Esas No: 2022/7572
Karar No: 2022/10433
Karar Tarihi: 13.09.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/7572 Esas 2022/10433 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/7572 E. , 2022/10433 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
No : 2018/1628-2021/1496
İlk Derece
Mahkemesi : ... 29. İş Mahkemesi
Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi‘nce davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacılar eş için 120.179,54 TL maddi, 150.000,00 TL manevi, çocuk Berkan için 2.022,81 TL maddi, 70.000,00 TL manevi, çocuk Berivan için 8.884,82 TL maddi, 70.000,00 TL manevi, anne Çiçek için 1.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi, kardeşler için 15.000,00’er TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
II-CEVAP
Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince eş ve çocukların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, annenin maddi tazminat isteminin reddine, eş lehine 40.000,00 TL, çocuklar lehine 30.000,00’er TL, anne lehine 10.000,00 TL, kardeşler lehine 5.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, eş ve çocukların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, annenin maddi tazminat isteminin reddine, eş lehine 60.000,00 TL, çocuklar lehine 40.000,00’er TL, anne lehine 20.000,00 TL, kardeşler lehine 7.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur oranlarının hatalı tespit edildiğini, asansör firmasının davaya dahil edilmesi gerektiğini, davacılar murisine gerekli uyarıların yapıldığını, davalının asli kusurlu bulunmasının doğru olmadığını, henüz olaya sebebiyet veren kusurun idari hizmet kusuru mu, görev kusuru mu, yoksa kişisel kusur mu olduğunun tespit edilemediğini, sorumluluğun kusura mı dayandığı yoksa kusursuz sorumluluğa mı dayandığının belli olmadığını, kusurun niteliğinin de belirli olmadığını, bu bakımlardan davacının davasını keşif, bilirkişi vasıtası ile kusur oranlarını tespit ettirip, bu tespiti kesinleştirdikten sonra sorumlulara karşı dava açması gerektiğini, bu aşamada Kurumlarının sorumluluğunun belli olmadığını, manevi tazminatların fazla olduğunu ileri sürmüştür.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Dosya kapsamından, davacılar murisinin davalı ...’na bağlı Emine Sabit Büyükbayrak İlköğretim Okulu’nda hizmetli olarak çalışmaktayken asansör boşluğuna düşerek vefat ettiği, kazanın meydana geldiği okulun müdür vekili ...’nun ... tarafından yapılan idari tahkikat sırasında verdiği ifadesinde özetle esas kadrosunun Gaziosmanpaşa İlçesi Osmangazi Anadolu İmam Hatip Lisesi müdür yardımcılığı olduğunu, ilçe milli eğitim müdürlüğünün yazılı görevlendirilmesi ile 04/09/2014 tarihinde Gaziosmanpaşa İlçesi Emine Sabit Büyükbayrak Ortaokulu’nda müdür vekili olarak göreve başladığını, okula geldiğinde okulu devralacak bir yönetici olmadığını, iki okulu tek başına okulların eğitim öğretime açıldığı tarih olan 15 Eylül 2014 tarihine yetiştirmek için var gücüyle çalıştığını, okulda devlet tarafından görevlendirilen kadrolu hizmetli olmaması ve iki okulda yaklaşık 1600 öğrenci mevcudu olması nedenleriyle hizmetin yürümesi için müteveffayı ücretli hizmetli olarak işe aldığını ve hemen sigortasını yaptırdığını, olayın olduğu gün onu kırık olan tuvalet kapılarının kapı menteşelerini alması için Çağlayan'a gönderdiğini, müteveffa saat 15.30 civarında okula geldiğinde, ona 3. kattaki asansörün kapısının öğrenciler tarafından açıldığını ve içine girdiklerini bu asansör kapısının kapatılması gerektiğini söylediğini, bununla ilgili olarak okuldaki bir öğretmenden asansör bakımını yapan bir asansör firmasının telefonunu aldığını yine müteveffaya söylediğini, onun da kendisine “hocam gerek yok ben yaparım” dediğini, sonra 3. kata çıktığını, kendisinin de onun peşinden gittiğini, o esnada müteveffanın eşine karnının aç olduğunu söylediğini, kendisinin de müteveffaya “abi bırak git karnını doyur, biz adam çağıralım gelip yapsınlar” demesine karşın “ben bir bakayım yaparım” dediğini, biraz uğraştıktan sonra asansörün kapısını kapatamadığını, kendisinin de ona “abi bırak adam çağıralım, gelsin yapsınlar” demesine rağmen, “müdürüm alt kata inip asansör kapısına bakayım, ona göre yaparım” dediğini, onun peşinden indiğini, tekrar ona eve gidip yemek yemesini, eşine de gidip eşine yemek hazırlamasını ısrarla söylediğini, müteveffanın asansör kapısını yapmadan gitmeyeceğini söylediğini ve kendisinden asansör anahtarını istediğini, bunun üzerine anahtarı ona verdiğini, asansörün kapısının sağ tarafında kendisi, sol tarafında muris bulunduğu halde murisin bir anda anahtarı yerine sokarak asansör kapısını açtığını ve boşluğa düştüğünü beyan ettiği, Kurum tarafından düzenlenen inceleme raporunda olayın iş kazası olarak nitelendirilmesinden sonra davacılar murisinin %20, işveren okul müdürlüğünün %80 oranında kusurlu olduklarının belirtildiği, aynı olaya ilişkin olarak Gaziosmanpaşa 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/121 Esas sayılı ceza dava dosyasında müdür vekili ... ile odan önceki müdürün yargılandıkları, önceki müdür ...’nun beraatine, ...’nun tali kusurlu bulunması nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı ve kararın itirazın reddi neticesinde kesinleştiği, Anılan ceza dava dosyasında hükme esas alınan 29/03/2018 havale tarihli bilirkişi kusur raporunda asli kusurun milli eğitim müdürlüklerine, tali kusurların ise müteveffaya ve müdür vekili sanık ...’na ait olduğu yönünde görüş bildirildiği, temyiz incelemesine konu eldeki dava dosyasında alınan 14/12/2016 tarihli bilirkişi kusur raporunda müteveffanın %30, davalının %70 (bu %70 kusur oranının içinde olmak kaydıyla müdür vekili ...’nun %10 oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmesine karşın, eldeki tazminat dava dosyasında hükme esas alınan bilirkişi 24/05/2017 tarihli kusur raporunda bilirkişilerin müteveffanın %30, davalının %70 oranında kusurlu olduğu, olayda başkaca bir kusurlu olmadığı yönünde görüş bildirdikleri anlaşılmaktadır.
İş kazalarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davalarında zararlandırıcı olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarının kesin olarak tespiti hem maddi hem de manevi tazminat miktarını doğrudan etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır.
Hal böyle olunca mahkemece yukarıda belirtilen kusur raporları arasındaki dava dışı müdür vekili ...’nun kazanın meydana gelişinde kusurlu olup olmadığı yönündeki açık çelişki giderilmeden eksik araştırma ile neticeye varılması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş; mahkemece anılan kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi noktasında yine işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna ...’nun ceza dava dosyasında kusurlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiğini, Selami’nin kusur durumunun da nedenleriyle birlikte irdelenmesi gerektiğini de gözeterek konuyu yeniden inceleterek olaya neden oldukları ileri sürülen kişi veya kişilerin kusur oranlarını kesin olarak tespit etmek, sonrasında yeniden hesap raporu alınmasının gerekmesi halinde davacı tarafın 20/11/2017 tarihli ek hesap raporunu açıkça kabul etmesi ve temyiz incelemesine konu hükmü temyiz etmemiş olması nedeniyle bilinen dönemin başlangıç ve bitiş tarihlerinin 20/11/2017 tarihli bilirkişi raporundaki tarihlere göre belirlenmesi gerektiğini ve diğer usuli kazanılmış hakları gözetip çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi‘nin davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı kaldırılarak Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi’nin 07/10/2021 Tarih, 2018/1628 Esas, 2021/1496 Karar sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.