Esas No: 2022/528
Karar No: 2022/9959
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/528 Esas 2022/9959 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/528 E. , 2022/9959 K.Özet:
Davacı, davalı şirkette 2003 yılından itibaren çalıştıklarını ancak sigorta kaydının 2011 tarihinde yapıldığını ve daha önceki çalışmalarının bildirilmediğini öne sürerek hizmet süresinin tespiti istemiyle davayı açmıştır. İlk derece mahkemesi, davada eksiklikler olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, yapılan araştırmanın yeterli olmadığını belirterek mahkemenin eksik inceleme sonucu karar verdiği gerekçesiyle kararı kaldırmıştır.
506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılan dava, hizmet tespiti davasıdır. Bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması gereklidir. Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Davacının hizmet akdine dayalı çalışma olgusunu kanıtlaması gerekmektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davacının Kuruma bildirilmeyen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili 10.06.2016 tarihli dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2003 yılından itibaren davalı şirkete ait Gökova Mah. Sarıkavak Mevkiinde bulunan Kamış Çiftliğinde eşi ... ile birlikte işçi olarak çalıştığını, ancak davalı tarafından 17.10.2016 tarihinde müvekkiline ve eşine gönderilen ihtarname ile iş akitlerinin sona erdirildiğini, müvekkilinin davalı şirkette 2003 yılında işe başlamasına rağmen sigorta kaydının 2011 tarihinde yapıldığını öğrendiğini, işçilik alacaklarının tahsili için Muğla 1.Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2016/367 E. sayılı davasının açıldığını belirterek, müvekkilinin 2003/Ocak ve 2011/Mart ayları arasında çalıştığının tespit edilerek SGK kaydının yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
II- CEVAP:
Davalı Kurum vekili 19.07.2016 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacının diğer davalıya ait çiftlikte eşinin çalıştığını, davacının eşinin yanında kaldığın, kendi çalışmasını sürdürebileceği bir alan bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, aradan uzun zaman geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı...Tur. Otl. San. Tic. Ltd. Şti. vekili 18.05.2016 tarihli yanıt dilekçesinde özetle; davacı ve eşinin müvekkil şirkete ait Gökova Mah. Kamış Çiftliği Ula adresinde bulunan çiftlikte işçi olarak çalıştıklarını, karı koca olan ve çiftliğin içindeki müştemilatta yaşayan davacıların 01.03.2016 tarihinden 04.03.2016 tarihine kadar, hiçbir şekilde izin almadan, haber vermeden, haklı bir sebep sunmadan işe gelmediklerini, davalı şirketin, işe gelmemelerinin yasal sebebini bildirmeleri aksi takdirde iş akitlerinin feshedileceğine dair 04.03.2016 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, yasal sebep bildirilmemesi üzerine 17.03.2016 tarihli ihtarname davacılara ayrı ayrı gönderilmek suretiyle iş akitlerinin feshedildiğini, davacının şirketten işçi alacağı olduğu iddiasıyla Mahkemenin 2016/367 E. sayılı davasını, işçi alacaklarının daha yüksek hesaplanması adına bu davayı açtığını, müvekkili şirketin önce davacının eşini işe aldığını, davacının eşinin kahya olarak çalıştığını, dışarından yevmiye ile işçi getirtilerek gerekli zamanlarda çalıştırıldığını, davacının ise o tarihlerde eşine ev işlerinde yardımcı olduğunu, kendi nam ve hesaplarına hayvancılık yaptıklarını, daha sonraki zamanlarda davacının ve eşinin ricası üzerine, ihtiyaç olmamasına rağmen ileride emeklilik hakkına kavuşması için çiftlikte çalışması için anlaştıklarını ve 04.03.2011 tarihinde sigorta girişini yaptıklarını, davacının gerçekten çalışmak istemesi ile sigortalı yapıldığını, 04.03.2011 tarihinden önce çalışmasının sözkonusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince “Davacı ...'in Kurumda tescilsiz Davalı Şirkete ait Gökova Mah. Sarıkavak Mevkii Kamış Çiftliği işlerinde 04.03.2011 ile 17.03.2016 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın ek 5. maddesi kapsamında sigortalığı çalılştığı ve bu çalışmalarının Kuruma bildirildiği, bildirilmeyen çalışmasının bulunmadığı, Mart/2003 ile 04.03.2011 tarihleri arasında yazılı talepte bulunmadığından 2925 sayılı Yasa bağlamında sigortalı olamayacağı bilirkişi raporuyla da sabit olduğundan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
B- BAM KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince “Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nin 12.07.2019 tarih, 2016/520 Esas ve 2019/523 Karar sayılı kararına yönelik davacının istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, eksik inceleme sonucu usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek verilen kararı temyiz etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının amacı hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki dosyada, Mahekemece, yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmakla, dava konusu dönemde çiftlik işyerinde fiili çalışanların tespiti yapılarak otel işyerinde bildirimi yapılan davacının da 4.3.2011-2016 arası çiftlikte çalışması olduğu halde işyeri kaydı olan otel işyerinde bildirimler dikkate alınarak otel işyeri bordro tanıkları dinlenilmeli, davacının bildirimlrin başladığı 4.3.2011 öncesi hizmet tespitini istediği anlaşılmakla, aynı şekilde daha önce çalışıp çalışmadığı, önceki çalışmalarının eşinin de aynı yerde çalıştığı gözetilerek eşine yardım niteliğinde olup olmadığı değerlendirilmeli, iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliğine göre eylemli çalışmanın var olup olmadığı, sürekli veya kesintili olup olmadığı, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.