Esas No: 2011/10
Karar No: 2011/22
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/10 Esas 2011/22 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bakırköy 12. İş Mahkemesi
TARİHİ : 28/12/2009
NUMARASI : 2008/228-2009/842
Davacı vekili, davalı bankaya ait işyerinde 01.03.1988 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, davacının iş sözleşmesinin 20.05.2008 tarihinde geçerli ve haklı bir sebep olmaksızın şube müdürü iken feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine, işe iadeye ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı banka vekili, banka teftiş kurulu Başkanlığı tarafından yapılan incelemede davacının denetim ve kontrol görevini yerine getirmemesi nedeniyle bankanın zarara uğramasına neden olduğunun tespit edildiği ve davalı bankanın disiplin kurulu kararı doğrultusunda 20.05.2008 tarihinde ihbarname ile iş sözleşmesinin feshedildiği davacının tüm yasal hakları ödenerek iş sözleşmesinin feshedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, “birim müdürü olarak çalışan davacının yapılan tüm işlemleri birebir denetleme yükümlülüğü bulunmadığı fiilen bu tür bir denetimin yapılmasının da mümkün olmadığı , davacının alt kadrosunda yönetmen olarak çalışan T. G."nin 2003 ve 2008 yılları arasında gerçekleştirdiği usulsüz işlemlerin genel kontroller sırasında ortaya çıkmasının mümkün olamayabileceği” gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının iş sözleşmesi davalı banka tarafından davacını görevini savsaması ve denetim görevini yapmaması nedeniyle bankanın zarara uğramasına sebebiyet verdiği ve bu nedenle 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/ II-ı fıkrası hükmü uyarınca feshedildiği tartışmasızdır. Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan husus davacının mahiyetinde çalışan işçinin işlemlerini denetleme görevini ihmal edip etmediği ve ihmal etmiş ise bundan dolayı meydana gelen banka zararı sebebiyle iş sözleşmesinin feshinin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece 07.09.2009 günlü bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde hüküm oluşturulmuşsa da bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli içerikte bulunmamıştır. Bu sebeple somut olayda doğru sonuca varılması için öncelikle davacının görev tanımı, işyeri personel yönetmeliği getirtilerek banka işlerinde uzman kişiler arasından oluşturulacak üç
kişilik bilirkişi heyetinden davacının banka zararının oluşmasında ihmal veya kusurunun bulunup bulunmadığının saptanması için rapor alınmalı, bu suretle toplanan deliller hep birlikte değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 18/07/2011 gününde oybirliği ile karar verildi.