Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/2-264 Esas 2008/9 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2007/2-264
Karar No: 2008/9

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2007/2-264 Esas 2008/9 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ceza Genel Kurulu 2007/2-264 E., 2008/9 K. kararında, bir kavgada sanığın taşıma ruhsatlı tabancasıyla havaya ateş etmesi suçlamasıyla ilgili olarak, yerel mahkeme tarafından beraat kararı verilmiş ancak Yargıtay 2. Ceza Dairesi oyçokluğuyla bunun bozulmasına karar vermiştir. Yerel mahkeme ise bozma kararında belirtilen karşılaştırma yapılmış ve yapılan değerlendirme sonucunda beraat kararı verilmiştir. Ceza Genel Kurulu ise bu durumda temyiz incelemesinin yapılabilmesi için kararın tüm taraflara tebliğ edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır:
- 5271 S. Ceza Muhakemesi Kanunu [Madde 243]
- 5271 S. Ceza Muhakemesi Kanunu [Madde 260]
- 5320 S. Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama... [Madde 8]
- 765 S. Türk Ceza Kanunu (Mülga) [Madde 466]
- 1412 S. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (Mülga) [Madde 316]
Ceza Genel Kurulu 2007/2-264 E., 2008/9 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/2-264 E., 2008/9 K.

  • KANUN YOLLARINA BAŞVURMA
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 243 ]
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 260 ]
  • 5320 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ... [ Madde 8 ]
  • 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 466 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 316 ]
  • "İçtihat Metni"

    Kavgada silah boşaltma, suçundan sanık M..... Ö.....’ün beraatına ilişkin Kadıköy 2.Sulh Ceza Mahkemesince verilen 26.09.2005 gün ve 295-784 sayılı hüküm o yer Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 2.Ceza Dairesince 06.11.2006 gün ve 4113-17737 sayı ile;

    “...olay günü sanığın, evlerinin önüne gelip oğluyla tartışmak için aşağıya çağıran ve beklemekte olan müştekileri korkutmak ve dağılmalarını sağlamak amacıyla ruhsatlı tabancası ile bir el havaya ateş etmesi şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK’ nun l06. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde düzenlenen suçu oluşturup oluşturmayacağı tartışılarak bu suçu oluşturduğunun kabulü halinde 765 sayılı TCK’ nun 466/1. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nun l06. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde öngörülen cezalardan hangisinin lehe olduğu belirlenip lehe olan madde uyarınca ceza tayini, eylemin 5237 sayılı TCK’ nun 106. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde düzenlenen suçu oluşturmadığının kabulü halinde ise sanığın beraatına karar verilmesi gerekirken bu eylem yönünden değerlendirme yapılmadan kavgada silah boşaltmak suçunun 5237 sayılı TCK" nda bağımsız bir suç olarak düzenlenmediği gerekçesi ile sanığın beraatına karar verilmesi...”

    ” gerekçesiyle oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiştir.

    Yerel Mahkeme ise 14.05.2007 gün ve 1501-543 sayı ile,

    “...mahkememizce verilen 26.09.2005 tarih ve 2005/295-784 sayılı kararda yargılamanın devamı sırasında 765 sayılı TCY’ nın yürürlükten kaldırıldığı ve 5237 sayılı TCY’ nın yürürlüğe konulduğu belirtildikten sonra 5237 sayılı TCY’ nın da 765 sayılı TCY’ nın 466. maddenin karşılığını oluşturan bir düzenlemenin yer almadığı ve böylelikle suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasa ile eylemin suç olmaktan çıkarıldığı belirtilmiştir. Öyle ise Yargıtay Dairesinin bozma kararında belirtilen karşılaştırma yapılmış ve sonuçta yapılan değerlendirme ile beraat kararı verilmiştir. Buna karşın mahkememizce karşılaştırma yapılmamış gibi bozma kararı verilmesi yasaya ve usule uygun görülmediğinden...”

    ” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

    Bu hükmün de Kadıköy Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle dosya Yargıtay C.Başsavcılığının “

    “bozma”

    ” istemli tebliğnamesiyle, Yargıtay Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    CEZA GENEL KURULU KARARI

    21.02.2005 tarihinde meydana gelen kavgada sanığın taşıma ruhsatlı tabancasıyla havaya ateş etmesi şeklinde gerçekleşen yargılama konusu maddi olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık bu eylemin 5237 sayılı TCY’nda suç olarak düzenlenip düzenlenmediğine ilişkindir.

    Ancak temyiz incelemesinin yapılabilmesi için temyiz yasa yoluna başvuru hakkı olanların tamamının kararı tefhim veya tebliğ yoluyla öğrenmeleri yasal bir zorunluluktur. Nitekim 5271 sayılı CYY’nın “

    “Kararların açıklanması ve tebliği”

    ” başlıklı 35. maddesinin 2. fıkrasında; “

    “Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur.”

    ” hükmü yer almaktadır.

    CYY’nın 260/1. maddesinde ise yasa yollarına başvurma hakkı olanlar sayılmıştır;

    “ Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır...”

    ” CYY’nın 242. maddesinin 1. fıkrasında da, “

    “Katılan, Cumhuriyet savcısına bağlı olmaksızın kanun yollarına başvurabilir.”

    ” şeklindeki düzenlemeye yer verilmiştir.

    İncelemeye konu dosyada;

    Bozmadan önceki 21.06.2005 tarihli oturumda şikâyetçiler K.... ve N..... G....... ile E... A......’un talepleri üzerine Yerel Mahkeme tarafından davaya katılmalarına karar verilmiş ancak bir sonraki oturumda şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle E... A.....’un müdahilliği CYY’nın 243. maddesi uyarınca hükümsüz kalmıştır. K.... ve N..... G........’nun katılan sıfatlarının devam etmesine karşın bozma üzerine yokluklarında verilen direnme hükmü kendilerine edilmemiştir.

    Bu itibarla temyiz incelemesinin yapılabilmesi için, direnme kararının katılanlara tebliği, verdikleri takdirde temyiz dilekçesinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 316/1. maddesi hükmü gereği sanığa tebliğ edilmesi ve yapılacak tebligata ilişkin evrakın eklenmesi amacıyla dosyanın mahalline iadesi gerekmektedir. Katılanların Yerel Mahkemenin direnme hükmünü temyiz etmeleri halinde ise Yargıtay C.Başsavcılığınca ek tebliğname düzenlenmesi zorunluluğu doğacaktır.

    SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;

    Direnme kararının katılanlara tebliği ile sair işlemlerin yapılabilmesi amacıyla dosyanın Kadıköy 2. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesi ve belirtilen eksiklik tamamlandıktan sonra dosyanın temyiz incelemesinin yapılabilmesi için Ceza Genel Kuruluna iadesi kaydıyla Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.01.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara