Esas No: 2022/6986
Karar No: 2022/9763
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6986 Esas 2022/9763 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6986 E. , 2022/9763 K.Özet:
Dava çalışanların eksik bildirilen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir. İstek kısmen kabul edilmiştir. Karar temyiz edilince, dosya incelendikten sonra kararın uygun olduğu ve temyiz itirazlarının reddedildiği belirlenmiştir. Kararın bozulması gerektiği görüşüne katılmayan üyeler, hak düşürücü sürenin mahkemece kendiliğinden gözleneceği ve prim kesintisi yapılmasının hak düşürücü süreyi kestiği önceki dönemin ise hak düşürücü süreye uğradığının kabulü hak düşürücü sürenin tanımına ve özelliklerine uymadığı görüşünü belirtmiştir. Kanun maddeleri 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilen 506 sayılı Kanunun 79/1 maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, Kurum'a eksik bildirilen hizmetlerin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ve fer-i müdahil Kurum avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilâmına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ... ve ...'ın muhalefetlerine karşı, Başkan vekili ... ile Üyeler ... ve ...'ün oyları ve oy çokluğuyla, 23/06/2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY
Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmaların tespitine ilişkin dava şartları, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde belirtilmiştir. Bunlar; 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalı sayılma, yönetmelikte belirtilen belgelerin işveren tarafından kuruma verilmemiş olması ya da çalışmaların Kurum tarafından saptanmaması ve davanın beş yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olması şeklinde ifade edilmiştir. Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilaf sigortalının dönem bordrolarının verildiği dönem öncesinin hak düşürücü süreye uğrayıp uğramadığı noktasından kaynaklanmaktadır.
Bildirimsiz kalan sigortalı çalışmaların tespiti davalarının, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde açılabileceği öngörülmüştür. Bu sürenin hak düşürücü bir süre olduğu Yargıtay'ın yerleşmiş, oturmuş görüşlerindendir.
Hak düşürücü süre hak sahibinin hakkın korunması için kanun veya sözleşme ile belirlenen süre içerisinde belirlenen eylem veya işlemleri yapmaması nedeniyle hakkın sona ermesi sonucunu doğuran süre olarak tarif edilmektedir. Hak düşürücü süreyi kaybettirici zamanaşımından ayıran en önemli özelliği; hak düşürücü sürenin mahkemece kendiliğinden gözetileceği ve hak düşürücü sürenin kesilmesi ve durmasının söz konusu olmamasıdır. Çoğunluğun kabul ettiği şekilde prim kesintisi yapılmasının hak düşürücü süreyi kestiği önceki dönemin ise hak düşürücü süreye uğradığının kabulü hak düşürücü sürenin tanımına ve özelliklerine uymaz.
506 sayılı Kanunun 79/1 maddesinde açıkça, işveren tarafından sigortalılara ilişkin hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiğinin yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nde, işveren tarafından Kuruma verilmesi gereken belgeler; işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. olarak belirtilmiştir. Bu belgelerden herhangi birinin Kuruma verilmesi veya Kurum tarafından fiilen ya da kayden sigortalı çalışma olgusunun tespiti halinde hak düşürücü süreden söz edilemeyecektir.
Kesintili çalışma halinde de, yukarıda açıklanan hususlar her bir çalışma dönemi açısından geçerli olacaktır.
Yönetmelikte belirtilen işe giriş bildirgesi, aylık sigorta primleri bildirgesi, dönem bordrosu vs. belgelerin Kuruma verilmesi halinde bu tarihten öncesinde başlayan çalışma sonrasında da kesintisiz olarak devam etmiş ise; başka bir anlatımla blok bir çalışma dönemi varsa bu dönem içerisinde yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi halinde hak düşürücü süreden söz edilmeyecektir. Zira bu belgeler verilmekle sigortalının çalışmasından Kurum haberdar olduğundan, artık gerekli denetimleri yapmak sigortalının sigortalı hizmetlerinin eksiksiz bildirilmesini sağlamak Kurum sorumluluğundadır. Denetim görevini yapmayan Kurum'un kendi kusurundan yaralaması düşünülemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.2003 gün ve 2003/21-44- 98, 23.4.2004/21-369- 371 27.02.2008 gün ve 2008/21-163-207, 14.11.2012 gün ve 2012/21-735-795 Esas ve Karar sayılı ilamlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir
Somut olayda da, bu ilkeler kapsamında prim bordrolarının verildiği ve hizmetlerinin bildirildiği 26.10.2005 tarihinden önceki dönem yönünden de hak düşürücü sürenin geçmediği açıktır. Kararın bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, Sayın çoğunluğun kararına bu nedenle katılmıyoruz.