Esas No: 2022/6867
Karar No: 2022/9837
Karar Tarihi: 27.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6867 Esas 2022/9837 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6867 E. , 2022/9837 K.Özet:
Dava, iş kazası sonucu vefat eden bir işçinin hak sahiplerine bağlanan gelirin rücuan tahsili istemine ilişkindir. Bu talebin yasal dayanağı 5510 Sayılı Kanun'un 21. maddesidir. Kanuna göre, iş kazası ve meslek hastalığı sonucunda ödemeleri yapmakla yükümlü olan Sigorta Kurumu, kusuru bulunan işverenden rücu yoluna gitmektedir. Ancak kusur oranlarına yönelik inceleme İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile İlgili Yönetmelik ve 5510 sayılı Kanun'a uygun olarak düzenlenmelidir.
Mahkeme öncelikle davalıların kusur aidiyet ve oranlarının yeterince araştırılmadığını ve hüküm eksikliğine dayalı olduğunu tespit etmiştir. Kararın bozulmasını gerektiren bu nedenle, yeni bir kusur raporu alınması ve kusur oranlarına yönelik inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri: 5510 Sayılı Kanun'un 21. maddesi, İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile İlgili Yönetmelik, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 77. maddesi.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası yapılan yargılama sonucunda davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 22.12.2010 tarihli iş kazası sonucu meydana gelen kazada vefat eden 4 işçiden biri olan sigortalı ...'ın hak sahiplerine bağlanan gelirin rücuan tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın 21. maddesidir.
5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalının Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasanın 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Mahkemece verilen önceki karar dairemizin 28.01.2019 tarihli kararıyla “ davalı ...'nın %75, diğer sürücünün %25 kusurlu olduklarını bildiren kusur raporu doğrultusunda hesaplama mahkemece yapılarak karar verilmişse de ... ile dava dışı As İnşaat-Bülbüloğlu İnşaat adi ortaklığı ve yine dava dışı işveren ... İnş. Taah. Oto. Yak. Mar. Tar. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasındaki asıl–alt işverenlik ilişkisi, açılan tazminat ve rücu davalarına ilişkin dava dosyalarının celbi ile içerikleri de gözetilerek araştırılıp belirlenmeli, yine aynı şekilde zararlandırıcı sigorta olayında tarafların kusur oran ve aidiyetleri yeniden saptanmalıdır” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak, sözleşmeler getirtilmiş, kusur oranı içermeyen yeni bir kusur raporu alınarak hüküm kurulmuşsa da verilen hüküm eksik araştırma ve incelemeye dayalıdır.
Bozmadan sonra alınan kusur raporunda her ne kadar kusur oranı verilmemişse de ...adi ortaklığına da kusur atfedilmesine rağmen bu hususun tartışılmadığı, karayolu yapım işinin Karayolları Genel Müdürlüğünün asli işlerinden olmasına rağmen, işi anahtar teslimi verdiğinden bahisle kusursuz kabul edildiği, Adli Tıp Kurumu ve Tazminat dava dosyalarındaki kusur raporları ile mevcut raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeksizin hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğünün asıl işveren olduğu, ...adi ortaklığının ve ölenin işvereni ... İnş...Ltd. Şti.’nin de kazadaki kusur durumlarını irdeleyen, dosya arasındaki diğer dava dosyalarında alınan kusur raporlarıyla oluşan çelişkileri gideren, kusur oran ve aidiyetlerini oluşa uygun belirleyen yeni bir kusur raporu alınmalı, ilk kararı temyiz etmeyen ... yönünden davacı Kurumun usuli kazanılmış hakları gözetilerek yeniden hüküm verilmelidir.
Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak kusur belirlenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle verilen hükmün BOZULMASINA, 27.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.