Esas No: 2022/6827
Karar No: 2022/9969
Karar Tarihi: 29.06.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/6827 Esas 2022/9969 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/6827 E. , 2022/9969 K.Özet:
Davacı, SGK tarafından 4/A kapsamında bağlanan yaşlılık aylığının iptaline ilişkin işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek Kurum işleminin iptalini ve Bağ-Kur kapsamında yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitini talep etmiştir. SGK ise davacının sahte sigortalılık yaparak emekli aylığı hak ettiğini iddia etmiş ve işlemin iptali talebinin reddini savunmuştur. Mahkeme, sahte sigortalılık iddiasını doğrulamış ancak yaşlılık aylığının iptaline ilişkin işlemde hizmet birleştirilmesi yapılmadığı için kararın bozulmasına hükmetmiştir. Kararda, sahte sigortalılık davalarının özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi gerektiği ve hizmet birleştirilmesi yapılmadan emekli aylığı iptaline karar verilemeyeceği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86. maddesi ve 30. maddesi kararda yer almıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi : Ordu İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekil dava dilekçesinde özetle; davacının 34000112249447 sicil no ile davalı kurum sigortalısı olduğunu, 0387237873 Bağ-Kur no ile davalı Kurum sigortalısı olduğunu, sigortalı hizmetleri dolayısıyla davalı kurumca 2104609023 tahsis no ile 4/A kapsamında 01.01.2010 aylık başlangıç tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmış olduğu, bilahare yine davalı kurumca haklı hiçbir yasal sebebe dayanmadan 26/07/2016 tarih 4083100 sayılı işlemle kesildiğini, sigortalılığı kapsamında emeklilik başvurusunda bulunduğunu halen bu kapsamda yaşlılık aylığı almadığını, A4/A sigortalılığı kapsamında hak kazandığı yaşlılık aylığının iptaline ilişkin işlemi usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kurumun hatalı işlemleri sebebiyle davacı müvekkilinin mağdur edildiğini 4/A kapsamında aldığı yaşlılık aylığının iptaline ilişkin işlemin iptaline, kabulü halinde davacının bağkur kapsamında yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı tarih olan 01/01/2011 tarihinden itibaren Bağ-Kur kapsamında yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, davacının bu arada hak kazandığı fakat kendisine ödenmeyen yaşlılık aylıklarının kendisine ödenmesine karar verilmesini, masrafların ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın talebinin hukuken mümkün olmadığını, müvekkil kurumca; davacı ...’in, 4/a sigortalısı olduğu dönem içerisinde(12.12.2009 ile 13.04.2010 devresi) fiili ve gerçek bir çalışması mevcut olmadığı halde kendisini sigortalı gösterdiği ve bu suretle emekli aylığı hak kazanmak için gereken günü tamamlayarak usul ve yasaya aykırı bir şekilde emekli aylığına hak kazandığının tespit edildiğini, müvekkil kurum Sosyal Güvenlik Denetmenleri tarafından tanzim edilen 29/04/2016 Tarih,2016/MT/30 sayılı Sosyal Güvenlik Denetmen Raporu ile yapıldığını, denetmen raporu ile birden fazla işyeri tarafından yapılan sigorta bildirimleri incelenmiş, geniş çaplı bir araştırma yapılmış ve birçok işyerinin bu şekilde sahte sigorta yapmak sureti ile bu kişilerin hak etmedikleri halde emekli aylığı kazanmalarını sağladığı ortaya çıkarıldığını, davacı ...’in, 4 4120 01 01 103 0319 052 01 57 sicil sayılı dosyada Erkan Aktaş adına işlem gören Bina İnşaatı işyerinde 26.12.2009 ile 31.12.2009 devresinde fiili olarak çalışmadığı halde sigortalı olarak gösterildiğinin tespit edildiğini, bu nedenle de davacı ...’in 2104609023 tahsis no ile 4/a kapsamında 01/01/2010 aylık başlangıç tarihli aylığı müvekkil kurum tarafından iptal edildiğini, bu itibarla, davacının kurum işleminin iptaline yönelik talebinin reddini arz ve talep etmek yükümlülüğü hasıl olduğunu, ayrıca; kurum işleminin iptaline yönelik taleplerinin kabul görmediği durumda ise Bağkur kapsamında hak ettiği aylığın başlangıç tarihinin 01/01/2011 olması olarak belirlenmesi gerektiğini, davacının bu arada hak kazandığı fakat kendisine ödenmeyen yaşlılık aylıklarının kendisine ödenmesine karar verilmesi gerektiğini belirtmiş, davacının bu talebi de usul ve yasaya aykırı olup, davacının bu talebinin de reddi gerekmiştir, 5510 sayılı Kanun’un 4/b(Bağkur) kapsamında emekli aylığı hak edenlerin maaşlarının talep tarihlerini takip eden ay başından itibaren bağlanacağı kanunun amir hükmünde olduğunu, bu hususun, 5510 sayılı Kanun’un 30.maddesinde düzenlenmiş olduğunu, bu nedenler ile; davacı tarafın, 01/01/2011 tarihinden itibaren bu döneme yönelik ödenmeyen emekli aylıklarının müvekkil kuruma kendisine ödenmesine yönelik talebinin reddini davacının işbu davaya konu ettiği her iki talebinin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı ... Mahkemedeki beyanlarında; "Davacı ... benim işyerimde çalışmadı, davacı geçen yıl benim yanıma gelerek 6 günlük sigortasının eksik olduğunu söyledi. Benden yanında çalıştığını söylememi söyledi ancak davacı benim işyerimde çalışmadı. Ben evrakları hazırlaması için muhasebeciye vermiştim. Muhasebeci davacıyı sigortalı göstermiş benim bundan haberim yoktu. Davanın reddini talep ediyorum." şeklinde beyanda bulunmuştur.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın reddine, karar vermiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi; İlk derece mahkemesi kararının yasal ve hukuksal gerekçeleri ile dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 6100 sayılı HMK'nun madde 353/1-b.1 hükmü gereğince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, iptale konu çalışmanın fiili ve gerçek bir çalışma olup olmadığının yöntemince araştırılması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı kurum vekili; vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
Yukarıda anlatılan yasal mevzuat ışığında dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Mahkemece, hizmetlerin iptaline ilişkin verilen karar yerinde ise de; davacının yaşlılık aylığının iptaline ilişkin olarak Mahkemece, davacının 4/1-a ve 4/1-b çalışmaları dikkate alınarak tahsis talep tarihi itibariyle hizmet birleştirilmesi yapılmak suretiyle veya hizmet birleştirilmesi yapılmaksızın aylık bağlanma koşullarının oluşup oluşmadığı, gerekirse yeniden davacının da beyanına başvurmak suretiyle usulünce irdelenerek varılacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/06/022 gününde oybirliğiyle karar verildi.