Esas No: 2011/761
Karar No: 2011/1081
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/761 Esas 2011/1081 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmaksızın işverence feshedildiğini, işverenin imajını zedeleyecek hiçbir tutum ve davranışı bulunmadığını, feshin 4857 sayılı İş Kanununun 18.ve 19.maddelerine aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine, işe iadeye ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, feshin haklı nedene dayandığını, araç muayene uzmanı olarak çalışan davacının yöntetmelik hükümlerine aykırı olarak muayene ettiği araçtaki ağır kusurları rapor etmediği aracın istasyon amir yardımcısı tarafından tekrar muayeneye alınan araçta 4 ağır kusur ve 15 hafif kusuru bulunarak davacının düzenlediği raporun iptal etdildiğini davacının fesih konusu edilen davranışının davalı şirket yönünden istasyon işletme belgesinin iptal edilmesine kadar varan sonuçlar doğurabileceği gibi kamunun can ve mal güvenliğinide tehklikeye sokacak nitelikte sonuçlar doğabileceğini ileri sürürek sözleşmenin bu nedenle 4857 sayılı yasanın 25/ll. maddesi gereği haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının muayenesini yaptığı aracın ihbarlı olduğu yolundaki davalı savunmasının kanıtlanmadığı 2. muyane sonucu tespit edilen kusurların genel kabul gördüğü anlaşılan uygulamaya göre hafif ve ağır olarak nitelendirlmesine araç sahipleri lehine yorum yapıldığı ve zaman zaman da hata payının bulunduğu, davacının da muayenede kötü niyetle eksik kusur tespit ettiği veya daha öncesinde birkaç kez aynı hatayı tekrarladığı kanıtlanmadığından uyarı cezası verilebileceği düşünülmeksizin doğrudan hizmet aktinin feshi yoluna gidilmesinin ağır bir sonuç olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesinin II. bendinde, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığında işverenin haklı fesih imkanının olduğu açıklanmıştır. Yine aynı maddenin II. bendinin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkanı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkanı tanımaktadır.
Somut olayda, davacı, araç muayene istasyonu olarak faaliyet gösteren işyerinde uzman olarak çalışmaktadır. 22.07.2009 tarihinde 34 M 1211 plaka sayılı aracı muyene sonucunda 7 hafif kusurla muayeneyi tamamlamış istasyon amir yardımcısı Sadullah Urgan tarafından 2. kez yapılan muyene sonucunda cam suyunun bulunmaması, yakıt kaçağı, uzun farlardan birinin ayarsızlığı ve şoför emniyet kemerinin karşılığının olmamısı gibi 4 ağır kusur yanında 15 hafif kusurunun bulunduğu tespit edilerek davacının düzenlediği rapor iptal edilerek yeni rapor çıkarılmış ve maeyene tekrara kalmıştır. Davacının yapmakla yükümlü olduğu asli işi olan ve trafikte mal ve can güvenliği açısından önemi tartışılamayacak nitelikteki araç muayenesi işinde, açıklanan davranışı işverenin güvenini sarsıcı, ahlak ve iyiniyet kurallarına uygun olmayan haller arasındadır. Fesih haklı nedene dayanmaktadır. İşe iade isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Yerel Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-)Davanın REDDİNE,
3-)Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı (30.00) TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-)Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.100 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak 26.09.2011 gününde oybirliğiyle tarihinde karar verildi.