: 2011/1502
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/482 Esas 2011/1502 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Denizli 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2009
NUMARASI : 2009/25-2009/745
Davacı, davalı şirket işyerinde tıbbı tanıtım mümessili olarak 12.12.2006 tarihinden 18.12.2008 tarihine kadar aralıksız olarak çalıştığını, ilk olarak İstanbul"da işe başlayıp, Mart 2007 tarihinde Denizli"de görevlendirildiğini ve işine burada devam ettiğini, davalı şirket yetkililerinin 18.12.2008 tarihinde telefonla arayarak iş akdini feshettiklerini iş akdinin feshedilmesine dair herhangi bir belge verilmediğini, hiçbir kusuru yokken haksız olarak işten çıkarıldığını belirterek, iş akdinin feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine, sekiz aylık brüt ücreti tutarındaki tazminat ile 4 aylık ücretinin ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının davalı şirket işyerinde 12.12.2006 tarihinden itibaren çalışıp, son olarak İzmir, Denizli tıbbi tanıtım temscilciliği görevini yaparken 18.12.2008 tarihinde iş akdinin "kadro daralması" nedeniyle yüzüne karşı feshedildiğini, fesih bildirimini almaktan kaçındığı için ayrıca adresine yazılı olarak tebliğ edildiğini, davacının iş akdinin haksız olarak değil 4857 Sayılı İş Yasasının 18. maddesi uyarınca" işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir nedenle" 18.12.2008 tarihinde feshedilip, Kadıköy 7.Noterliğinin 22.12.2008 tarih 29272 yevmiye numaralı işlemi ile davacıya tebliğ edildiğini, fesih bildiriminde; şirketin bir başka şirket ile ortaklığa girmesi ve yeni yönetimin kadro yapısı daralması yönünde karar alması sonucunda İş Yasasının 17 ve 18. Maddeleri uyarınca yasal hakları ödenmek suretiyle 18.12.2008 tarihi itibariyle iş sözleşmesine son verildiğinin belirtilip, gereken gerekçe ile yasal dayanağının gösterilerek iş akdinin feshedildiğini, davalı şirketin hisselerinin önemli bir bölümünü bir başka şirkete devrederek bu şirket ile ortaklık ilişkisi içine girip, ortaya çıkan yeni yönetimin şirketin içinde bulunduğu mali durumu ve iş piyasasının içinde olduğu ekonomik durumu dikkate alıp, işletmenin, işyerinin veya işin gerekleri doğrultusunda kadro daraltılmsı kararı aldığını, bu kapsamda davacının iş sözleşmesinin de feshedildiğini, davalı şirketin reel kriz ortamından etkilenip, piyasadan alacaklarını alamaması, ecza depolarının batması sonucu hem ürünlerinin hemde alacaklarının tahsil edilmemesinin finansal ve nakdi olarak ödemelerde sıkışıklığa sebep
olduğunu, hatta bu sebeple aile şirketi olan davalı firma şirket hisselerinde satış yoluna gidilerek hisselerin % 17.nin .....şirketine satıldığını, yeni yönetimin aynı zamanda satış kadrosunun daraltılması yönünde ekonomik tedbir alıp, mevcut yapı içinde bazı bölümlerinde kapadıldığını,bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının iş akdinin fesih sebebinin; davacıya yazılı olarak tebliğ edilmediği anlaşılan Kadıköy 7.Noterliğinin 22 Aralık 2008 tarih 29272 yevmiye nolu fesih bildiriminde kadro yapısı daralması olarak gösterilip, davacının görevinin İzmir bölgesi tıbbi tanıtım temsilcisi olarak yazılıp adresinin de İstanbul"daki adresi olduğu, açıklama kısmında, şirketin bir başka şirket ile ortaklığa girip, yeni yönetimin kadro yapısı daralması yönünde karar alması olarak gösterildiği, delil olarak dayanılan ...A.Ş. yönetim kurulunun 06.08.2008 tarih 84 nolu kararında; davalı şirket yönetim kurulunca, şirketin OTC. (Reçetesiz) ürün satışlarından beklenilen ve hedeflenen satışların gerçekleşmemesi sebebiyle zarar elde etmeye başladığından, şirket menfaaetlerini değerlendirilerek kadro daralması yoluna gitmek zorunda kaldığı, reçetesiz ürün satan ve lüks tüketime giren ... grubunun kapatılması için yıl sonuna kadar işlem yapılmasına, karar verildiği, davacının ise kapatılan bu grupta değil, panterler grubunda çalıştığı, davalı tarafın savunmasında belirttiği davalı firmanın devir-hisse satışı, yeni yönetim ve kararlarından savunmayı destekleyecek hiç bir delilin dosyaya ibraz edilmediği, ispat yükü kendisinde olan davalı işverenliğin fesih sebebinin yerindeliliğini usulünce ispatlayamadığı ""gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma olanaklarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda davalı işverenin savunmasında belirtmiş olduğu şekilde bölüm kapatma durumunun söz konusu olup olmadığı, davacının kapatılan bölümde çalışıp çalışmadığı, başka bölümlerde işçi çıkarılıp çıkarılmadığı, fesihten sonra davacının yerine veya yapabileceği işlere yeni işçi alınıp alınmadığı feshin kaçınılmazlığı ve son çare olması
ilkesi açısından başka bölümde değerlendirme olanağı olup olmadığının tespiti açısından gerekirse uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.09.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.