Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5190 Esas 2022/9697 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/5190
Karar No: 2022/9697
Karar Tarihi: 23.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/5190 Esas 2022/9697 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, hizmet süreleri ile prime esas kazancın tespitini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. İstinaf başvuruları reddedilmiştir. Ancak mahkeme kararları arasında çelişki oluştuğu için temyiz yoluyla kararın bozulması istenmiştir. Anayasaya ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na göre karar tefhim edilirken, hüküm kısmında hak ve yükümlülükler açıkça belirtilmelidir. Yapılan hükümde çelişki oluştuğu için kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 149., 381., 388. ve 389. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi açıklayıcı bir şekilde belirtilmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2022/5190 E.  ,  2022/9697 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    İlk DereceMahkemesi :... 21. İş Mahkemesi



    Dava, hizmet süreleri ile prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, hizmet süreleri ile prime esas kazancın tespitini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı işveren vekili ve davalı kurum vekili, davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Taraf vekilleri kararın hatalı olduğunu belirtip, kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Anayasamızın 141. maddesinde, yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsenmiştir. Bunun anlamı yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 149. (HMK’nun 28.) maddesinde de bu husus belirtilmiştir.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381. (HMK’nun 294.) maddesi gereğince mahkeme, hazır olan tarafları iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Kararın tefhimi en az aynı Kanunun 388. (HMK’nun 297.) maddesinde belirtilen hüküm sonucunun tutanağa geçirilerek okunması suretiyle olur.
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388/1-3. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c. maddesinde, bir mahkeme hükmünün kapsamının ne şekilde olması gerektiği açıklanmıştır.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297. maddesinde :
    “(1) Hüküm "Türk Milleti Adına" verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar:
    a)Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini.
    b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini.
    c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri.
    ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini.
    d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını.
    e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi.
    (2)Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Yine Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 389. (HMK’nun 298.) maddesinde de hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmünü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazmış olsa bile, bunu duruşma tutanağına tamamen yazdırması ve okunması gerekir. Bir başka ifade ile mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi, verilen kararla, ne şekilde tefhim edildiğinin duruşma tutanağına yazılması zorunludur. Aynı maddenin son fıkrası gereğince de zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli bir süre içinde yazılması mümkündür.
    Kısa karar, bir davayı sona erdiren ( Niha-i ) temyizi mümkün olan son kararlardandır. Bu kararla mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur. Asıl olan kısa karardır. Bu gibi hallerde de Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. (HMK’nun 297.) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararında buna uygun olarak düzenlenmesi gereklidir. (10/04/1992 gün ve 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı) Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 2011/21-23E 268 K, 2012/6-97 E 203 K, 2012/10-149 E 291K sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Mahkemece, kısa kararda “Davacının davalıya ait 1092652.34.02 sicil numaralı işyerinde asgari ücretle 26.05.2005-29.04.2008 tarihleri arasında ve 01.05.2008-21.01.2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine” karar verildiği halde, gerekçeli kararda “Davacının davalıya ait 1092652.34.02 sicil numaralı işyerinde asgari ücretle 26.06.2005-29.04.2008 tarihleri arasında ve 01.05.2008-21.01.2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine” şeklinde hüküm kurularak, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulduğu görülmektedir. Açıklanan sebeple mahkemece HMK 297’nci maddesi kapsamında çelişki içermeyen ve kısa karara uygun şekildeki bir gerekçe ile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgililere iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara