Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4836 Esas 2022/9924 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4836
Karar No: 2022/9924
Karar Tarihi: 28.06.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/4836 Esas 2022/9924 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/4836 E.  ,  2022/9924 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

    Dava, ... kazasından sigortalının sürekli ... göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen karara karşı, davalı vekilinin istinafa başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7.Hukuk Dairesince verilen kararın davalı vekili tarafından süresi içersinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I- İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 08.05.2012 tarihinde ... kazası geçirmesi nedeniyle 1.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesiyle maddi istemini 237.759,04 TL’ye artırmıştır.
    II- CEVAP:
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olay günü davacının dava dışı ... İnşaat Şirketine ait bina inşaatına dolap montajı için görevlendirildiğini, ara dinlenmesi yapmak için inşaattan ineceklerinde ...’ın keyfi olarak yük asansörü ile aşağı inme saikiyle yük asansörünü hareket ettirdiği sırada davacı işçi İbrahim’in yine keyfi olarak ve ... güvenliğine aykırı olarak asansöre binmek için koşarak Recai'nin üzerine atladığını ve yük asansörünün sarsılarak halatının kopmasına sebep olduğunu, görüleceği üzere işçinin %100 kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk Derece Mahkemesi kararında özetle; “Maddi tazminat davası yönünden; davanın kabulü ile;
    237.759,04 TL maddi tazminat alacağının 1.000,00 TL sinin kaza tarihi olan 08/05/2013 den itibaren kalanın taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
    Manevi tazminat davası yönünden; Davanın Kısmen Kabulü ile; 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/05/2013 den itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla isteğin reddine,” karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Bölge Adliye Mahkemesi kararında özetle “Davalı vekilinin istinaf başvurusunun; HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince; esastan reddine,” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle: Kararın yeterli gerekçe içermediğini, İhtiyati tedbir kararının hatalı olduğunu, davacının asli kusurlu olduğunu, mutfak dolaplarının taşınması için kullanılan yük asansörüne hareket halindeyken atlayarak bindiğini, asansörün dengesinin davacı eylemi ile bozulduğunu, müvekkili şirkete %60 oranında dava harici inşaat ve ... vincin sahibi ... inşaat şirketine ise %15 oranında kusur verilmesinin uygun olmadığını, kusur oranları arasında fahiş fark bulunduğunu, şantiyede ... sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınması işinin ... İnşaat Şirketine ait olduğunu, kusur oranı yönünden tespitlerin ... müfettişi tarafından yapılan tespitlerle çeliştiğini, sürekli ... göremezlik oranındaki çelişkinin Adli Tıp Üst Kurulundan alınacak raporla giderilmesi gerektiğini, geçici ... göremezlik dönemi hesabının hatalı tespit edildiğini ve hesaplamanın hatalı olduğunu, pasif devreye faizin kaza tarihinden hükmedilemeyeceğini, davacı kusuru dikkate alınarak takdiri indirim yapılarak tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1- Dava ... kazasında sürekli ... göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir.
    2- Davanın yasal dayanağı, zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği 08.05.2012 tarihinde yürürlükte bulunan 4857 sayılı ... Kanunu'nun 77’nci maddesidir.
    4857 sayılı Kanun'un 77. maddesi uyarınca, işverenler ... sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de ... sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler alınan ... sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar konusunda bilgilendirmek ve gerekli ... sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar. Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve ... güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir. Bu itibarla işverenin, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçinin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan sarfınazar etmesi kabul edilemez.
    Diğer taraftan, işçilerin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, ... güvenliği tedbirlerinin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içinde işverenlerden istenip istenemeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, tedbirlerin alınmasını gerekli görüp görmediği hususlarıdır. Bu itibarla işverenler, mevzuatın kendisine yüklediği tedbirleri, işçilerin tecrübeli oluşu veya dikkatli çalıştığı taktirde gerekmeyeceği gibi düşünceler ile almaktan çekinemeyeceklerdir. Çalışma hayatında süre gelen kötü alışkanlık ve geleneklerin varlığı da, işverenlerin önlem alma ödevini etkilemez. İşverenler, çalıştırdığı sigortalıların bedeni ve ruh bütünlüğünü korumak için yararlı her önlemi, amaca uygun biçimde almak, uygulamak ve uygulatmakla yükümlüdürler
    Tazminat davalarının özelliği gereği ... Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar gözönünde tutularak ve özellikle zararlandırıcı olayın niteliğine göre, ... Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, zararlandırıcı sigorta olayı yönünden alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle işveren ve işçi yönünden kusurun aidiyeti ve oranı, olayın meydana gelmesinde üçüncü kişinin eyleminin bulunup bulunmadığı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalıdır
    Somut olayda, davacı sigortalının davalıya ait işyerinde kapı imalat işçisi olarak çalışmaktayken olay günü davalı işverenin dava harici şirketten üstlendiği bir ... kapsamında, bina inşaatına işyerinde hazırlanmış bulunan ahşap doğrama malzemeleri ... vinç ile çıkardıkları, işin devamında mola saatinde işçilerden ...’ın , ...’ın kullandığı ... vinç ile inşaattan aşağı inmek istemesi üzerine davacının da ... vince atlayarak binmesi üzerine, ... vincin halatının kopması ile yüksekten düşmeleri neticesinde davacının sürekli ... göremezliğe uğradığı anlaşılmaktadır. Davaya konu olayın ... tarafından ... kazası olarak kabul edildiği ve müfettiş tarafından düzenlenen rapora göre davalı işverene %30, ... vinci olay anında idare eden ...’ın %20, ... vince davacıdan önce binen ...’ın %10 ve davacı sigortalının ise %40 oranında kusurlu olduğu kabul edilmişken, hükme esas alınan bilirkişi heyetleri raporlarında davalı işverenin %60, dava harici inşaat sahibi şirketin %15 ve davacı sigortalının %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
    Somut olayda davacının ... vince daha önce başka bir işçi binmiş olmasına karşın aniden atlayarak binmesi ile kazanın gerçekleşmesine sebep olduğu, bu kapsamda her ne kadar bilirkişi heyetlerinin kusur oranlarının tespitinde davalı işverene ... sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmediğinden ve diğer sebepler gözetilerek %60 oranında kusur verilmiş ise de, olayın gerçekleşme şekli göz önüne alındığında davacıya verilecek eğitimin ... kazasının gerçekleşmesini engellemek noktasında bir etkisinin olmayacağı, işçinin malzeme taşınmak kurulan ve üzerinde başka bir işçinin bulunması nedeniyle ağırlık binen ... vince atlayarak binmesinin yaratabileceği tehlikeli sonuçları öngörerek bu eylemden kaçınması gerektiğinin kendisinden beklenebilecek olmasına göre ... kazasının gerçekleşmesinde kusurunun tespit edilen %25 oranından fazla olduğu anlaşılmaktadır.
    Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak ..., hükme esas alınan raporlardaki kusur oranı tespitlerinin kazanın gerçekleşme şekliyle uyum içerisinde olmadığı gibi ... müfettiş raporundaki tespitlerle de çelişki arz ettiği göz önünde bulundurularak, dosyanın alanında uzman A sınıf ... Güvenliği Uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek, oluşa uygun kusur oranlarının tespitinin sağlanması, tespit edilecek bu kusur oranlarının davacı tarafın kararı temyiz etmemiş olması nedeniyle davalı taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hakları gözeterek 08.02.2020 tarihli hesap raporuna uygulanmasının sağlanması (bu raporda esas alınan işlemiş/bilinen devre tarihinden sonra yürürlüğe giren asgari ücret değişikliklerinin de rapora yansıtılmaması suretiyle) tespit edilecek maddi tazminat ile manevi tazminata hükmederek bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bu aşamada davalı vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Üye ...'ın muhalefetine karşı, Başkan ... ile Üyeler ..., ... ve ...'ün oyları ve oyçokluğuyla, 28.06.2022 gününde karar verildi.
    KARŞI OY GEREKÇESİ
    1. Çoğunluk ile aradaki temel uyuşmazlık “tazminata esas kusur yönünden eksik araştırma nedeni ile bozulması nedeni ile ilk derece mahkemesinin bozmadan sonra hesaplanacak ve hüküm altına alınacak tazminatı, davacının temyiz etmediği dikkate alınarak önceki raporun bilinen ve bilinmeyen dönem başlangıç ve bitiş tarihlerini değiştirmesinin davalı yararına lehine usulü kazanılmış hak olup olmayacağı, buna göre yeniden değerlemenin son karar tarihine yakın tazminata esas değerlere taşınıp taşınmayacağı” noktasında toplanmaktadır.
    2. Dairemizin 2021/6262 Esas, 2022/6811 Karar sayılı ilamında yazılı karşı oy gerekçelerinde açıklandığı üzere özellikle maddi tazminatın karar tarihine yakın verilerle hesaplanması gerektiğinden ve bu durum usulü kazanılmış hakkın istisnası olması nedeni ile çoğunluğun usulü kazanılmış hak teşkil ettiği” görüşüne katılınmamıştır. Zira;
    3. Maddi tazminat hesapları yapılırken, en son bilinen ücret unsurlarının hesaplamada gözetilmesi gerektiğinden, hüküm gününe en yakın güne kadar yürürlüğe giren tüm asgari ücretlerin uygulanması gerekir. Daha önce bir veya birkaç hesap raporu verilmiş olsa bile, dava bitinceye kadar yürürlüğe giren asgari ücretlerden dolayı yeniden değişen değerler nedeni ile ek rapor alınması zorunludur.
    4. Maluliyet oranı gibi zararın hesaplanmasına ilişkin diğer bir unsur da ücrettir. Asgari ücretin artması halinde, karar tarihine yakın ücrette değişeceğinden, bu ücrete göre zararın hesaplanması gerekmektedir. Zira asgari ücret, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davanın her aşamasında uygulanması zorunludur. Bozmadan sonra dahi asgari ücretlerde artış olmuşsa, yeniden tazminat hesabı yapılması gerekir. Yargıç, bir istek olmasa dahi, yargılamanın her aşamasında asgari ücret artışlarını doğrudan dikkate almakla yükümlüdür. Davacı, bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olsa dahi, sonradan yürürlüğe giren asgari ücretlerin uygulanması kamu düzeni gereği ve zorunlu olduğundan, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmaz.
    5. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafın itiraz etmediği hesap, karar tarihine en yakın bilinen ücret üzerinden hesaplanmıştır. Bozmadan sonra karar tarihine yakın veriler alındığında, hesabın unsurları değişeceğinden, tazminat miktarı da elbette değişecektir. Davacı taraf bozmadan önceki ilk kararda bilinen ücret üzerinden hesaplanan tazminata itiraz etmemiştir. Ancak bu bilinen ücret bozmadan sonra değişecektir. Bir tarafın ilerde değişecek diye kararı temyiz etmesi hayatın olağan akışına uygun olmayacaktır. Zira karar onanmış olsa idi hesaplama bilinen ücrete göre hesaplandığından sorun olmayacaktır. Ancak bozmadan sonra değişen durum nedeni ile daha önce doğmayan hesaba esas unsur olan ücrete itiraz etmeme usulü kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Sayın çoğunluğun bu yöndeki bozma nedenine katılınmamıştır.

    Hemen Ara