Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/5-23 Esas 2008/30 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2008/5-23
Karar No: 2008/30

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2008/5-23 Esas 2008/30 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklar C. G. ve E. Y.'nin çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler hukuka aykırı uygulamalar nedeniyle bozulmuştur. Yerel Mahkeme usule ilişkin bozma kararına uyarak yeniden hüküm tesis etmiştir ancak bu hükümler de yargılama yöntemindeki hukuka aykırılıklar nedeniyle Özel Daire tarafından bozulmuştur. Bozma kararının niteliği gereği davanın esasının incelenmesi ve direnmeye ilişen hususların değerlendirilmesi olanağı bulunmadığından dosya mahalline gönderilmiştir. 5237 sayılı TCY'nın 103. maddesinde yer alan çocuğun cinsel istismarı suçu ile ilgili kanun maddeleri de açıklanması istenmiştir.
Ceza Genel Kurulu 2008/5-23 E., 2008/30 K.

Ceza Genel Kurulu 2008/5-23 E., 2008/30 K.

  • CİNSEL İSTİSMAR
  • 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 103 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık C.... G....’in çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı;

    10.05.2005 günlü eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCY’nın 103. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ile 31/3. maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

    17.05.2005 günlü eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCY’nın 103. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ile 31/3. maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

    Sanık E.... Y.....’nın çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı 10.05.2005 günlü eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCY’nın 103. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ile 31/3. maddesi uyarınca 8 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin olarak Manisa Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 31.03.2006 gün ve 246-270 sayılı hükümler sanıklar müdafilerinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 10.10.2006 gün ve 7312-7779 sayı ile;

    “1-Çocuk olan mağdurun dinlenmesi sırasında CMK.nun 236/3. maddesi gereğince psikoloji, psikiyatri, tıp veya eğitim alanında uzman kişilerden herhangi birinin duruşmada hazır bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

    2-5237 sayılı Yasanın 103/3. maddesine, 5377 sayılı Yasayla yapılan değişiklik sonucu ‘

    ‘......birden fazla kişi tarafından birlikte.......’ ibaresi eklenmiş olup bu değişikliğin suç tarihi itibariyle sanıklar hakkında uygulanma koşulları oluşmadığı halde bu madde ile artırım yapılması,

    3-Sanıklar C.... ve S.....’ın aynı suç işleme kararının icrası kapsamında bir hafta arayla olmak üzere, değişik zamanlarda aynı mağdurun ırzına geçtikleri anlaşıldığı halde teselsül hükümlerinin uygulanması yerine, iki ayrı suç olarak kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması”

    ” isabetsizliklerinden bozulmuştur.

    Bozma nedenlerinden ilk ikisine uyulmasını kararlaştıran Yerel Mahkeme (3) nolu bozma nedenine karşı 23.01.2007 gün ve 798-12 sayı ile;

    “Cinsel istismar suçlarının mağdurun rızası olmaksızın veya mefruz cebir ile işlendiği hallerde, sanığın geçici bir zaman dilimi içerisinde suçun işlenmesine yönelik olarak mağdur üzerinde kurduğu nüfuz ve hakimiyet sona erip serbest kalan mağdur kendi doğal çevresine döndüğünde, sanıkların suç işleme kararlarını neticelendirmiş oldukları kabul edilmelidir. Somut olayda, ilk eylemden bir hafta geçtikten sonra mağduru kolay bir kurban olarak görüp bir kez daha ırzına geçmek suretiyle cinsel istismarda bulunmaları karşısında, sanıkların yeni bir suç işleme iradesiyle, yinelenen şehvet hissi ve yenilenen kasıtla hareket etmiş oldukları kabul edilmiştir. Sanıkların sonraki fiillerinin önceki suç kararının devamı niteliğinde olduğunun kabulü mümkün değildir. Aksi bir kabul sonraki fiil bakımından sanıklar haklarında kısmi bir ceza muafiyeti kazandırılması sonucunu doğuracaktır. Bu sonucun yasa koyucunun öngördüğü ve arzuladığı bir sonuç olmadığı muhakkaktır.

    Bu nedenle mahkememizce, sanıklar haklarında teselsül hükümlerinin değil, gerçek içtima hükümlerinin tatbikinin gerekeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”

    ” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiş,

    Çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı sanık C.... G....’in;

    10.05.2005 günlü eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCY’nın 103. maddesinin 2 ve 4. fıkraları ile 31/3. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

    17.05.2005 günlü eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCY’nın 103. maddesinin 2 ve 4. fıkraları ile 31/3. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına,

    Sanık E.... Y.....’nın ise 10.05.2005 günlü eylemi nedeniyle çocuğun cinsel istismarı suçundan dolayı 5237 sayılı TCY’nın 103. maddesinin 2 ve 4. fıkraları gereğince 6 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiştir.

    Bu hükümlerin de sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 13.04.2007 günlü “

    “bozma”

    ” istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.06.2007 gün ve 98-149 sayılı kararı ile;

    “……….Temyiz incelemesi sırasında öncelikle, yönteme uygun bir yargılama icra edilip edilmediğinin denetlenmesi, ardından da davanın esasının çözümlenmesi gerekir. …

    …… Somut olayda, yönteme aykırı yargılama yapılmasına ilişen bozma nedenine uyma kararı verildiği, esasa ilişkin bozma nedenine direnildiğine göre, temyiz incelemesinin öncelikle Özel Dairece yapılması gerekir.”

    ” gerekçesiyle, öncelikle uyma kararı verilen kısım itibariyle inceleme yapılması için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmiştir.

    Usule ilişkin bozma nedenleri ile ilgili inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi ise 24.12.2007 gün ve 10103-10280 sayı ile;

    “Bozmaya uyulduğu halde, bozma doğrultusunda işlem yapılması gerekirken CMK.nun 236/3. maddesine aykırı olarak, mağdur dinlenmeden yalnızca psikoloğun duruşmada hazır bulundurulması ile yetinilmesi,”

    ” isabetsizliğinden hükmün bozulmasına, direnme hususunda bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesine karar vermiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve sanık Serdar Yücel müdafiinin yöntemine uygun ve geçerli bulunan temyizden vazgeçme isteği dikkate alınmış, müdafileri aracılığıyla hükmü temyiz eden diğer sanıklar C.... G.... ve E.... Y..... hakkındaki hükümlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    İncelenen dosyada;

    Sanıklar C.... G.... ve E.... Y.....’nın çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkûmiyetlerine ilişkin hükümler Özel Dairece, bir kısmı yargılama yöntemindeki hatalı uygulama ile ilgili bulunan çok sayıda hukuka aykırılık nedeniyle bozulmuştur.

    Yerel Mahkeme usule ilişkin bozmaya uyulmasına karar vererek yeniden hüküm tesis etmiş, temyiz edilen bu hükümler uyulan kısımlar itibariyle Özel Dairece denetlendiğinde; bozma kararı doğrultusunda işlem tesis edilmediği ve Ceza Yargılaması Yasası’nın 236/3. maddesine aykırı yargılama yapıldığı belirtilerek hükümlerin bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.

    Özel Dairenin, hükmü geçersiz kılan ve usule ilişkin olan bu bozma kararının niteliği gereği bu aşamada davanın esasının incelenmesi ve direnmeye ilişen hususların değerlendirilmesi olanağı bulunmadığından, Ceza Genel Kurulu’nda işin esası incelenmeksizin dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmektedir.

    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;

    1-Yargıtay 5. Ceza Dairesinin yargılama yönteminde hukuka aykırılık bulunduğuna ilişen bozma kararı karşısında, Yerel Mahkeme hükmünün davanın esasına yönelik kısımlarının bu aşamada Ceza Genel Kurulunca incelenmesine olanak bulunmadığına,

    2-Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 19.02.2008 günü oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara