Esas No: 2021/4485
Karar No: 2022/9923
Karar Tarihi: 28.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4485 Esas 2022/9923 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/4485 E. , 2022/9923 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: ... 5. İş Mahkemesi
Dava, iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, verilen ilk kararda hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve reddine dair karara karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I- İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigortalının iş kazasına uğraması nedeniyle 100 TL maddi ve 150.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş, talep artırım dilekçesiyle maddi tazminat istemini 41.766,21 TL’ye artırmıştır.
II- CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, iş kazasının gerçekleşmesinde davacının kusurlu olması ve müvekkilini ibra etmiş olması nedeni davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
III- MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi kararında özetle “Davacının davasının kısmen kabulü ile;
1-Maddi tazminatı yönünden; 41.866,21TL maddi tazminat alacağının iş kazasının yaşandığı 22/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Manevi tazminatı yönünden;16.000,00TL manevi tazminat alacağının iş kazasının yaşandığı 22/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,” karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle “Tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Müvekkili lehine hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu, iş kazası nedeniyle ayak parmaklarında uzuv kaybı gerçekleştiğini, uzun süre yanık tedavisi gördüğünü ve yürümekte zorlandığının gözetilerek manevi tazminatın oldukça az olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararında unutulan ve tebliğ edilen muhtıraya binaen ödenen Adli Tıp Kurumu fatura giderinin yargılama gideri içerisine dahil edilmemesinin de hatalı olduğunu beyanla kararın talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplerle temyiz edenin sıfatına, temyiz kapsam ve nedenlerine, kanunun açık hükmüne aykırılıkların re’sen gözetilecek olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- İş kazası ve meslek hastalığı sebebiyle tazminat istemine ilişkin davalar, sigortalı veya hak sahiplerinin SGK tarafından tazmin edilmeyen maddi ve manevi zararlarının tazminine ilişkin olup, bu kapsamda belirlenecek maddi tazminattan, indirilmesi mümkün ödemelerle ilgili 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 55.maddesinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Anılan madde hükmünde:
“Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Bu Kanun hükümleri, her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine ya da kişinin ölümüne bağlı zararlara ilişkin istem ve davalarda da uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.
O halde davacı lehine hükmedilecek tazminatların net tazminat alacağı niteliğinde olması, bu tazminat alacaklarından kanun maddesi hükmü gereği sadece rücu kabil SGK ödemeleri ile ifa amacıyla yapılan ödemelerin tenzili mümkün olup, başkaca her ne ad altında olursa olsun indirim yahut kesinti yapılmasının mümkün olmamasına göre, iş bu temyize konu kararda olduğu gibi “yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına” şeklinde hükme yer verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3- Öte yandan 6100 sayılı H.M.K`nun yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326. maddesi uyarınca “Yargılama giderleri aleyhinde hüküm verilen taraftan alınır. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sırasında Adli Tıp Kurumundan davacının sürekli iş göremezlik oranını tespiti için rapor alındığı, bu rapor nedeniyle düzenlenen fatura bedeli olan 566,50 TL’nin ilk derece mahkemesince verilen kararda yargılama giderleri arasında değerlendirilmediği gibi, karar tarihinden sonra davacı tarafa çıkartılan muhtıra doğrultusunda 22.01.2021 tarihinde davacı tarafça ödendiği anlaşılmakla, bu giderin de yargılama gideri içerisine dahil edilerek tarafların haklılığı oranında taraflar arasında paylaştırılması gerekirken, bu yönde bir karar verilmemesi, öte yandan başvurma harcı da yargı harcı niteliğinde olup, davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde tarafların haklılığı oranında pay edilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Mahkemece, anılan açıklamalar gözetilmeden yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları ile kanunun açık hükmüne aykırı görülen hususlar gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesince davacı ve davalı vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine dair karar kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370.maddesi hükmü gereğince İlk Derece Mahkemesi hükmü düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine ilişkin kararının Kaldırılarak, ... 5. İş Mahkemesinin 02.07.2020 tarih ve 2017/515 E- 2020/346 K sayılı ilamının hüküm kısmının:
A) (3) nolu bendinin silinerek hükümden çıkartılmasına, devam eden bentlerin 3 nolu bentten başlanarak teselsül ettirilmesine,
B) Eski (5) – Yeni (4) nolu bendin silinerek yerine:
“4- Davacı tarafından yapılan 512,67TL peşin harç, 713,26TL ıslah harcı ile 31,40 TL başvurma harcı toplamı 1.257,33TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcükleri yazılmak,
C) Eski (6) – Yeni (5) nolu bendin silinerek yerine:
“5- Davacı tarafından yapılan 253,80TL keşif harcı, 334,80TL tebligat, posta ve tanık gideri, 1.650,00TL bilirkişi ücreti ile 566,50 TL Adli Tıp rapor bedeli olmak üzere toplam 2.805,10TL yargılama giderinin kabul - ret oranına göre 844,89 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,” rakam ve sözcükleri yazılmak, suretiyle hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 28.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.